İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü önünde gerçekleşen eylemde öğrenciler, akademisyenler, üniversite çalışanları, meslek odaları “Rektörlük seçiminde en çok oy alan Raşit Tükel atanmalı” çağrısı yaptı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) rektörlük seçimlerinde en yüksek oyu alan İÜ Demokratik Üniversite Girişimi adayı olarak katı Prof. Dr. Raşit Tükel’in atanması için çağrılar sürüyor.
Bianet'ten Beyza Kural'ın haberine göre, Üniversite Dayanışma Platformu ve İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu’nun Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirdiği ve Raşit Tükel'in de yer aldığı eyleme akademisyenler, öğrenciler, üniversite çalışanlarının da aralarında olduğu yüzlerce kişi katıldı.
“#Rektör Raşit Tükel. Oylarımıza ve demokrasiye sahip çıkıyoruz” pankartı ardından toplanan insanlar “Raşit Tükel Rektörümüzdür”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları attı.
Meslek odaları, Üniversite Dayanışma Platformu, öğrenciler, taşeron çalışanlar adına yapılan konuşmalarda YÖK’e ve cumhurbaşkanına üniversitenin iradesine saygı gösterme çağrısı yapıldı.
Raşit Tükel de seçimlerden önce de dile getirdikleri en yüksek oyu alanın atanması taleplerini yineledi, atamaların takipçisi olacaklarını söyledi.
12 Mart’ta gerçekleşen ve 2 bin 537 oyun geçerli sayıldığı seçimlerde Prof.Dr. Raşit Tükel 1202 oyla ilk sırada yer alırken Tükel’i 908 oy ile mevcut rektör vekili Mahmut Ak takip etti.
Üniversite, seçimlerde belirlenen altı ismi Yükseköğretim Kurulu’na gönderecek. YÖK, altı adaydan üç kişi seçerek Cumhurbaşkanı’na öneri listesi verecek. Rektör, cumhurbaşkanının atamasıyla belirlenecek.
Meslek Odaları Koordinasyonu: Üniversitenin iradesine saygı
İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu adına konuşan Kazım Mermer, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet sandığın iradesine saygı duymanın demokrasi eşiği olduğunu dillendiriyor” diyerek YÖK’e ve cumhurbaşkanına “İstanbul Üniversitesi’nin iradesine saygı duyma” çağrısı yaptı.
“Demokratik, özgür, çoğulcu ve özerk bir üniversite inşa etmek adına gerçekleştirilecek dayanışma, tüm politik dinamiklerin, kurulların ve de kurumların birinci sorumluluğudur. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek, akademik özgürlüklere, toplumsal barışa ve ülkede özlemini çektiğimiz demokrasiye katkı sağlayacaktır.”