Beyaz Renkli Dut Ağacını Kanlarıyla Kızıla Boyayan Talihsiz Aşıklar Pyramus ve Thisbe'nin Yürek Burkan Hikâyesi

Karadut ağacına ait koyu kızıl meyvelerin bir zamanlar kar gibi bembeyaz olduğunu biliyor muydunuz? O dutların değişen renklerinin hikayesi Pyramus ve Thisbe’nin aşkında saklı…

Kraliçe Semiramis’in ülkesi Babil’in en yakışıklı genci olan Pyramus ve en güzel kızı Thisbe, komşu evlerin çocuklarıdır.

Bu iki güzel insan birbirlerini ilk gördükleri anda aşık olurlar, ancak evlenme istekleri aileleri tarafından kabul görmez. Gençler ne kadar çok itirazla karşılaşırsa birbirlerine duydukları aşk da bir o kadar güçlenir. 

Aileleri yüzünden görüşmekte zorlanan ikili, bir süre sonra iki evi birleştiren ortak duvarda bir çatlak fark ederler. Çatlak daha önce genç çiftten başkası tarafından görülmemiştir bile.

Birbirimizin yüzünü göremesek bile en azından seslerimiz ulaşsın diyerek bütün gün aşklarını gizlice haykırırlar duvardaki bu küçük çatlaktan.

Gece vakti ise duvardan ayrılıp evlerine dönerler sessizce.

Pyramus ve Thisbe, günün birinde Ninus’un türbesi olarak bilinen yerde buluşmak için sözleşirler, erken gelen pınarın yanındaki dut ağacında sevdiğini bekleyecektir.

Gece vakti gelince dut ağacının önüne erkenden varan Thisbe, şalına sarınıp sevgilisini beklemeye başlar. O sırada avdan döndüğü belli olan bir dişi aslan susuzluğunu gidermek için pınara yanaşır. 

Aslanı görünce korkudan en yakınındaki mağaraya sığınan Thisbe, panikle hareket edip şalını yere düşürür ama geri dönüp almaya da cesaret edemez. Aslan kanlı ağzıyla şalı yoklar ve ormana dönmek için yola koyulur.

Aksi gibi tam o esnada sevgilisini bekletmemek için aceleyle dut ağacına gitmeye çalışan Pyramus beliriverir dişi aslanın az önce durduğu yerde.

Kanlı şalı görür, aslanın ayak izlerini fark eder ve sevgilisinin aslana yem olduğunu düşünüp karalar bağlar Pyramus. Kanlı şalı eline alıp sevgilisini koruyamadığı için gözyaşlarıyla yıkar Thisbe’nin şalını. Sonra kılıcını çeker ve kalbine saplar, tek dileği bir an önce sevdiğine kavuşmaktır.

Pyramus’un akan kanı toprağa karışır ve dut ağacının köklerinden meyvelerine kadar taşınır. Beyaz renkli dutlar Pyramus’un kanıyla kızıla boyanır.

Thisbe ise her şeyden habersiz, aslandan saklandığı mağaradan çıkıp Pyramus’un yanına gider. Ağaçtaki kızıl renkli dutları gördüğünde bir an yanlış yere geldiğini düşünür ama sonra bunun sevgilisinin kanıyla yıkanmış kendi dut ağaçları olduğunu fark eder. 

Son nefesini Thisbe’nin kollarında veren Pyramus’un yanındaki kılıcı ve kendi kanlı şalını görünce Pyramus’un her şeyi yanlış anlayıp canına kıydığını anlar genç kız. Artık onun da bu dünyada nefes alacak takati kalmamıştır ve kılıcı alıp aynı şekilde var gücüyle kalbine batırır.

Ölmeden önce Thisbe şu sözleri haykırır:

'Ey bizim kederli ailelerimiz, bu son ortak arzumuza karşı gelmeyin. Aşk ve ölüm bizi birleştirdi, mezarımız da tek olsun. Ve sen ey ağaç, bu kıyımın izlerini sakın kaybetme. Meyvelerin kanımızın anısını hep taşısın…'

Thisbe’nin ailesi, genç kızın son dileğini yerine getirir ve iki aşığın cansız bedeni tek bir mezara konulur. Dut ağacı da bu talihsiz sevgililerin anısına meyvelerini kızıl renkte verir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇

Gördüğünüz An İçinize Sıcacık Hisler Yayacak, Tarihin Tozlu Sayfalarından Kopup Gelmiş Nostaljik Kareler
Bu Bilgileri Öğrenince Aşka Olan Saygınız Artacak, Sevenleri Kavuşturabilmek İçin Minik Bir Esra Erol Olacaksınız!
İsviçreli Ressam Henry Fuseli'nin Günümüz Karanlık Zihniyetine İlginç Şekilde Işık Tutan, Tüyler Ürpertici Tablosu: Kabus

Popüler İçerikler

Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!