Aşkı hissettiren karakterler bunlar! 🌈❤️
Not: Film açıklamaları Beyazperde'den alınmıştır.
Aşkı hissettiren karakterler bunlar! 🌈❤️
Not: Film açıklamaları Beyazperde'den alınmıştır.
Sekiz farklı çiftin öyküsünün yer aldığı filmde başlangıcından ayrılığa kadar bir ilişkinin tüm aşamaları ve özellikle kadınların seksten sonra beklentileri mizahi bir dille anlatılıyor...
Los Angeles'ta yaşayan bir grup lezbiyenin yaşamlarından kesitler sunan ve lezbiyen, eşcinsel kültürün bilinmeyen yönlerini izleyiciye aktaran The L Word, femme, butch, lipstick ve goth gibi her kategorideki lezbiyeni senaryo akışına dahil etmektedir.
Film 1980’lerin ortalarına doğru New York’un gece kulübü çevrelerinde nam salan ve ‘club’ kültürünün yükselişinde büyük rolü olan Michael Alig’in gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor.
John Krokidas'ın ilk yönetmenlik deneyimine imza attığı ve başrollerini Daniel Radcliffe, Michael C. Hall ve Ben Foster paylaştığı filmde bir cinayet dönemin en önemli yazarlarını bir araya getiriyor. 1944 yılında geçen filmde, genç Allen Ginsberg, Columbia Üniversitesi'ni kazanmış ve Lucien Carr ile burada tanışmıştır. Son derece havalı ve çekici biri olan Lucien'le karşılaşması Allen'ın hayatının en önemli dönüm noktası olur. Kısa süre içerisinde William Burroughs ve Jack Kerouc ile tanışmasıyla, bu dört genç adam toplumun kısıtlamalarının boğucu zırhından sıyrılıp tek gerçeğin edebiyat olduğu bir zihin yapısını benimserler. Gelenekleri reddedip yeni ve daha öncekileri hiç mi hiç benzemeyen bir akımı oluşturmanın peşine düşerler. Yeni ve bambaşka bir sanat akımı olan Beat Hareketi böylece ortaya çıkmış olur...
Bir obsesyon ve aldatmaca, aşk için mücadele ve dünya üzerinde imkansız görünen bir sadakat kavramı. Film, ikin genç kadının bir yaz süresince duygusal ve fiziksel boyutta yaşadıklarının haritasını çıkartıyor. Mona, dışarıdan görünen sivri dilli tutumunun ardında kullanılmayan bir zeka ve boş geçen günlük yaşamının içinde duyduğu bilinmeyen bir özlemle doludur. Tamsin, iyi eğitim almış ancak huyu bozulmuş ve alaycı bir tiptir. Birbirlerinin tamamen zıttı olan bu iki kadın, bu durumu farkında olmakla beraber çok geçmeden birbirlerine doğru çekilir ve kaynaşırlar. Mona’nın ağabeyi Phil, dindar biridir ve kız kardeşini de o yola çekmek ister. Mona’nın tüm düşüncesi ise Tamsin üzerindedir. Ağabeyinin yanından kaçıp Tamsin’e geldiğinde ise ilk baştaki coşkunun yerinde yeller esmektedir. Filmin yönetmeni ödül sahibidir.
Film, Madrid'de yaşayan Elena ve Alberto adlı çifti anlatıyor. Mutlu bir evlilikleri, mesleki başarıları ve sevgi dolu bir oğulları olan aile Elena'nın Alberto'nun cebinde bir otel fişi bulması ile sarsılır. Eşinin ona sadakatsiz davrandığını keşfeden Elena, aynı zamanda eşinin eşcinsel bir ilişki yaşadığını öğrenir.
Üç farklı zaman diliminde lezbiyen çiftler hakkında üç ayrı hikâye anlatır. İlk filmde olduğu gibi, tüm hikâyeler farklı zamanlarda aynı evde geçer.
Nina Borowski parlak bir kariyere sahip, düzenli bir ilişkisi olan naif bir kadındır. Bir yakını tarafından verilen bir partiye katıldığında George Hanson isimli genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Nina ve George'u ortak noktada buluşturan durum ise ortak tanıdıkları olur. George Hanson sevgilisi tarafından terk edildiği gerçeğini o gece Nina'dan öğrenir. Bir yabancıdan bu haberi alan George derin hüzünlere gark olur. Nina ise pot kırdığı için duyduğu vicdan azabını gidermek için George'u bir süreliğine kendi evinde kalması için ikna eder. Zamanla aralarında samimi bir dostluk oluşur. Nina bu hisleri bir adım ileriye götürerek George'a karşı farklı hisler beslemeye başlar. Ancak George'un her şeyi altüst edecek bir sürprizi vardır.
Akademi olarak bilinen bir gizli ajan okulundan 4 seksi kadın , gizlice acımasız bir kadının peşine düşerler. Kadının tek suçu zor ilişkilerin dünyasında aşkı bulmaya çalışmasıdır. Ajanlardan biri ve kadın geleneklere aykırı bir biçimde buluşurlar. Aralarındaki kıvılcım acayip ve hiç de hoş karşılanmayan bir aşk ilişkisine dönüşür ve bu olay, elit ajanlar yürütme kurulu arasında karmaşa ve yanlış anlaşılmalara sebep olur.
Steven Russell (Jim Carrey), Debbie (Leslie Mann) ile mutlu bir evliliği olan yerel bir polis memurudur. Fakat Steven’ın bu mutlu aile tablosunun arkasında gizli bir sır vardır... Gerçek annesini bulmak için polis memuru olmuş bu adam gizli bir eşcinseldir aynı zamanda...
Bir gün yaptığı kaza ile birlikte hayatının değiştiğini düşünen Steven bundan böyle sırlarla yaşamak istemez. Artık hayatını kanunen yasak bile olsa kendi istediği gibi yaşamak isteyen Steven’in başından yeni bir sevgili de dahil olmak üzere bir çok yeni olay geçecektir...
Bunlardan biri de sevgilisi Philip Morris’i ve kendini(Ewan McGregor) hapisten kaçırma planıdır.
Film gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanmıştır.
Total Eclipse, yazdıkları şiirlerle Fransız edebiyatında önemli yerlere sahip ve sonraki kuşakları da oldukça etkileyen Arthur Rimbaud ve Paul Verlaine'in ilişkisine odaklanıyor. Dehalarının arka planında, evli olmalarına rağmen yaşadıkları gizli eşcinsel ilişki, alkol ve uyuşturucuyla yaşadıkları sürdükleri hayata detaylarıyla tanık oluyoruz.
3 bölümlük mini dizi Fingersmith, 1800'lerin ikinci yarısında, Londra'da geçiyor. Zengin bir aileden gelen Maud Lilly ve fakir bir aileye sahip, hırsızlık yaparak para kazanan Sue Trinder'ın farklı amaçlar için yollarının kesişip, ilginç bir şekilde aralarında gelişen aşk konu ediliyor.
Başrollerini Robert Pattinson, Matthew McNulty ve Javier Beltrán'ın üstlendiği Little Ashes, sürrealizmin öncü isimlerinden Salvador Dali, yönetmen Luis Buñuel ve yazar Federico García Lorca'nın hikayesini anlatıyor.
Bir nükleer santralde laborant olarak çalışan Karen Silkwood ihmal sonucu radyasyona maruz kalır ve hayatı ciddi bir risk altına girer. Konuyu araştıran bir gazeteciyle iş birliği yapan Karen santraldeki yanlışlıkları ifşa etmeye kararlıdır. Ne var ki savaştığı güçler kendisinin çok üzerindedir ve onu durdurmak için yapmayacakları şey yoktur.
Rachel, uzun zamandır sevgilisi olan Hector ile evlilik hazırlığında olan genç bir kadındır. Ancak onun hayatı, düğünde çiçeklerin hazırlanmasından sorumlu olan Luce ile tanışması ile bambaşka bir hal alır. Luce’a karşı farklı duygular hisseden Rachel, onunla iletişim kurdukça başka bir kadına aşık olmanın nasıl bir his olduğunu anlamaya başlar. Evlendikten sonra da Luce’a karşı olan hislerinden kaçamayan Rachel, kendisini gizli bir ilişkinin içinde bulur.
Queer as Folk, 1999 tarihli Britanya yapımı bir televizyon dizisi. Dizide, Manchester'daki Canal Street çevresinde Gay Village denilen yerde tanışan 3 eşcinsel erkeğin hayatları anlatılır. 1999-2000 yıllarında olmak üzere iki sezon süren dizinin toplamda on bölümü bulunmaktadır.
Jill, asistanlığını yaptığı Hollywood yıldızı öldürülünce baş şüpheli sayılır. Kendini temize çıkarmaya çalışan Jill, katili bulmaya çalışırken sinema dünyasını saran kirli ilişkilerle de mücadele etmek zorunda kalır.
“High Art”, evli bir kadının lezbiyen bir fotoğraf sanatçısına tutulmasıyla birlikte girdiği sürece odaklanırken, ev hayatı ile alt kültür yaşamı arasında kurduğu görsel farklarla ve gerçekçi dokusuyla dikkat çekmeyi beceriyor.
New York'ta yaşan 30'lu yaşlardaki iki komedyen Billy ve Julie için hayat oldukça zordur. Arkadaşları ve tanıdıkları hayatta gerçek aşkı ve başarıyı yakalamışlardır. Billy ve Julie ise bir yandan kariyerlerinde ilerlemeye bir yandan da gönül ilişkilerini yoluna koymaya çalışmaktadır. Ancak şanssız ikili için her şey gün geçtikçe daha da kötüye gitmektedir.