Beşiktaş ile ilgili bilinen tek şey, hiçbir şeyin bilinmediği…
Transfer gelişmesi var mı, yok mu? Stadyum adı nedir? Ne olacaktır? Köyümüze bir heyet gelecek midir?
Sessizlik…
Beşiktaş ile ilgili bilinen tek şey, hiçbir şeyin bilinmediği…
Transfer gelişmesi var mı, yok mu? Stadyum adı nedir? Ne olacaktır? Köyümüze bir heyet gelecek midir?
Sessizlik…
Stadyuma isim sponsoru olsa çok iyi olur,
Transfer olsa çok iyi olur,
Neftçi geçilse çok iyi olur,
Talisca gelse çok iyi olur…
Sezonun ilk resmi maç günü geldi çattı. Tüm yazı öğretmeninin verdiği ödevleri tamamlamadan okula başlamak gibi geliyor bana biraz.
Zamanlamada bir inanış eksikliği var sanki camianın üzerinde, ne dersiniz?
Doğayı referans aldığımızda güneş tam zamanında doğuyor,
Çiçek tam zamanında açıyor,
Beşiktaş’ın ya transfer takvimi yetişmiyor ya harcama limiti.
Yaklaşık 40 gün Redmond, bir o kadar da meskûn mahallimizde bulunan Tayfur,
Salih ve Cenk’in bir türlü uzatılamayan sözleşmelerinden bahsetmiyorum bile!
Transfer çiçeği hiç zamanında açmıyor,
Vizyon güneşi hiç doğmuyor Beşiktaş’ın üzerine.
*
“Kartallar ömürlerinin sonlarına yaklaşırken gagalarını, pençelerini ve tüylerini sökerler, böylece yerine yenileri çıkar ve yeniden doğmuş gibi, ömürlerini uzatabilirler.”
Beşiktaş JK yönetimi, yönetim kadrolarının tamamını tek tek değiştirse de tüm tuşlara da aynı anda bassa da taraftardan ayrı şekilde bu geminin yürüdüğünü öğrenemeden gidecek besbelli.
Redmond değerlendirilemiyorken yerine gelecek futbolcuya 10 milyon Euro teklif etmek,
Saiss varken daha düşük kaliteye yönelmek ve bunun için yine yaklaşık 10 milyon Euro bedel ödemek…
Kim ne yaparsa yapsın; defansın ortası bomboşken planlar tutarsa Şenol Güneş kutlanır, işler kötü giderse yönetime bir kez daha fatura çıkartılır.
“Kendini yenilemeye karar veren Kartal, sarp yamaçlarda kendine bir kovuk bulur. Artık bir işe yaramayan gagasını günlerce kayalara vurarak parçalanıp düşmesini sağlar. Yani oluşan gagasının sertleşmesini bekler. Daha sonra bu güçlü gagayla acılar içinde yaşlanmış pençelerini söker. Eskimiş tüylerini tek tek yolar. Yüz elli gün, yemeden içmeden acılar içinde gerçekleştirdiği bu işlemlerden sonra, yeniden doğmuş gibi gençleşerek uçar yeni yaşamına ve bir otuz yıl daha yaşar.”
Sizin de bir yerlerde okumuş olabileceğiniz bu felsefi, metaforik hikâye şu an bir kulüp yönetiminin bir mite inanması gibidir…
Özel yaşamlarınızı mevcut Beşiktaş yönetimi yönetmeyi lütfen denemeyiniz.
Yönetimler de ömürlerini tercihen uzatamıyorlar, değil mi?
Sanırım sıkıldım.
Yönetim istifa etse çok iyi olur.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio