Beşiktaş Gibi Oynayınca Oluyor!

Tribünlerin dolu olmamasının sebebi Beşiktaş taraftarının takıma küsmesi falan değil. Bu yorumu yapanlar yanılıyorlar. İstanbul trafiğinde, saat 18:30’da stadyuma yetişmek için işten saat en geç 16:00’da çıkılması gerekir. Maçın bu saate alınmasının tek nedeni de yaz saati uygulamasıdır.

Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; Kasımpaşa maçındaki ruhsuz takım gitmiş, sezon başındaki hırs geri gelmiş…

Maça istekli baskılı başlayan Beşiktaş ilk yarıda oyunu rakip sahaya yıkmasına rağmen çok ciddi fırsatlar yaratamadı.

Ancak rakibe de ciddi pozisyonlar vermediler. Maç boyunca rakibe iki kez pozisyon verdiler; 26. dakikada Mert’le karşı karşıya kalan oyuncunun aşırtmasını Mert soğukkanlılıkla engelledi. İkinci pozisyon ise uzatmalarda gol oldu.

Malmö takımı, klasik bir deplasman futbolu oynadı. Topun Beşiktaş’ta kalmasını ve hata yapmasını beklediler. Ancak Beşiktaş takım olarak son derece dikkatliydi. Rakibin bu hataları arayacağının farkındaydılar. Belli ki Hoca bu maça çalışarak ve rakibi analiz ederek hazırlanmış.

Geçtiğimiz maçlarda ciddi hatalar yapan Sevensson neredeyse hatasız oynadı. Çok kritik müdahalelerle rakibin pozisyonlarını başlamadan bitirdi. Masuaku geçen maçın travmasını atlatmıştı; alıştığımız Masuaku sahada idi.

Udoukhai – Paulista ikilisi bu takımın temel direkleri. Paulista’nın takıma geri dönmesi hem defansı toparladı hem de takımın rakip sahaya daha hızlı geçiş yapmasını sağladı. Bu sezon Beşiktaş’ın en iyi transferlerden birisi Paulista.

Rafa bildiğimiz Rafa! Sahada yapılması gereken her şeyi yapıyor. Hem sonuca gidiyor hem de seyir zevkini artırıyor.

J.Mario ve Ndour’un oyundan alınıp, yerlerine Rashica ile Al Musrati’nin girmesiyle Beşiktaş oyuna tamamıyla hakim oldu ve goller de bu değişikliklerden sonra geldi. Uzun zamandır eleştirilerin hedefi olan Muçi ve Semih’in gol atmaları şahsen beni çok mutlu etti. Adım gibi biliyorum, şayet golleri bu çocukların yerine başkaları atsaydı, yine skora göre yazanlar bu çocukları topa tutacaktı.

Semih iyi bir santrafor olduğunu yine herkese gösterdi.

Sadece attığı golden bahsetmiyorum; mücadele hırsı, gücü, pozisyona girmesi tam bir santrafor özelliği. Gol öncesi, ondan yarım metre fazla boyu olan oyuncunun arkadan iki eli ile boynuna sarılmasına rağmen, fizik gücü ile kurtulup, topu sürmesi ve iki kişi arasından filelere yollaması bir santraforda olması gereken en önemli özelliklerdir. Eksikleri yok mu? Elbette var. Bu eksikleri gidermek de Von Bronckhorst’un görevi.

Bu futbolu gördükten sonra, gel de Gaziantep ve Kasımpaşa’ya kaptırılan puanlara acıma! Galatasaray maçını hiç söylemiyorum. Zira Arda Kardeşler’e karşı o maçı üç gün oynasak da galip gelemezdik.

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi