'Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.' diyor Alper Canıgüz. Hep sekiz yaşında kalıp hayatı keşfetmeye çalışan çocuklara inat, beş yaşında hayatının en olgun dönemlerini yaşayan çocuğu anlatıyor...
Kendisinden de şöyle bahsediyor;
'1969´da İstanbul´da doğdum. Çocukluğum Acıbadem´in çeşitli mahallelerinde, uydurduğum hikayeleri arkadaşlarıma anlatarak geçti. Kalan zamanlarımda da mahalle savaşlarına katılıyordum. Zannediyorum yalancı ve kötü huylu oluşum bundan ileri gelmektedir. 1980´de Dârüşşafaka´ya girdim. Orada, fazla konuşmak zayıf biri olduğunuzu düşündürebileceğinden hikayelerimi anlatmayı bırakıp yazmaya başladım. Bir ara Franz Kafka isimli şahsiyetin benim kadar iyi uydurabildiğini fark edip küçük bir hayal kırıklığı yaşadım. Ama çabuk toparlandım. Ne de olsa ben daha gençtim ve o ölmüştü. Boğaziçi Üniversitesi´ndeki Psikoloji eğitimim bana Japon bıldırcınlarından pek de akıllı sayılamayacağımızı öğretti. Otuz yaşına geldiğimde, başladığım bir romanı nasıl olduysa bitirebildim: 'Tatlı Rüyalar, psiko-absürd romantik komedi. ' Bugünlerde 11 aylık kızım Ada'yla birlikte yeni romanım üzerinde çalışıyoruz. Jules Verne, Michel Zevaco, Dostoyevski, Calvino, Nabokov ve Fowles hayatımın farklı dönemlerinde beni etkilemiş, büyük uydurukçulardır.' diyor...
İşte 'Beş Yaşından Sonra Çürümesini Yazarak Durdurmaya Çalışan Yazar Alper Canıgüz'den 19 Alıntı'.
#3 tipine gurban olduğum nasılda sırıtıyo! :D
Fazla basit biri.