66'ncı Berlin Uluslararası Film Festivali gösterişli bir galayla başladı. 18 film 'altın ayı' için yarışacak.
66'ncı Berlin Uluslararası Film Festivali gösterişli bir galayla başladı. 18 film 'altın ayı' için yarışacak.
Festivalin açılış galasına George Clooney, Meryl Streep ve Tilda Swinton gibi beyaz perdenin ünlü isimleri de katıldı.
Galada festivalin ilk filmi olan Joel ve Ethan Coen kardeşlerin ‘Hail Caezar!'ı izlendi. Clooney'in başrolünü oynadığı hiciv tarzındaki film 1950'li yıllarda geçiyor.
Film festivalinin büyük ödülleri olan altın ve gümüş ayı için 18 film yarışacak. İddialı eserler arasında Alman rejisör Anne Zohra Berrached'in '24 Hafta' adlı filmi de bulunuyor.
Berlin Film Festivali’nin gala gününe, Hollywood yıldızlarının siyasi açıklamaları damga vurdu. Ana yarışmanın jüri başkanı, Oscar ödüllü oyuncu Meryl Streep, sinema dünyasında farklı etnik kökenlerin yeterince temsil edilip edilmediği yönündeki bir soruya “Hepimiz Afrikalıyız” yanıtını verdi ve yanıtını şu sözlerle sürdürdü:
“Çok farklı kültürlerden çok farklı insanları canlandırdım ve şunu fark ettim ki, insanlığın tüm ülkeleri kapsayan ortak bir özü var. Ne de olsa, hepimiz esasen Afrikalıyız. Hepimiz Berlinliyiz, hepimiz Afrikalıyız. Jürimizde eleştirmenler, yönetmenler, oyuncular var. Filmlerde insanlar farklı şeylere bakacak. Ama hepimiz insanız. Sinema da duygusal bir deneyimdir. Aklımızın söylediğine göre karar vereceğiz ama ilk olarak kalbimizden tavlanırız. İlginç bir süreç olacak.”
Bu sözler kimilerince duyarsızlık olarak yorumlanırken, festivalden bir sözcü, Variety dergisine açıklama yaparak, Streep’in sözlerini hiç de duyarsız bulmadıklarını ifade etti:
“Streep, basın toplantısında açıkça ifade ettiği gibi, tüm etnisiteleri, dinleri ve cinsiyetleri kapsamayı taahhüt ediyor. Hepimizin aynı ve eşit olduğunun altını çizdi.”
Aynı gün, Coen Kardeşler’in yeni filmi “Hail, Caesar!”ın festivalde gerçekleştirdiği basın toplantısında konuşan George Clooney ise, göçmen meselesine dikkat çekti. Clooney, film endüstrisinin tüm dünyada yaşanan insanlık krizlerine karşı çok geç tavır takındığını ifade etti.
“Acı olan şu ki, sinema camiası olarak olaylara yön vereceğimize onlara tepki gösteriyoruz. Olaylar oluyor, senaryolar yazılıyor ve birileri gerçekten filmi yapana kadar bir kaç yıl geçiyor.
Ayrıca bir ‘mesele’ filmi yapmak çok zor. Sudan hakkında, bana çok yakın olan, üstüne çok fazla zaman harcadığım ama doğru düzgün bir senaryo bulamadığım Darfur hakkında bir film yapmakta sıkıntı çekiyorum. Herhangi bir konuda düzgün bir senaryo bulmak bile çok zor ve sonra da çekingen davranabiliyorsunuz çünkü o filmi yapmak için yalnızca tek bir şansınız var.”
Clooney, bir gazetecinin, sinemacıların göçmen krizine dikkat çekme sorumluluğu hakkındaki sorusuna da oldukça gergin bir yanıt verdi. İnsani konulardaki faaliyetlerini ve Angela Merkel ile ertesi gün yapmayı planladığı görüşmeyi hatırlatan Clooney, aynı zamanda soruyu soran kişiyle de çatıştı: “Zamanımın çoğunu bu konular üzerine çalışarak harcıyorum ve sonra birinin kalkıp ‘peki sen ne yapıyorsun’ diye sorması tuhaf oluyor.”