Çirkefleşen sosyal medayı takip etmeyi bıraktım. Oysa ki öfkenin esas yönlendirilmesi gereken yer gerçek kaynağı olmalıydı: asfalt altına mayın döşeyen hainler! Bir sabah nasıl oldu da çocukluğumdaki terör geri döndü? Neden seçim sonuçlarını takiben oldu? Bu soruları kimse sormuyor.
Bizim gibi halktan her hangi birilerinin yaratamayacağı bir vahşet başımıza gelen. Siz bir oyuncudan nefret etseniz ne olacak, bir gazete yayın yapamasa ne olacak!?! Bu kaos sıkıca düğümlenen çözüm sürecinin artçı etkisi ama zamanlaması manidar(denir ya hep yine öyle). Ve belli ki daha pek de kısa olmayan bir süre bu gerçeği yaşamaya devam edeceğiz. Ülkemde yaşanan trajediye sosyal medya ekranımı karartmaktan çok daha fazlasını hissediyorum rahat olun, sezgilerim sizin kitlesel baskılara dönüştüğünüz günlerin aylar öncesinde bu olacakların kokusunu almıştı ve hikayenin en başındaki mesajı ondan yazmıştım ben. Bir süre eski günlerde olduğu gibi sadece yakınımdaki insanlarla paylaşacağım fikirlerimi, duygularımı, yasımı. İçimden geçenlerin like edilmesi gerçekten hiç umurumda değil. Yıllardır hiç tanımadığım onca insan tarafından çokça sevilmenin güzelliğini öylesine yaşadım ki... Ve o sevginin, takip etmediğim süre zarfında benim için sosyal medyada nasıl mücadele ettiğini daha dün fark ettim.
Aklını, vicdanının süzgecini kullanabilen insanlar her şeyin farkında. Hepsine çok çok teşekkür ederim. Bir de kendine hükmedemeyenler var onlar Bihter'i protesto edecek kadar sürrealleşti, bir süre sonra kendileri de gülecek eminim. Biz duygusal insanlarız taşkınlık genetiğimizde var ve biraz gaza getirilince sosyal medyanın da bokunu çıkardık. Biz kahkaha atarken altına kaçıran, ağlarken kendini yerlere atan; çok sıcağa çok soğuğa dayanan; şerbeti de pul biberi de afiyetle yiyen; sadece Allah'ın referansı var diye hiç tanımadığı insanı evinde günlerce ağırlayabilen; terli bir omuza dayanıp saatlerce coşkuyla halay çeken, Eurovision'u, milli maçı ölüm kalım mücadelesine dönüştüren, gerekirse yer yatağında 7 kişi mışıl mışıl uyuyabilen, hem başta hem sonda birbirini muhakkak iki yanağından öpüp sarılan; komşusuna evini, çiçeğini, çocuğunu emanet eden; her yola çıkana su döküp arkasından dua eden insanlarız biz.
Şehitlere sosyal medya üzerinden başsağlığı dilemedim diye ailemin kadınlarıyla çekilmiş bir fotoğrafımın altındaki anneler günü yazıma yorum olarak 'sen de evlat acısı çek piçin için' yazan insanların ülkemin insanları olduğuna inanmak istemiyorum. Olsa olsa maaşa bağlanmış işi çirkeflik yapmak olan trollerdir diyorum. Kültürümüzün önemli öğretilerindendir: bedduanın insanın kendine döneceği!