Sıra beklemeden girip berber koltuğuna oturduğun enderdir.
'Abi ne zaman müsaitsin?'
'Bi sakalım var geç bekle sen şöyle'
Yolların yeni delikanlısı Ford Escort kapaklı araba dergisi, hatta Mart 97 tarihli National Geographic bile kenarları eskimiş halde durur orada. Düşün o dergi 2001'de Türkiye'de çıkmaya başladı o derece eskiler.
'Hmm yok ben Hakan ustayı bekleyeyim' dersin, çırak kırılır, çırak burulur...
Kafanı oynatmadan bukalemun gibi gözlerinle yanını görmeye çalışırsın, ve ilginç şekilde başarırsın da.
'Nerde kestirdin bunu?....'
'Abi açıklayabilirim, bir gecelik bir ilişkiydi, yaptım bir hata...'
'Yanları düzeltelim, üstleri makasla alalım'la çıkılan bu yolda gelin başına bile gidilebilir.
Artık arkadaşını mı gördü, arabasının yanına park edene mi bakacak ne yapacaksa çıkıp gidiveriyorlar. Bazen çağıranlar da oluyor, görmüyor musun işim var da demiyor zart diye çıkıyorlar. Sen de koltukta çaresiz bekliyorsun.
Burundan da verilse gelir o surata. İnsanda iradeyi ve dayanıklılığı güçlendiren bir testtir.
Her an kulak kesilecekmiş gibi de geliyor zaten...
İrkilip kafayı bi geriye atsan cozzzz tüm saçlar gitti.
'Tövbe estağfurullaaaah'larla geçen azap anları...
Bireysel konulardan başlayan muhabbet sonrasında spora ve siyasete kayar bir şekilde.
Sıkıysa verme, bir süre kullanacağın tipin adamın ellerinde.
Yanlara mı koysam parmakları mı kavuştursam napsam... Keşke o örtülere şeffaf pencere açsalar da telefonla uğraşsak bari.
Tamamiyle berbere bir teslimiyet vardır bu noktada. Parmakları ağzını yüzünü dolaşır gık etmeden işlemin bitmesini beklersin.
'Lan kestirmesem daha mı iyiydi, olmadı sanki. Şu tipime bak.'
Çünkü 'yok abi sıkmayalım' derken berberin sıktığı parfüm yolu yarılamış ve ardından sana ulaşmıştır. Nasıl da bir dayanıklığı varsa neredeyse keselensen de gitmez kokusu.
'Çok kısa kesti of yaa...' Ve böylece bir berber faslı daha son bulmuş olur.