Benim Başıma Gelmez Demeyin! Psikedelik Bir Ölüm Tribine Düşerseniz Hayatınızı Kurtaracak 13 Öneri

Ölüm tribi nedir? Önce ona bir bakalım...

Bad trip olarak da bilinen ölüm tribi, sinir sisteminizi etkileyecek herhangi bir ilaç veya kimyasal bir madde kullanmanız sonucu psikolojinizi çok kötü etkileyen ve kabus gibi bir duygunun üzerinize çökmesini sağlayan bir histir.

Ölüm tribi yaşadığınızı fark ettiğiniz an öncelikle onu yönetebiliyor olmanız gerekiyor. Kendinizi hazır hissediyor olmalı ve nasıl bir yol izleyeceğinizin mutlaka farkında olmalısınız. İşte psikedelik ölüm tribinden zarar görmeden ve belki de daha önce hiç olmadığınız kadar güçlü bir şekilde çıkabilmeniz için 13 harika öneri:

1. Ne hissettiğinizden emin olun ve mutlaka biriyle paylaşın.

İlk olarak güvendiğiniz biriyle ölüm tribi yaşadığınızı paylaşın. Sizde psikedelik olduğunu eğer bilmiyorlarsa, onlara bunu söylemekten çekiniyor olabilirsiniz. Ama bu şu an için hiç önemli değil. Şu anda önemli olan tek şey kendinizsiniz. Diğer konulara lütfen daha sonra kafa yorun.

Durumu yakın bir arkadaşınızla paylaşın, eğer yalnızsanız hemen birine mesaj atın. Ölüm tribi yaşadığınızı ve şuanda neler hissettiğinizi anlatın.

2. O andan itibaren artık daha fazla ilaç kullanmayın!

O an daha fazla ilaç kullanmak isteyebilirsiniz ama inanın bu, durumu daha kötüye götürür.

Farz edin ki bir yere seyahat etmek için bir bilet aldınız ve şuan yolculuğa çıkmanız gerekiyor. Elleriniz kollarınız daha şimdiden tamamen dolu. Kendinize bir iyilik yapın ve sırtınıza daha fazla yük eklemeyin.

Tüm zihninizi, yalnızca kendiniz için kullanın. Kemerlerinizi bağlayın ve yola çıkın. Biz bu yolculukta daima destekçiniz olacağız!

3. Güvende ve rahat hissedin.

Battaniyelere sıkı sıkı sarının. Yatak odanızı benimseyin. Kendinize orada bir kale inşa edin ve en güvende hissettiğiniz köşeyi bulun.Güvende ve rahat hissettiğiniz bir yerde olmak, ölüm tribini olabildiğince zarar görmeden atlatmanız için çok önemlidir.

4. Sizi sakinleştiren bir şeyler dinleyin.

Muhtemelen herhangi bir şeyi dinleyemeyecek kadar huzursuz ve kaygılı olacaksınız ama arka planda sesli kitap açabilir veya rahatlatıcı bir müzik açarak zihninizin rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz.

Bu sizin zihninizin içindeki karmaşadan uzaklaşmanıza yardımcı olacaktır.

5. Kendinize bir mantra bulun.

Mantra, tamamiyle ruhani bir şeydir. Sık sık tekrarlanan ve tekrarlandıkça kişiyi ruhsal ve bedensel olarak rahatlatan sözcük ya da düşünce türüdür. Egzersizlerinizi yaparken hedefiniz kendinize bir mantra bulmak olsun.

Sakinleşebileceğiniz ve kendinize odaklanmanızı sağlayacak bir mantra bulun. Sıradan olmayan ve size gerçekten yararı olabilecek bir mantra bulmak biraz zor olabilir bu yüzden sadece kendi düşüncelerinize odaklanın. Herhangi bir düşünce sizin rahatlamanızı sağlıyorsa, o düşünce neyse ona odaklanın ve onu tekrar edin.

Ölüm tribi yaşayan birine yardımcı olan mantra şuymuş:

“Kaygılarım, sana teşekkür ederim. Beni korumaya çalıştığını biliyorum. Teşekkür ederim.'

Bu gerçekten alışılmışın dışında bir mantra evet ama işe yarıyor. Bu mantrayla, içinizdeki kaygı hissinin sizin bir parçanız olduğunu (bu konuya daha ayrıntılı ele alacağız) ve şuanda sizin güvende hissetmeniz için bu kadar aşırı tepki verdiğini anlarsınız. İçinizdeki huzursuzluk ve kaygı hissiyle savaşmak yerine ona görevini yaptığı için teşekkür edin. İnanın bu sizi çok rahatlatacaktır!

Eğer ki kendinize bir mantra bulmakta zorlanıyorsanız, bunları deneyebilirsiniz:

• İşte buradayım ve kendimi iyi hissediyorum!

• Bu da geçecek!

• Bu durumu aşmak için her şeye sahibim.

• Korunuyorum, seviliyorum ve güvendeyim.

• Bu beni korkutuyor evet ama gerçek değil.

• Yakında her şey normale dönecek.

• Sevgiyi nefes alırken, korkuyu nefes verirken hissediyorum.

6. Pozitif şeyler düşünün.

Zihniniz, ölüm tribi yaşarken size her türlü düşünceyi sunar ve hangisinin gerçek olduğunu, hangisininse sadece ilaçların etkisi olduğunu anlamakta çıkmaza girer.

O an neyin doğru neyin yanlış olduğuna odaklanmayı bırakın yalnızca neyin size yardımcı olabileceğine odaklanın.

Kaygınızın sizi beslediğine ve tetiklediğine inanmanız sizi bir yere getiriyor mu? Tabi ki hayır.

Yoksa size kucak açmış, sizi seven ve koruyan hatta yardım eli uzatan birine veya bir şeye sarılmak mı daha doğru? Siz karar verin.

Pozitif düşüncelerinizin her ne kadar "gerçek olmadığı" veya "yanlış" olduğu önemli değil, sizi olumlu yönde etkiledikleri ve rahat hissetmenizi sağladığı sürece hiç bir sorun yok.

Ölüm tribi yaşarken sizi o an ayakta tutan şey, sizi izleyen ve güvende olduğunuzdan emin olan orman muhafızlarınızın olduğu düşünün. Bunun gerçek olup olmadığını sorgulamayın. O an sadece size iyi gelip gelmediğine odaklanın.

Yani, pozitif şeyler düşünerek psikedelik beyninizi olumlu yönde etkileyebilirsiniz.

7. Zihninizdeki kareleri yeniden oluşturun.

Ölüm tribi yaşıyorsunuz ve sizi korkutan şeyler düşünüyorsunuz. Böyle bir durumda sizi korkutan düşünceleri aklınızdan çıkarmaya çalışmak durumu daha da kötüye sürükler.

Bunu yapmak yerine, zihninizde her ne var ise onu yeniden oluşturmaktır.

Mesela eğer ki ormanlık bir alandaysanız ve ölüm tribi yaşıyorsanız, o an kamp ateşinin tüm ormanı yakacağını düşünebilirsiniz.

İşte o an, içinizde yanan ormanı zihninizde yakmaya devam edin.

Tüm bu kareleri zihninize kaydedin ve ateş yerine ormanın her yerine sihirli değneğiyle dokunan dans eden aşk perileri koyun.

Zihninizde sizi korkutan kareleri yeniden oluşturmak, kaygınızın sizde oluşturduğu şekli iyi yönde değiştirmenize yardımcı olur. Tabi ki bunu pozitif düşünerek yapmanız gerekir. Baktınız ki daha da ileri gittiniz, zihninizdekilere gülüyorsunuz, çok daha şanslısınız demektir.

Bu durum tabi ki kaygınızın zihninizde sizi korkutan karelerin oluşmasının tamamen önüne geçemez.

Hatta zihninizi sizi korkutabilecek yeni bir dizi kare bulmaya bile itebilir. Bu hiç sorun değil emin olun. İçinizdeki yaratıcılığınızın sonu yok. Elinizden geldiği kadar yaratıcı bir şekilde zihninizdeki kareleri yeniden oluşturmaya devam edin.

8. Bu durumun size özel olmadığını idrak edin.

Bilmeniz gereken şeylerden biri de, ölüm tribinin size özel bir durum olmadığıdır.

Aynı sizin gibi ölüm tribi yaşayan yüzlerce insan var. Bu durumu Dünya’da tek yaşayan siz değilsiniz.

Ölüm tribi yaşarken sizin gibi ölüm tribi yaşayan tüm insanlara sevgi ve barış dileyin.

Bu durum içinizdeki kaygı ile yüzleşecek kadar güçlü olduğunuzu ve diğer insanlara sevgi ve barış dileyecek gücü ve cömertliği kendinizde bulabildiğinizi gösterir.

Cömertlik, ölüm tribinin en büyük panzehiridir. Cömertlik gösterdiğinizde hissettiğiniz şey tarif edilemez emin olun.

9. Gelecekteki kendinizi yanınıza çağırın.

Başka bir taktikse, ölüm tribi geçene kadar gelecekteki kendinizi yanınıza çağırmaktır.

Gelecekteki kendiniz zaten ölüm tribini yaşadı ve atlattı. Kalıcı beyin hasarı yaşamadığını ve delirmediğini kendisi tecrübe etti. Gelecekteki kendiniz, şu anda yaşadığınız ölüm tribi sonrası şuan ki sizden çok daha güçlü.

Ölüm tribi yaşıyorsunuz, gelecekteki haliniz de hemen yanı başınızda size sarılmış ve kulağınıza fısıldıyor.

Size şöyle dediğini hayal edin..

‘’Bu durumun seni huzursuz ettiğinin farkındayım ama ben buradayım. Geçene kadar da burada olacağım. Bunu Dünya’da tek yaşayan sen değilsin. Atlattığında daha da güçleneceksin. Seninle gurur duyuyorum ve yanındayım.'

10. Kendinizin farklı yönlerini keşfedin.

Ölüm tribi yaşarken karşı karşıya kaldığınız en büyük karmaşalardan biri kaygılarınızın size saldırdığına ve sizinle geçirdiğine ve ‘’siz’’ olduğuna inanmanız olur

Aslında kaygılarınız sadece sizin bir parçanız. Siz değil.

Kaygılarınız size saldırmaya çalışmıyor bile.

psikolojiagi.com

O sadece sizi gerçek bir tehlike olduğunu düşündüğü şeyden korumaya çalışıyor. Ama kendi benliğinizin, içinizdeki kaygıdan çok daha fazlası olduğunu anladığınızda, bu tehlikenin gerçek olmadığına veya paniğe kapılmanıza gerek olmadığını anlayacaksınız. Bunu fark etmeniz kaygılarınızı tamamen ortadan kaldırmaz ama kendinizi yönlendirmenize ve kaygılarınızı sizi ele geçirmemesine yardımcı olur.

Yani aslında kaygılarınız size sahip değil, siz yalnızca kaygılarınızın sahibisiniz.

Sizi negatif etkileyecek yönde hareket eden kısımlarınıza bir bakın ve sizi korumaya çalıştıkları için onlara teşekkür edin. Tetiklenmeye hazır halde ve tolerans seviyeleri oldukça düşük olduğu için durgunlaşmaları elbette biraz zaman alacaktır. Ama sonunda durgunlaşacaklar. Emin olun, sadece tetiklendikleri zaman sizi korumak için bir kenara çekilip susmayacaklardır.

En sağlıklı taraflarınıza bakın ve size kaygı yaratan taraflarınızı yatıştırmaya çalışın.

Size yardımcı olduğunu düşünen taraflarınızı durdurmaya çalışarak onları işlerinden alıkoymayın. Eğer ki durdurmaya çalışırsanız ve 'yardımseverliklerini’’ reddederseniz muhtemelen böyle bir durumda 2 kat daha fazla hırslanacaklardır.

Bunun yerine, onlardan ayrılmak için elinizden gelenin en iyisini yapın.

Onları zihninizin bir parçası olarak görmeye çalışın. Zihninizin içinde başka nereler var biliyor musunuz? Belki de bu durumu atlatmanıza yardım etmeye çalışan uysal bir taraf daha vardır. Belki de daha önce bu gibi durumları yaşamış ve bunun yakında geçeceğini bilen bir tarafınız vardır kim bilir...

En sağlıklı taraflarınıza bakın ve size kaygı yaratan taraflarınızı yatıştırmaya çalışın.

Bunu yapmak aslında beyniniz için oldukça yararlıdır çünkü yaptığınız şey, beyninizin en sağlıklı taraflarıyla kaygılarınızı nörobiyolojik olarak bağlamak ve bir ağ kurmaktır. Herhangi bir ölüm tribi yaşasanız bile, kaygılı bir durumdayken size yardım eden  taraflarınıza ne kadar odaklanırsanız, o kadar sağlıklı bir zihne sahip olursunuz.

Harekete geçen taraflarınız bazen size saldırmaya veya sizi sabote etmeye çalışıyormuş gibi gelebilir.

Ama sizin, size saldırmaya çalışan bu yönlerinizin birleşiminden daha öte bir varlık olduğunuzu hissettiğinizde, size hiçbir zarar gelmeyeceğini anlarsınız zaten. Bu aynı gökyüzüne zarar vermeye çalışan bir fırtına gibidir. Gökyüzü, fırtınasını kendine zarar gelmeden gözetler ve tutar. Yani aynı siz ve içinizdeki iyi ve kötüyü tetikleyen taraflarınız gibi.

Kendinize saldırılıyor ve kendinizi sabote ediliyormuş gibi hissettiğinizde, kendinizin gökyüzü olduğunuzu, size ait tüm iyi ve kötü taraflarınızı yukarıdan izlediğinizi düşünün.

Onlara sevgi ve barış gönderin ve sizi korumaya çalıştıkları için teşekkür edin (çünkü onlar size saldırıyorlarmış gibi bir izlenim verse de aslında sizi koruduklarını düşünüyorlar). Onlara kucak açmak ve sevgiyle yaklaşmak istediğinizi, sahip olduğunuz diğer taraflarınızı onlara yardım etmeye çağırdığınızı bilmelerini sağlayın.

11. "Sacred Middle" alanında kalın.

Spritüel eğitmen olan Jeff Foster, duygularınızı hissederken “sacred middle” olarak adlandırılan alanda kalınması gerektiğinden söz ediyor.

Bu alan, içine atma ve tepki verme arasındaki boşluktur yani bedeninizdeki duyguları onları baskılamaya veya olumsuz düşüncelerle beslemeden olduğu gibi hissettiğiniz bir alandır.

Bedeninizdeki duygu ve korkuyu hissedin. İçlerinde nefes alın.

Bunların sadece filmin sahneleri olduğunu ve sizin de filmin yansıdığı ekran olduğunuzu unutmayın. Filmde her ne olursa olsun, ekran hiçbir zarar görmez öyle değil mi?

Duygularınıza, onlardan kurtulmaya çalışmadan anı yaşamalarına fırsat tanıyın ama sakın onlarla tamamen bir olmayın ve size söyledikleri her şeye inanmayın. Sadece derin bir nefes alın ve o anı yaşayın. Bu durum sizi mahvetmeyecek, emin olun ölmeyeceksiniz de ve yakın bir zamanda mutlaka geçecek.

Bunu yaparken gelecekteki kendinizi de unutmayın!

O hep sizinle birlikte, sizin yanı başınızda ve duymanız gereken her şeyi size söylüyor. Çünkü o bir zamanlar sizdi ve sizin o an ne yapmanız gerektiğini en iyi o biliyor.

Derin bir nefes alın ve geçene kadar bekleyin...

12. Lezzetli bir şeyler yiyin.

Bu ruh emici saldırısından sonra çikolata yemeniz sizi eski halinize getirecektir.

Yanınızda tatlı bir şeyler varsa yiyin ve tadını çıkarın. Zihninizin tatlıya odaklanmasını sağlayın.

Tatlı bir şeyler yerken, her an tetiklenmeye hazır bu tarafınızı mutlu edersiniz.

Bir şeyler yemek muhtemelen kaygılarınızı tamamen gidermeye yetmez ama en azından kaygılarınızdan bir an da olsa uzaklaşmanıza yardımcı olur.

13. Mümkün olduğunca çabuk uykuya dalmaya çalışın.

Uyku bu durumla başa çıkmanın en kolay yoludur. Ama ölüm tribi yaşarken uyumak o kadarda kolay olmayabilir.

Ölüm tribi yaşarken, uyumaktan korkabilirsiniz çünkü kamp ateşinin küllerinden yeniden doğacağını ve eğer kontrol etmezseniz 5 dakikada bir herkesi yakacağını düşünebilirsiniz.

Sonunda, kaygınızı bir nebze de olsa azaltmak için tüm bu adımları uygulayarak uykuya dalabilirsiniz.

Sadece gözlerinizi dinlendirecek kadar bile rahat hissettiğiniz bir an olduğunda, hemen uyuyun. Uyuyarak kesinlikle ölüm tribini olabildiğince az zararla atlatabilirsiniz.

Popüler İçerikler

Esra Erol'da Tanıdığımız Fenomen Yazgül'ün Son Hali Şoke Etti
Yapay Zekaya Vergi Geldi: ChatGPT Üyeliklerine KDV Zammına Tepki Yağdı
DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine Kayyum Atandı
YORUMLAR
20.08.2020

expecto patronum işe yarar mı?

20.08.2020

Şey yapın mesela..hmmm.... UYUŞTURUCU KULLANMAYIN?

20.08.2020

İçerik iyi de kafa o halde iken nasıl olacak o iş.. zihin zaten kontrol dışı falan.. Bence ne şeytanı gör ne salavat getir.. uzak durmak lazım o noktaya getiren nedenlerden.. sağlıkla kalın..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ