Astana-A. Madrid maçındaki beraberlik bu maçı final havasına soktu, bu da hesapları değiştirdi
Şampiyonlar Ligi'nde dün erken saatte oynanan Astana-Atletico Madrid maçından çıkan beraberlik bu maçı final havasına soktu.
Bu sadece Galatasaray için değil, Benfica için de geçerliydi. Galatasaray zaten ilk 2'ye girebilmek için kazanmak zorundaydı.
Sosyal medyada G.Saray taraftarlarına anket yapmışlar ve sormuşlar; 'Tek hakkınız var; Muslera'yı mı yoksa Sneijder'i mi alırsınız?' Uzak ara herkes 'Muslera' cevabını vermiş.
G.Saraylı oyuncular Muslera'yı kucaklamalı, sarıp sarmalamalı ve omuzlarda taşımalı. Muslera olmasaydı G.Saray büyük travma yaratacak ağır yenilgi alabilirdi. Yönetim asıl Muslera ile ömür boyu sözleşme yapmalı.
Yazık oldu. Hiç değilse beraberlik çıkarılabilecek maçtı, ona da yaklaştık ama beceremedik. Hele uzatma bölümünde Yasin'in atamadığı gol, yıkıcı oldu...
Astana'nın A.Madrid'i de çelmeleyişi bu maçı daha ilginç hale getirmişti. Ancak evsahibi takım taraftarının buna kulak astığını söylemek zordu.
İstanbul'daki maç Galatasaray ve Hamza hoca için çok önemli bir eşiğin aşılması anlamına geliyordu. Devler Ligi'nde nasıl oynanması gerektiğini epeydir unutmuş gibi görünen Sarı Kırmızılı takım o karşılaşmada kendine geldi. Hamza hoca da daha doğru ve geçerli hesaplar yapmaya başladı.
Galatasaray, artık tamir ettiğini düşündüğüm bir sorunla 2 gol yedi. 3 kalburüstü stoperle sahada olmasına rağmen duran toptan, hem de ikinci toplardan 2 gol gördü kalesinde. Bu bir kanatta hava toplarında sorunlu olan Olcan’ın forma giymesiyle yaşanan bir sorundan kaynaklanmadı. Yerleşimde bir sıkıntı yoktu. Ama iki golde de Luisao’yu önce asist sonra da gol vuruşunda engelleyemediler. İki topta da hareketsizken bu işleri yaptırmamak lazımdı. Hem de Chedjou ve Hakan gibi iki ekstra ve tecrübeli stopere bir de Denayer eşlik ederken...
Benfica, topun olduğu yerde kalabalık. Dolayısıyla Galatasaraylı oyuncuların geciken pasları top kaybına sebep oldu. Olcan, Hakan ve Emre’nin yaptığı pas hatalarının rakip tarafından değerlendirilememesi büyük şans. Top ayaktan erken çıksa hiç sorun olmayacak. Denayer varken Sabri’nin de sahada olmasının sebebi Benfica’nın etkili kanat varyasyonlarını engellemekti. Zira Guedes süratiyle, Gaitan da top kullanma becerisiyle ciddi tehlike yaratıyorlar. Rakibin etkili olduğu kanada göre Sabri yer değiştirdi. Amaç özellikle Olcan’ın defansif zaafını gidermek! İyi de Sabri’nin defansif eksikliğini kim giderecek! Kanatlardan beklere devşirilen oyuncular uluslararası maçlarda büyük risk oluşturuyor. Tabi ki ofansif katkıları da göz ardı edilemez.
Galatasaray beraberlik golünü attığında maçı birlikte izlediğimiz arkadaşlarımız “Beraberliğe razı değiliz. Bu Benfica’nın Galatasaray’dan ne fazlası var, kazanırız” umudunu taşıyor, bunu pek de iyi olmayan Galatasaray’a rağmen söylüyorlardı... Gerçekten de, duygusallıktan uzak, taraftarlıktan uzak, elimizi vicdanımıza koyup konuşalım; şu Benfica’nın Gaitan’ı bir tarafa bırakın Galatasaray’dan ne fazlası var... Hiç yok... Ama sorun Benfica sorunu değil, Benfica zaten iyi değil...
Astana’nın Atletico’dan puan almasıyla birlikte gruptan çıkma şansı artmıştı Galatasaray’ın.. Benfica’dan alınacak 1 puanın bile önemi çok büyüktü.. Maça da iyi başladı Sarı Kırmızılı ekip.. İyi bir ilk yarı geçirdi.. Savunmada dengeli, orta sahada sakindi.. Hücumda beklenen tempoya ulaşamadı belki.. Buna karşın rakibin oyun planını bozmuş ve organize ataklarını engellemeyi başarmıştı.. İlk yarının tek kaybı Burak’ın kart görüp Atletico maçında cezalı duruma düşmesiydi..
Galatasaray, dün Lizbon deplasmanında asla kötü oynamadı ama kötü goller yedi. Acemice, Şampiyonlar Ligi'nde yenmemesi gereken golleri yiyerek çok önemli bir avantajı kaybetti. İlk devreye bakıyoruz… Benfica rüzgarı da arkasına alıp iyi oynadı, fakat sonrasında maç dengelendi. İlk yarının sonuna kadar da kompakt oynayan Galatasaray, ofansif anlamda fazla üretken olmasa da takım savunması açısından başarılıydı.
Karşılaşmanın devre arasına bakarsak, herkes çok mutluydu. En azından alınabilecek bir puan fena sayılmazdı fakat ikinci yarı işler Galatasaray için kötü başladı. Bu yarının hemen başında çok kötü bir gol yediler. Eğer yenen iki golde de rakibin defans oyuncusu Luisao, başrol oynuyorsa bunun üzerine düşünmek gerek.
Şunu çok iyi öğrendik hepimiz: Şampiyonlar Ligi’nde tek bir şeyle maç kazanamazsınız. Birileri iyi oynarsa yetmez, herkes iyi oynayacak. Yetenek yetmez, sonuna kadar mücadele de olacak.
Taraftarın gelmesi yetmez, stat tıklım tıklımdolacak. Deplasmanda mısın? Herkes birleşecek tek yürek gibi çarpacak. Peki bunların hiçbiri iki tarafta da yoksa? O zaman ya eşitlikle sönüyor maç. Ya da rastlantılar, hatalar, dikkatsizlikler belirliyor oyunu. Dün akşam onca gole rağmen, akışa baksanız kanaati golsüzlüktü karşılaşmanın. Ama sakarlıklar işi kötü bozdu. Aslında Podolski’nin füzesiyle dengelendikten sonra“maç böyle biter” fikri ağırlıktaydı. Ama fikir yetmiyor. İcraat da önemli.
İki takımın futbolu da Şampiyonlar Ligi klasına yetmiyor. Futbola göre sonuç normal.Galatasaray'ın sol tarafındaki Sabri ile Olcan ne hücumda tam varlar ne de defansta. İkisini yan yana koyduğun zaman ortaya 1.5 Adana oluyor
Dün gece sonuca baktığımızda sahada oynanan futbola göre, normal bir netice. Maçı anlatan spikere bakarsak neredeyse Galatasaray'a yazık olmuş, 3-4 farklı galip gelecekmişiz havasındalar.
Maçın tamamında oyuna hakim olan takım Benfica. Daha fazla gol pozisyonu yakalayan takım Benfica. Haliyle daha fazla gol kaçıran takım da Benfica.
Galatasaray hücuma çıkıyor Benfica defansta en az 3-4 oyuncu daha fazla. Benfica hücuma çıkıyor, hücumda Galatasaray defansına göre daha azlar ama daha etkililer.