İnsanoğlu olarak zincirin en üst tabakasını oluşturuyor, dünyaya şekil veriyor ve bunları böbürlene böbürlene anlatıyor olabiliriz. Fakat bazen bu dostlarımızı unutuyoruz.
İşte karşınızda; dünyanın akışına etkisi olmuş 10 hayvan dostumuz!
İnsanoğlu olarak zincirin en üst tabakasını oluşturuyor, dünyaya şekil veriyor ve bunları böbürlene böbürlene anlatıyor olabiliriz. Fakat bazen bu dostlarımızı unutuyoruz.
İşte karşınızda; dünyanın akışına etkisi olmuş 10 hayvan dostumuz!
Allia savaşında Romalılara yenik düşen Galyalılar, Roma'ya gizlice saldırmayı kafalarına koymuşlardı. Capitoline Hill'e gizlice çıkıp imparatorluğu ele geçirmeyi amaçlıyorlardı. Galyalılar ne kadar sessiz ve dikkatli olsalar da etraftaki milliyetçi kazların onları fark edeceğini hiç düşünmemişlerdi. Milattan önce 4. yüzyılda gerçekleşen bu olayda kazlar bağırmaya başlayınca çevredeki nöbetçi muhafızlar olayı fark etti ve Roma kurtuldu. E doğal olarakta kazların şöhreti de arttı.
Rus ve Alman birlikleri 1916-1917 kışında Baltık Denizi'nden güneydeki Karadeniz'e kadar uzanan bir alanda savaşıyorlardı. Sert hava şartları ve açlık kurtları da etkilemiş olacak ki iki tararf da kurtların saldırısına uğradı. Her iki tarafta bu saldırıda normal savaştan daha çok kayıp yaşadılar.
E doğal olarak kurtlarla savaşılması için iki tarafta geçici olarak ateşkes ilan etti. Ne yazık ki kurtlar yenilince savaş tekrar başladı. Ama aç kurtlar savaşa ihtiyaç olmadığını da ispatlamış oldu.
1994 yılında Kanada Kraliyet polisi sığ bir mezara gömülmüş bir ceset, kana bulanmış bir ceket ve beyaz bir kedi tüyü buldu. Ceketin üzerindeki kan mağdurun kanıydı fakat kedi tüyü oldukça şüpheliydi. Yapılan araştırmalar mağdurun sözde kocasının Snowball adında beyaz bir kediye sahip olduğunu ortaya çıkardı. Tüyün Snowball'a ait olup olmadığını anlamak için laboratuvara gidildiğinde daha önce hiçbir hayvanın DNA testi yapılmadığını fark eden doktorlar ilk de olmak istemediler. En sonunda gönüllü bir doktor çıktı yaptığı test sonucunda tüyün Snowball'a ait olduğu söyledi ve katil yakalandı. Bu sayede de bir suçlunun yakalanmasında ilk defa bir hayvan DNA'sı kullanılmış oldu.
1. Dünya Savaşı'nda 500'den fazla askerin cephane ve yiyecek eksiği vardı ve yardım çağrısı yapmaları gerekiyordu. Daha önceden gönderdikleri 2 haberci kuş maalesef vurulmuştu. Cher Ami (Sevgili Dost) adındaki haberci kuş kötü bir şekilde yaralı olmasına rağmen Amerikan askerlerini kurtarmayı başardı ve Fransız hükümetinden Croix de Guerre (Savaşçı Haçı) almaya layık görüldü.
1957'de başıboş bir köpek olan Laika Sovyet uzay aracı Spudnik 2'yle uzaya gönderilmeye hak kazandı. Sovyet bilim insanlarına göre sokak köpekleri zor şartlar altında daha iyi dayanabiliyorlardı. Laika insaoğlu için bir ışık olmuştu ama maalesef dönüş yolunda kurtarılamadı.
3 sene sonra Belka ve Strelka Spudnik 5'e bindiler. Dünyaya başarıyla dönen köpekler insanlar için uzay aracına binmek için güven sağlamış oldular.
Şüphesiz tarihin en ünlü koyunu Dolly olsa gerek. 1996 yılında doğan Dolly 227 katılımcı arasında klonlanabilen tek başarılı koyun oldu ve bilim adına büyük bir başarı elde etti (Ne yaptığı hakkında bir fikri olmasa da).
Bilim insanları Dolly'yi inceleyerek klonlama süreci hakkında önemli ölçüde faydalandı. Sağlıklı ve mutlu bir hayattan sonra Dolly 2003 yılında hayatını kaybetti.
Görevi insanlar için hala gizemini koruyan şempanzeleri incelemek olan Jane Goodall'un ilk üç ayı sandığı gibi gitmedi. Şempanzeler çok utangaçtı ve onları izlemesine izin vermiyorlardı. Ta ki David Greybeard'la tanışana kadar. Bu gri bıyıklı şempanze dişi arkadaşıyla domuz etini paylaşıyordu. O zamana kadar şempanzelerin vejeteryan oldukları zannediliyordu. Bir ay sonra Jane David'in çimleri bir karınca yuvasına sokup geri ağzına götürdüğünü gördü. David ortamdan ayrılınca Jane yuvaya bakmaya gitti ve karıncaların çimlere tutunduğunu farketti. O zamana kadar sadece insanların avlanmak için araç kullandığı düşünülüyordu. Bu günden sonra David birçok konuda daha insanoğlu şaşırtarak algılarını tamamiyle değiştirmeyi başardı.
Milattan önce 5. yüzyılın başlarında Atinalı general Themistocles İran güçleriyle yüzleşmek için yola çıkarken iki dövüşen horoz görür. Hemen askerlerini yanına çağırır ve horozların zafer, özgürlük ya da güvenlik için savaşmadığını, sadece karşı tarafın altında kalmamak için savaştığını söyler. Bu olay askerleri yüreklendirir ve İran'a direnme gücü verir.
Kara Ölüm adlı ölümcül bir salgın, 14. yüzyılın ortalarında Avrupa'nın üçte birini yok etti. Yersinia pestis bakterisinin neden olduğu bu bulaşıcı hastalık veba olarak tanımlandı. Bakteri sıçanlara ve diğer küçük kemirgenlere, daha sonrada bu hayvanların üzerindeki pirelere ve en nihayetinde pirelerden de insanlara geçiyordu. Sıçanların her yerde olması ve pirelerin hızlı üreyebilmesi hastalığın bulaşmasına da yardımcı oldu tabii.
Kara Ölüm, Orta Asya'dan Avrupa'ya uzanan ticaret yollarıyla yayılarak yaklaşık 25 milyon insanın ölümüne neden oldu. Daha şaşırtıcı sonuçlardan biri de, köylülere daha yüksek ücret talep etme ve yaşam koşullarını iyileştirme yetkisi sağlamıştı. Maalesef, bazıları için yaşam standardını iyileştirmek için veba gerekiyormuş.
Charles Darwin bu büyüleyici ve bir o kadar da faydalı hayvanlara hayran kaldı. Solucanların dışkıları, buruşmaları ve beslenme faaliyetleri, bitki üretimi için toprağın kalitesi üzerinde oldukça faydalı etkileri vardır. Çalışkan solucanlar milyonlarca yıldır toprakları gübreliyorlar. Aslında toprağı çalışabileceğimiz bir hale dönüştüren canlılar da solucanların ta kendisi.
biz üstün değiliz ; aynı sistemin içerisindeyiz.
Aynı yaşamın parçalarıyız... Çok basit bir konuya değinmek istiyorum: En azından tüm memelilerin iskelet, organ vs. biyolojik yapısı aynı. Bence tek farkımız onlardan çok daha aciz olmamız (ki teknoloji ihtiyaçtan ilerliyor) ve vahşi olmamız.
Hayvanlar da aynı haklara sahip olsun diyenler açıkçası hiç samimi gelmiyor bana. Veganlara lafım yok da akşama tavuk dürüm gömecek adam burada "kesinlikle evet!!!!" diyince biraz ikiyüzlülük oluyor.