Birbirinin aklında sabahlayanlar aynı cümlede barınanlar ama içinde bulunduğu aklı kemirmeyip cümlede uyumsuzluk yaratmayanlar, işte onlardan ne kadar olabiliriz?
Zaten biz başkasının bize bulaşan renklerinin özgün harmanlanması olmaya çalışmıyor muyuz? Özgün harmanlanma… Ötekilerin aklından kendimizi sıyrıltarak ulaştığımız biz, ötekinin kucağında bulunca kendini diğerlerinin de var olduğu ve var olacağı ve gerekli olduğu gerçeğini de görür. Ne kadar biz ne kadar öteki. Ne kadar onların rengi ne kadar benim rengim, benim rengim olmalı mı? Ötekinin gözünde can bulan renkleriz, hele ki içimizde ki ötekilerde renkliyse.
Kim bu renkli ötekiler? Kendi hayatını ihmal etmeden bizi hayat olanlar. Kendi korkularından sıyrılıp korkularda bizi sürdürmeyenler. Güne ne için uyandığını ve günden ne istediğini bilenler. Alması gereken sorumlulukları insan olma bilinciyle sürdürenler. Sevdiklerine suçlu hissettirmeyenler. Kendi arzularının farkında olan ve diğerini kendi arzusuna mahkum etmek zorunda bırakmayan. İşte bu öteki içimde doğru yere oturabilir ve hatta içimin doğru yeri olabilir. İçine karıştırdığım en doğru yer en nefes aldığım yer olabilir. Şu dünyada en büyük şans kendini anlamış bir ötekiyle tanışmış olmaktır hele ki bu senin ilk ötekilerinden ise. Yeterince iyi öteki. Fazla olmayan, olmana da engel olmayan ve gerektiğinde olan, gerekmediğinde kendini çeken öteki ile birbirimize basmayarak biribirimizin içinde var oluruz.
Cennet NERE?
Anlaşılmak için savaş vermedğin YER
Kendi ayağıma takılmadığım
Başkasının rengiyle kaybolmadığım
Kendimle tanışabildiğin YER
Cehennem NERE?
Sesimim kısıldığı, seslerin yükseldiği içim
Rengimin çalındığı, fikrimin alındığı
Cehennem sevginin bittiği YER.
Yaşamak NERDE, BAK ELLERİNDE, uçuyor gözünün önünde.
Instagram
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio