Ben Ölümüne Çalışırken, Kendisi Hiç İş Bulmayan Eşime Mektup...

Deliler gibi aşık olduğun kadını veya adamı strese boğan iş temposunda, senin de payın olduğunu düşündün mü hiç? Belki farkında olmadan ona bir sürü sorumluluk yükledin. O da bu sorumluluklarını ihmal etmemek için çırpınıyor. Peki ya sonra?

İşte eşini çok sevdiği halde, yıllardır ne kadar yıprandığını anlatmak için kaleme sarılan bir avukatın mektubu...

s674.photobucket.com

Hukuk Fakültesi oryantasyonunda seni ilk gördüğüm anın heyecanını hala dün gibi hatırlıyorum. Birçok asık suratlı, gergin yüzün arasında güneş gibi parlıyordun. Ne kadar çekici, ailesine ve arkadaşlarına sadık, kendi halinde ve kibar biri olduğun gün gibi ortadaydı.

Mezuniyetle beraber artık yollarımız kesişmişti. Avukatlık sınavına girdik ve evlendik. Ailelerimizin desteğiyle beraber, iki yeni varlıklı avukatın bir gün kendi ailesini kurma fikriyle zenginleşen gelecek, aydınlık görünüyordu.

Avukatlık kariyerime hemen hemen bütün genç avukatın maruz kaldığı yoğun çalışma saatleri ve aşırı stres altında başladım. Sen iyi bir iş bulmak veya herhangi bir iş bulmak konusunda beklenmedik şekilde kafası karışmış haldeydin. Benim ve öğrenim kredisi ödemelerinin baskılarından sonra, yalnızca senin eğitiminin yarısı kadar eğtim almış ve senin zekanın yarısına sahip birinin yapabileceği yasal olmayan pozisyonlarda düşük ücretlerle bir şeyler yapmaya çalıştın.

İkimizin de çok istediği hamilelik ise seni dünyanın en önemli işine yönlendirdi. Birkaç yıl sonrasında ise, ikinci çocuğumuza sahiptik. İki çocuğumuz da yıllardır bütün gün okulda olmasına, hatta ilk çocuğumuz üniversite çağına gelmesine rağmen işe geri dönmeyi hiç düşünmedin. 

Ben kariyer basamaklarını makul bir şekilde tırmanmaya başladım. Orta sınıf bir ailenin sahip olabileceği her şeye sahibiz; güvenli ve sakin bir semtte iyi bir ev, yıllık izinler, mutlu ve sağlıklı çocuklar, çocukların üniversite hayatı için kenarda köşede bir miktar para... Fakat bütün bunların bireysel olarak hesabını ağır ödedim. İş yerinde eklenen sorumluluklarla beraber artan stres, sağlımın bozulmasına sebep oldu. Katıldığım bütün arkadaş toplantılarında beni yıllardır görmeyen arkadaşlarım, ne kadar yaşlandığımı söyler oldular.

Bu şekilde bir 25 yıl daha devam edebileceğimi zannetmiyorum. Senin mütevazi bir iş de olsa, herhangi bir işe başlamanla birlikte maddi eksikliklerimizi tamamlayıp, kendi işimi bırakmayı ve daha rahat bir işe başlamayı hayal ediyorum. Yıllardır senden herhangi bir iş bulmanı rica ediyorum, talep ediyorum. Boş vakitlerimin çoğunda sana ev işleri ve çocuklar konusunda yardım ediyorum ve cinsiyet rollerinin ne kadar baskıcı olduğunun farkındayım, lakin durum tek taraflı olmamalı. Eğer biraz olsun maddi olarak destek olsaydın, daha az yalnız ve daha az kullanılmış hissederdim.

Böyle olmaz. Sen işe dönmek zorunda kalmadıkça, ölümüne çalıştığım, nefret ettiğim bu aşırı stresli işte olmamın senin için bir sorun olmayacağı ortada.

Sürekli gönüllülük faaliyetleri, spor ve çeşitli hobilerle meşgul ediyorsun kendini. İş hayatının dışında kalmak için kendinle aynı standartlarda arkadaşlar bulup, onlarla sosyalleşiyorsun. Sürekli çeşitli maddi konularda şikayet ediyorsunuz beraber, fakat bir kez olsun -en azından sesli bir şekilde- bu yükün bir kısmını kendiniz sırtlanmayı düşünmüyorsunuz. 

Biliyorum ki, dışarıda milyonlarca insan bizden daha zor şartlarda, istemedikleri berbat işlerde çalışıyor. Bu yüzden aileme minnettarım, her zaman da olacağım. Fakat ben senden bir Jaguar veya yazlık alalım diye çalışmanı istemiyorum ki. Daha mutlu olabileceğim, yükümün daha az olacağı bir işte çalışabilmem ve aynı yaşam standardında yaşamaya devam edebilmemiz için çalışmanı istiyorum.

Çalışmanı istiyorum çünkü, gecenin bir yarısı uyanıp kariyerimin bizimle maddi sıkıntılarımız arasındaki tek sorun olmasından endişeleniyorum. Çalışmanı istiyorum çünkü, evliliğimiz içerisinde her konuda ortak olduğumuzu ve senin finans kaynağın olmadığımı hissetmek istiyorum. Kızımızın seni çalışırken görmesini ve onun da bir kariyer peşinde koşmasını, böylece kızımızı ne kadar çok severse sevsin tıpkı senin bana bağlı olduğun gibi onun da bir başka adama bağlı olmasını istemiyorum.

Fakat en önemlisi sevildiğimi hissetmek için çalışmanı istiyorum.

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
YORUMLAR
30.07.2016

Kaynak siteye baktım isim var mı diye orada da yok maalesef. Keşke ismini bileydik ablamızın daha kolay rezil ederdik elden ele. Böyle bir saçmalık var mı ya :) Ben 28 yaşında evli bir kadınım. 17-18 yaşımdan beri bilfiil çalışıyorum. Ama eşim benimle çalıştığım için yada çalışacağım için evlenmedi. Hiç çalışmak istememe ihtimalimi de göz önünde bulundurarak evlendi benimle. Evlenirken konuşacaktınız bunları. 25 sene sonra "Daha mutlu olabileceğim, yükümün daha az olacağı bir işte çalışabilmem ve aynı yaşam standardında yaşamaya devam edebilmemiz için çalışmanı istiyorum" demek çok saçma değil mi? Buradan da şunu çıkartmayın sakın; erkek de köle değildir, adam kariyerinde mutlu değilse elbette değiştirmek isteyebilir de, madem bu tür sorunlar yaşıyordun 25 sene neden tepkini koymadın? Zaman zaman konuşmuş eşiyle ama o kadar sadece.

Biz niye okuduk şimdi bunu aq gitsin doğru düzgün ciddiyetle konuşsun olmuyor böyle çalış desin. Bunu 25 yıl sonra böyle bi mektupla yapması biraz şov olmuş sanki

01.08.2016

Bazen söylemek istemiyorsun, söylemezsen olmuyor. Ve daha bir sürü şey.

30.07.2016

şimdi okudum tamam ama bir anlam veremedim. açıkça söyle eşine resti çek yani, böyle böyle diye niye mektup yazdın, o mektup da buralara kadar geldi. ilginç

30.07.2016

rımıntık çinki

TÜM YORUMLARI OKU (25)