Pek çok efsaneye konu olan, dilden dile anlatılan mitolojik aşk hikayelerine yakın bakmak ister misiniz?
Pek çok efsaneye konu olan, dilden dile anlatılan mitolojik aşk hikayelerine yakın bakmak ister misiniz?
Pyramus Babil’in en yakışıklısı, Thisbe ise en güzeliydi. Birbirlerine komşu evlerde yaşayan iki genç aşık olurlar ancak aileleri evlenmelerine izin vermez. Kaçmaya karar verirler. Dut ağacının altında buluşmak üzere sözleşirler. Thisbe dut ağacının orada avından dönen bir aslanla karşılaşınca bir mağaraya sığınır ancak kaçarken atkısını düşürmüştür. Aslan atkıya kan bulaştırır. Bunu gören Pyramus, Thisbe’nin öldüğünü düşünerek kılıcını kalbine saplar. Kanlar toprağa, oradan da dut ağacının meyvesine ulaşır ve bembeyaz meyve kızıla döner. Thisbe mağaradan çıkıp ağacın oraya gelince Pyramus’u kanlar içinde bulur ve o da kılıcı göğsüne saplayarak kendini öldürür.
Su perisi olan Daphne, evlenmemeye ant içmiştir. Apollon, Peneus Irmağı’nın kıyısında Daphne’yi görür ve aşka tutulur. Umutsuzca, kör kütük aşık olan Apollon Daphne’nin peşini bırakmaz. Daphne kaçar, Apollon kovalar. Gücünün bittiği yerde Daphne Toprak Ana’ya onu saklaması için yalvarır ve Toprak Ana yakarışını duyar; Daphne toprakla bütünleşir ve bir ağaca dönüşür. Defne ağacının ismi de buradan gelmektedir.
Yakışıklı çoban Endymion ile Zeus’un güzeller güzeli kızı, Ay tanrıçası Selene birbirlerine aşık olurlar ancak tanrılar bu aşka izin vermezler. Zeus’un yanına gidip, çobanın öldürülmesini isterler. Zeus öldürmek üzere çobanın yanına gider, kızına nasıl aşık olduğunu görür ve onlara kıyamaz. Endymion’a bir dilek hakkı sunar; Endymion sonsuz uyku diler. O günden sonra Selene dolunay ile gökyüzünü aydınlatıp sevdiğini arar.
Peri kızı Ekho, avcı Narkissos’a umutsuz bir şekilde aşık olur ve karşılık alamaz. Kara sevdaya tutulan Ekho günden güne erir ve ölür. Kemikleri kayalar, sesleri ise “eko” dediğimiz yankılara dönüşür. Tanrılar buna çok kızarlar ve Narkissos’u cezalandırmak isterler. Su içmek üzere nehire eğilen Narkissos’u kendi yansımasına aşık ederler. Görüntüsü karşısında Narkissos da kara sevdaya tutulur ve nehrin başından ayrılamaz. Orada öylece eriyip gider ve nergis çiçeklerine dönüşür. Narsisizm kelimesi de buradan gelir.
Savaş tanrısı Ares ve ateş tanrısı Hephaistos’la evli olan güzellik tanrıçası Afrodit birbirlerine aşık olurlar. Her gece buluşan çift, güneş onları görmesin ve Hephaistos’a haber vermesin diye sabah ayrılırlar. Uyuyakaldıkları bir sabah güneş Hephaistos’a haber verir ve intikam planları yapılır. Örümcek ağından bile ince bir ağ yaptıran Hephaistos, yatağın iki başına ve tavana bu fileyi takar. Fileye takılan yasak aşıklar tanrıların karşısında rezil olurlar.
Heykeltraş Pygmalion, Galatea (uyuyan aşk) adını verdiği heykeline aşık olur ve Afrodit’e böyle bir eşi olması için yalvarır. Afrodit bunu duyar ve heykeli canlandırır. Pygmalion’un “Kadınların hiçbiri güzel değil, ben kendi kadınımı kendim yaparım” diyerek yola çıktığı rivayet edilir. Bir kimseyi olduğu gibi kabullenememe kompleksi olarak literatüre geçmiştir.
Orpheus ile Eurydike evlidir. Eurydike yılan sokmasından ölünce, Orpheus ölüler ülkesine gider ve tanrılara yalvarır. Ölüler ülkesinin tanrısı Hades ile tanrıça Persephone lir çalıp acılı şarkılar söyleyen Orpheus’u duyar ve dönüp arkalarına bakmamaları koşuluyla Eurydike’yi bırakmayı kabul ederler. Ancak Orpheus merakına yenilir ve Eurydike geliyor mu diye bakar. O anda genç kadın kaybolur. Orpheus ise aşkından derbeder olur.
Güzelliğiyle nam salan Psykhe’yi kıskanan Afrodit, oğlu Eros’u ok atıp Psykhe’nin çirkin bir adama aşık olması için gönderir ancak Eros genç kızı görür görmez aşık olur. Onu bir saraya götürür ve geceleri yanına gider. Sevdiği adamı merak eden Psykhe, bir gece Eros’un yüzüne bakmak için mumla eğilir ve bir damla Eros’un omzuna düşer. Eros kızar ve ortadan kaybolur. Derbeder olan genç kız her yerde Eros’u arar ancak bulamaz. Afrodit’in sarayında köle olarak bile çalışır. Sonunda Zeus genç kıza acır ve Eros’u ikna eder.
Kız Kulesi efsanelerinden biridir onların hikayesi. Aşka yasaklı olan rahibe Hero ile tapınağa gelen Leandros birbirlerine aşık olurlar. Leandros her gece yüzerek kuleye gelir. Fırtınalı bir gecede Leandros boğazın sularına gömülür. Bunu duyan Hero da suya atlayarak intihar eder.
Zeus’un kasırgasında gemisi batan Odysseus, Kalypso’nun adasına çıkar. Kalypso ilk görüşte aşık olur ancak genç adamın aklı evinde ve karısındadır. Her gün tanrılara yalvaran Odysseus’u sekiz yıl sonra Zeus duyar ve genç adamın yurduna gönderilmesini emreder. Kalypso hiç istemese de bir sal yapar ve Odysseus’u evine gönderir. Geride kırık bir kalp kalır…
Halk çocuğu Aeneas ile Kartaca kraliçesi Dido birbirlerine aşık olurlar ancak halk bu aşkı onaylamaz ve rezalet olarak kabul eder. Bunu duyan Aeneas, Dido’ya zarar gelmesin diye haber vermeden kaçmak ister ancak Dido kaçtığını öğrenince kendini yakar. Küllerinin sevdiğine kavuşmasını umarak alev alev yanar.
zeusun dilek hakkı vermesine sonsuz uyku istemek nedir:)okadar seviyorsun kızını iste kafamda deli sorular..
hikayeleri çok kısaltmışsınız önemli bazı detaylar yok
mitolojiye gerek yok, bir imkansız aşk örneği: ahmetle mehmet türkiyedeyken, hele ki 40 ını geçmişse aynı evde koskoca iki adamın yaşaması nasıl karşılansın ki!