Üzerine manifesto yazılan ve belli değerlerde uzlaşılan çevik yönetim bakış açısına göre iş dünyasında, hedeflerle ilgili temelde bir bilinmezlik ya da değişim varsayımı kabul edilir. Belirsizliğe rağmen kararlılık göstermek, belirsizlik içinde karar dengesini gözetmek önemsenir.
Çevik yönetim manifestosunun konularını burada basit iş yapış biçimlerine indirgeyen taktikler biçiminde değil, daha kapsayıcı çıkarımlar yapmamızı sağlayacak şekilde ele alacağım.
• Manifestonun ilk söylemi öğrenmenin doğasıyla ilgilidir. Dünya artık doğrusal bir düzlemde ilerlemiyor. Doğrusal olmayan yapılar daha esnektir ve öğrenme yeteneği esnek bir yapıda ilerler. Fikir alışverişlerinin olduğu, edinilen bilgiler ve öğrenmeler sonucunda değişime açık olunan bir bakış açısından söz ediyoruz.
• İş birliği ve esnek iletişim, manifestonun yine doğrusal olmayan ve esneklik gösteren yaklaşımını ifade eder. Gelişim için birliktelik bilincinin oluşması ve iletişim kurulabilen bir ağ yapısı esastır.
• Veriler doğrultusunda sürekli yenilenmek, bugünün dünyasını en güzel anlatan manifesto cümlesi olabilir. Veri toplumundan, ağ toplumuna geçiş yaptığımız bu yüzyılda birbiriyle konuşan ve birbirinin verilerinden kendine çıktı sağlayan sistemler oluşturmak zorundayız gibi görünüyor.
• Araştırmalar, keşifler ve analizler… Veri dediğimiz yapı taşı tek başına bir şey ifade etmez. Veriyi bize yol gösteren ve hedefe götüren stratejik sürecin ayrılmaz bir parçası olarak görmek gerekir. Sürekli merak, doğru sorular ve analizlerden gelen verileri anlama dönüştürme sanatı burada devreye giriyor.
• Esneklik ve planlılık. Önceleri birbirine daha mesafeli duran bu iki kavram, manifestonun söz edilen diğer konularının benimsendiği bir bakış açısıyla büyük bir anlam kazanmıştır. Bozulan planlar bu anlayışta bizleri eskisi kadar üzmez çünkü esnek bir yaklaşımla planları hızlıca revize edebilir, küçük denemelerle yeniden tasarlayabilir vb. birçok alternatif üretebiliriz. Bu anlayışta tüm bunlara hazırlıklı ve donanımlıyızdır.
• Değişime hazırlıklı olmak ve plana değil değişime karşılık vermek, çevik kültür olarak adlandırdığımız bakış açısının her aşamada vurgulanması gereken cümlesi olabilir. Çünkü belirsizlik algısı değişim algısıyla iç içedir. Her an bir değişim olabileceğini varsayan ve anı esas alarak değişime karşılık veren, böylece esnek hareket etme yeteneği kazanmış bir sisteme ihtiyacımız vardır.
• Manifestonun son maddesinde, küçük denemelerle büyük hedeflere ulaşabileceğimiz çıkarımına geliyoruz. Esnekliğin ve verilerden doğru bir öğrenme kabiliyeti çıkarmanın kazandırdığı kültür bizlere, küçük denemeler yapmaktan ve olmadığında vazgeçmemekten, hataları görerek hızlıca yeniden uyum sağlamaktan korkmamayı öğretiyor.