Örneğin, toplama kampından ruhsal olarak sağ salim çıkanların çoğu, orada daha zor durumda bulunan insanlara destek olmuşlardı... Diğer insanların yaşamlarına dokunmak, ihtiyaçlarını karşılamak, dünya için olumlu katkı sağlayan bir şeyler yapmak gibi faaliyetler içinizdeki boşluk duygusunu süpürebilir. Çünkü gerçekten bir işe yaradığınızı hissedersiniz.
Birkaç gündür meydanlarda sesini duyurmaya çalışan gençlere baktığımda, işte bu belirsizliğin ve haksızlıkların getirdiği boşluk duygusunu, birlik olarak, anlamlı bir şeyler yaptığını hissederek dindirmeye çalışan bir kitle görüyorum.
Umutlu olduklarını görüyorum...
Çünkü umut, olan biteni kabul ettikten sonra, sonuçları etkileyebileceğinizi de kabul etmekle ilgilidir. Ya tek başınıza, ya birkaç kişi ile veya milyonlarla... Meydanlardaki seslerin nasıl ve ne zaman yankı bulabileceği ve gerçekten bir dönüşüme dönüşüp dönüşmeyeceğini bilemeseler de; yaptıkları şeyin önemli olduğunu biliyorlar. İşte bu; onları zihinsel ve psikolojik olarak güçlü kılıyor. İşte bu, beni umutlu kılıyor.
Çok sevdiğim bir yazar olan Rebecca Solnit’in dediği gibi;
“Onlar, senin gücünü unutturmak istiyor. Güçsüz hissetmeni, boyun eğmeni, her şeyi ayakları altına almalarına izin vermeni bekliyorlar. Ama sen bunu yapmayacaksın.
Pes etmiyorsun, ben de etmiyorum. Her şeyi kurtaramayacak olmamız, hiçbir şeyi kurtaramayacağımız anlamına gelmez.
Ve kurtarabileceğimiz her şey, kurtarılmaya değer.'
Viktor Frankl’e dönersem... O Nazi kampından minimum hasarla (olabilecek kadar iyi) çıktı. Orada yaptığı şey kendine o mevcut koşullar altında anlamlı olan bir uğraş bulmaktı. “Kontrol edebileceğim tek şey koşullara olan tepkimdi ve ben de bunu yapmayı seçtim” diyor satır aralarında.
Yazar ekliyor:
“Bir insandan her şey alınabilir, parası - pulu - ailesi - özgürlüğü.. Ancak bir şey dışında: Kişinin herhangi bir koşulda kişisel tutumunu ve kendi yolunu seçme özgürlüğü asla elinden alınamaz.'
Her yaşamda acı vardır. Kariyerimizde, ev hayatımızda, ilişkilerimizde, toplumsal sancılarımızda... Her şeyde acı var. Ne de olsa hayat inişli çıkışlı bir yolculuk...
Nihayetinde önemli olan acıyı sürdürmeyi değil; koşullara rağmen gelişmeyi ve güçlenmeyi seçmek... Frankl'ın dediği gibi, seçim her zaman bize bağlı. Yazdıklarıma şu alıntıyla nokta koymak isterim:
'Her kim ki hala yaşıyordur, o halde umutlanmak için bir sebebi vardır.'
LinkedIn
Web
Instagram
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio