Doğada hayatta kalmak, her zaman temiz su bulmak kadar kolay değil. Vahşi hayvanlar, çoğu zaman kirli sulardan içmek zorunda kalıyor, peki bu durum nasıl oluyor da onların sağlığını etkilemiyor?
Aslında doğanın bu zorlu gerçeği, çok daha karmaşık ve ilginç bir hikaye sunuyor.
Bu durum, hayvanların zamanla belirli bakteri türlerine karşı bir direnç geliştirmesine yol açar.
Sürekli olarak aynı veya benzer bakteri profilleriyle karşılaşan hayvanların bağışıklık sistemleri, bu bakterileri tanır ve onlara karşı daha etkili savaşır.
Birçok insan, doğadaki tüm su kaynaklarının ağır şekilde kirli olduğunu düşünse de durum her zaman böyle değildir.
Aslında bu su kaynaklarının birçoğu bakteri içeriyor olabilir ancak bu bakteriler her zaman ölümcül değildir.
Su kaynaklarındaki patojenlerin neden olduğu hastalıkların çoğu, ölümcül değildir. Bu hastalıklar, hayvanlar için daha çok rahatsız edici olabilir ve genellikle ölümcül bir tehdit oluşturmaz.
Evrimsel süreçte, kirli su kaynaklarından su içtikten sonra hayatta kalan hayvanlar, bu 'üstün bağışıklık sistemi' genlerini yavrularına aktarır.
Böylece nesiller boyunca bu mikroorganizmalara karşı daha dirençli hale gelirler.
Ancak gerçek şu ki hayvanlar, bu kirli sulardan hastalanıp ölebilirler. Vahşi doğada hasta hayvanlar genellikle saklanarak iyileşmeye çalışır veya ölene kadar gizlenir.
Bu nedenle belgesellerde izlediğimiz o hayranlık uyandıran sahnelerin arkasında, doğanın acımasız gerçekleri gizlenir.
ulen bi öldürmez demişsin, bi öldürür demişsin... bi karar ver...
İnsanlar içinde geçerli bir çocuk çöpün pisliğin içinde büyüyor hasta olması çok zordur bağışıklık kazanır bir çocuk lüks sitede korunaklı şekilde büyüyor çok iyi bakılıyor diğer çocuğa göre bağışıklık sistemi daha zayıf olacaktır… Ayrıca kızılderili sözü bırakalım konuyla alakalı atın su içtiği yerde su iç at pis su içmez…