Hayatınızın en güzel dönemi başlıyor, hazır mısınız?
Uğraştınız, didindiniz, kemik çerçeve gözlükleriyle size PİS ERGEN muamelesi yapan suratsız hocalarınıza göğüs gerdiniz, artık üniversitelisiniz! Bireyliğe, özgürlüğe, kendini keşfetmeye, geleceğini ilmek ilmek örmeye açılan o kapıdan içeri girdiniz.
İstanbul'da üniversite kazananlara sesleniyoruz: Üniversitenin tadını çıkarmak sizden, tavsiyeler bizden!
İstanbul dışından gelen herkes için İstanbul göz korkutucu bir yerdir. Korkmayın! Bütün korkularınızı bir kenara bırakın. İşe çevrenizi keşfetmekle başlayın. İstanbul'la aranızda racon kesmeli muhabbetler geliştirmeyin. Hepi topu bir şehir, siz de artık bir reşitsiniz. Mantıklı olun.
Okul başlayacak, başka şehirlerden gelmiş bir sürü heyecanlı akranınız ilk zamanların verdiği gazla kankitolarınız olacak. Bu sürecin tadını çıkarın. Lakin tedbiri de elden bırakmayın. Unutmayın, artık kendi hayatınızı inşa ediyorsunuz. Sizin istemediğiniz kimse bu hayata dahil olamaz.
Bol bol yürüyün. İstanbul'u en iyi yürürken izlersiniz. Sahil kenarlarında, müze bahçelerinde, kasırlarda... Buram buram tarih kokan bu şehrin Sherlock Holmes'u olun. Hem bu arada toplu taşıma araçlarına, ulaşım yollarına, hınca hınç kalabalığa da aşinalığınız artar. Saat kaçta trafiğe çıkılmayacağını, nerelerin gidilebilir olduğunu, nerelerden arkanıza bakmadan kaçmanız gerektiğini de öğrenirsiniz.
İstanbul'da Esenler'de ve Harem'de iki büyük otogar bulunuyor, ama Alibeyköy ve Dudullu'da da cep otogarlar var, haberlere göre yenileri de yolda. Otogara inince gözünüz korkmasın, zamanla alışacaksınız. Her şehrin otogarı biraz keşmekeştir.
Atatürk havaalanı Avrupa yakasında, Sabiha Gökçen ise Anadolu yakasında bulunuyor. İstanbul'da hiçbir yere kolayca ulaşılmadığına en başta ikna olmanızda fayda var. Sabiha Gökçen'e inen uçakların biletleri genelde daha ucuz olur, Havabüs'lerle 10 TL'ye Kadıköy'e 15 TL'ye Taksim'e gidebilirsiniz.
İstanbul'un trafiğini bilmeyen yok. Neyse ki şehrin raylı ulaşım ağı oldukça gelişmiş. Geldiğinizde ulaşım hattının bir haritasını edinmekte fayda var. Metro, marmaray, tramvay, bunlarınkine benzer bir sistemle hareket eden, insanların hayat sevincini sömürse de istedikleri yere çabucak götüren metrobüs, ulaşımın bir çileye dönüşmesinin önüne geçebilir. İstanbul'un her yerine gittiği rivayet edilen 500T'ye de bir göz atın. IETT'nin otobüs hatları, durakları, hareket saatlerini içeren bir uygulaması var, telefonlarınıza indirmeyi unutmayın.
Beşiktaş maçlarının olduğu günler insan kalabalığıyla dolup taşan, sakin yapısını yıllardır koruyan, farklı pek çok mekan seçeneği bulunan Beşiktaş ile Moda'daki çay bahçesi, güzel, butik mekanları ve rengarenk nüfusuyla Kadıköy en sık yolunuzun düştüğü yerlerden biri olacak. Kadıköy'e gitmişken Barlar Sokağına ve İmge Sahaf'a uğramayı unutmayın.
Sahil kıyısında bulunan Karaköy, Kabataş, Fındıklı, Beşiktaş, Kadıköy, Üsküdar gibi semtler hem tarihi güzelliklere sahipler hem de kıyılarında denize uzun uzun bakıp kafanızı boşaltmanız için her zaman bir bank bulabilirsiniz. Hatta oltanızı alıp Galata Köprüsü'nde balık tutan insanlara katılabilirsiniz.
Ihlamur Kasrı, Dolmabahçe Sarayı Bahçesi, pazar günleri insanların akınına uğrayan Maçka Parkı, Yıldız Parkı, Emirgan Korusu, Gezi Parkı, Belgrad Ormanı... Hepsine toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşabilir, doğanın tadını çıkarabilir, hatta Belgrad Ormanı'nda arkadaşlarınızla mangala bile gidebilirsiniz.
Pek çok milletin üzerinden gelip geçtiği, tarihin adeta canlı kanlı hissedilebildiği İstanbul'da mutlaka bir Müze Kart edinin. Galata Mevlihanesi'nde mevleviler ve yarattıkları kültüre göz atıp tarih öncesi bir turdan sonra Arkeoloji Müzesi bahçesinde ders çalışabilir, çayınızı kahvenizi içip bir tatlı huzur almaya gidebilirsiniz. Müzelerin ücretsiz sinema gösterimleri, sergileri ve etkinlikleri de var, bunları takip edebilmek için mail listelerine adınızı yazdırmayı unutmayın.
Bir vapurla dört adadan (Kınalıada, Heybeliada, Burgazada, Büyükada) dilediğinize gidebilir, yazın denize girip kışın arkadaşlarınızla bisiklet turları düzenleyebilirsiniz.
Öğrenciler genellikle Haziran, Temmuz aylarında evleri boşaltırlar, o nedenle yaz mevsimi biraz hararetli geçer; emlakçılar ve sahipleri de bu düzeni iyi bildiklerinden bu dönemde kiralar biraz yükselir. Pazarlık yapın, mutlaka fiyatı, depozitoyu aşağı çekmeye çalışın. Ulaşım koşulları ve çevrede çok okul bulunması nedeniyle Avrupa'da Beşiktaş, Şişli ve civarlarında pek çok öğrenci yaşar, Anadolu'da da Kadıköy ve Üsküdar civarlarında öğrenci nüfusu yoğundur. Ancak bu bölgelerde kiralar yüksektir.
Öğrencilik bol bol dirsek çürütme, göz numarası büyütme içerir, malum. İşte hem ders hem okuma kitapları hem de aklınıza bile gelmeyecek tuhaf ve tatlı başka pek çok şey bulabileceğiniz yerler:
Beyazıt'taki sahaflar, Taksim'deki Sahaflar Çarşısı, Kadıköy'deki Akmar Pasajı; ayrıca yayınevlerinin pek çoğu Cağaloğlu'ndadır, kitapları direkt oralardan alırsanız indirim yaparlar.
Bunların yanı sıra yılda bir kez Beyoğlu Sahaf Festivali ve Beylikdüzü Sahaf Festivali yapılır, uğramadan geçmeyin.
Elbette bir de meşhur TÜYAP Kitap Fuarı var, pek çok kitabı öyle uygun fiyatlara buluyorsunuz ki katedeceğiniz onca yola değiyor!
Atatürk Kitaplığı, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi ve daha nicesi... Mutlaka Google'layın, ilgi alanınıza göre çok daha spesifik eserler sunan pek çok kütüphane bulabilirsiniz.
Pek çok büyük organizasyon İstanbul'da gerçekleşiyor. İstanbul'a has, İstanbul Film Festivali, İstanbul Müzik Festivali gibi festivaller için biletlerinizi erkenden almaya özen gösterin. İKSV'nin sayfasını ve Biletix'i takip ederek pek çok etkinlikten erkeden haberdar olabilirsiniz. Mesela yaklaşan Filmekimi'ni kaçırmayın.
Önümüzdeki en az dört sene kedileriyle, karmaşasıyla, buram buram tarih kokan sokaklarıyla, eşsiz manzaraları ve pek çok farklı kültürden insana kucak açan kozmopolit yapısıyla dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşayacaksınız. Tadını çıkarın!
allahım sızı esenler otogarıyla sınamasın amin
'Neyse ki şehrin raylı ulaşım ağı oldukça gelişmiş" He canim, 2007'de temel atılan metro hala bitmedi. Gelin de görün ebeninkinizi
şehrin ortasında ormanlar diyince bir an amsterdamdayım falan zannettim sonra bayrampaşa da yaşadığımı hatırladım .. Orman yok. O su bile yok