Seçim güvenliği tartışmalarına değinen Bozdağ, şöyle devam etti:
'Bir defa sandık başı işlemlerinde; seçmen geliyor, oyunu veriyor, imza atıyor, oyunu sandığa atıyor. Hepsi bir partinin temsilcisi. Birisi kimliğini kontrol ediyor, birisi imzasını alıyor, birisi zarfını veriyor, biri mührü veriyor. Ardından sandıkları beraber açıyorlar, oyları beraber sınıflandırıyorlar. Sonra bunları ıslak imza ile tutanak altına alıyorlar. Herkese bir tutanak veriyorlar. İlçe seçim kuruluna getirip teslim ediyorlar. İlçe seçim kurulunda herkesin temsilcisi var. İlde herkesin temsilcisi var. YSK’de herkesin temsilcisi var. Bu ıslak imzalı sandık sonuç tutanaklarının tamamı partilerin erişimine de açılıyor. Herkes görüyor. Böylesi bir sistemde bütün partilerin anlaşması lazım. En son seçimde Türkiye’de 195 binden fazla sandık vardı. Sandık başında görev yapanların sayısı 1 milyon 200 bine yakın. Bir de müşahitler var. Her vatandaş da gözlemci olarak girip takip edebiliyor. Böylesi bir ortamda sandık başında hile yapmak fiilen imkansızdır. Kim ki, ‘Sandıkta hile var. Hile yapılıyor’ veya ‘Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı sandık başındaki hilelerle belli olacak’ diyorsa çok net söylüyorum bunlar seçimi kaybedeceklerine inandıkları için şimdiden seçim kaybetmek için mazeret üretiyorlar. Her seçim öncesi CHP’ye yakın çevreler bu sandıkla ilgili şaibe ve gölge oluşturmak için birtakım platformlar oluşturdular. Her seçim öncesi uğraştılar. ‘Sandıkta şu var. Sandıkta bu var’ diye. Buna rağmen hiçbir seçimde dedikleri çıkmadı. Ama her seçimden sonra da ‘Sandığa sahip çıkmadık da böyle oldu’ dediler. Şimdi ki söylemlere baktığınızda yine aynı şeyleri görüyoruz.”
Peki ya trafoya kedi kaçarsa?
Sen bunları ayakkabımı çıkarayım da ona söyle
Bunu en iyi siz bilirsiniz tabi