19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında bir batıl inanç ortaya çıkmıştır. Bu batıl inanç bestecilerin 9. senfonilerini yazarken ölecekleri düşüncesidir. Bestecileri rahatsız eden ve klasik müzik tarihiyle yakın ilgisi olan bu batıl inancı gelin daha yakından inceleyelim!
Bu düşünceye inanan kişilere göre dokuzuncu senfonisini besteleyen bir besteci hayatında dönüm noktasına ulaşmış demektir. Eğer besteci onuncu senfonisi için hazırlık yapıyorsa bu onun kadere meydan okuması anlamına gelir.
9. senfoninin bestecilerin sonu olduğu düşüncesinin gerçek ile bir bağlantısı var diyebiliriz. Çünkü Beethoven, Schubert, Dvoák ve Vaughan Williams isimli ünlü besteciler dokuzuncu eserlerini tamamladıktan sonra, Anton Bruckner ise dokuzuncu eserini bitiremeden hayata veda eden isimler arasındadır. Bu isimler dikkate alındığında batıl inancın o kadar da batıl olmadığı düşünülebilir.
Mahler, sekizinci senfonisini tamamladıktan sonra bu lanet ve batıl inancın üstesinden gelmek için ilginç bir plan hazırladı ve senfoni kelimesi yerine 'Das Lied von der Erde' kelimesini kullandı. Yine de senfoni senfoni demekti ve onuncu senfonisini hazırladığı sırada hayata veda etti.
Williams; konçerto, bale, film müziği, koro müziği gibi birçok işe imza atmıştı ve daha sonra 9. senfonisini besteledi. Williams 9. senfonisini besteledikten birkaç hafta sonra öldü. Ünlü sanatçının ölümü ailesini ve arkadaşlarını çok şaşırttı çünkü Williams ölmeden önceki gün bile oldukça sağlıklıydı.
Bunun ötesine geçmek isteyen kişi göçüp gitmelidir. Sanki onuncuda bize henüz bilmememiz gereken, hazır olmadığımız bir şey verilebilirmiş gibi görünüyor. Dokuzuncuyu yazanlar ahirete çok yakın durdular.