Bedelli askerlik yapacakların görev yerleri ve zamanları açıklandı. 600 binden fazla adayın ve yakınlarının gündemini alan bu gelişmeden yola çıkarak, askerliğin eski düzenine değinmek istiyoruz.
Bedelli askerlik yapacakların görev yerleri ve zamanları açıklandı. 600 binden fazla adayın ve yakınlarının gündemini alan bu gelişmeden yola çıkarak, askerliğin eski düzenine değinmek istiyoruz.
Bu modern dönemlere kadar ordular ya paralı askerleri kullanırlardı ya da görevli olan sınıflar tamamen mesleği askerlik olan kişilerdi. Osmanlı ise bilindiği gibi Yeniçerileri kullanmaktaydı. Seferlerde ise ordunun büyük çoğunluğunu yine, tımar sistemi içerisinde yetişen süvariler ve onların başındaki beyleri oluştururdu.
Yeni kışlalar ve düzenli birlikler oluşturup modern savaş bilimine uygun teşkilatlanmaları hedefleyen padişah, ne yazık ki, uzun süredir bir bela haline gelmiş olan Yeniçerilerin son kurbanı oldu. 1807'deki isyanla tahttan indirilen padişah, bir yıl sonra yine bir saltanat karmaşası içerisinde IV. Mustafa'nın emriyle acımasızca katledildi. Fakat bu olaydan yeni padişah olarak çıkan II. Mahmud eski tecrübelerden fazlasıyla ders alacak ve amcasının bıraktığı yenileşme hareketlerini hakkıyla tamamlayacaktır.
Ordudaki kritik kademelere güvendiği adamlarını yerleştiren padişah, aynı zamanda azılı Yeniçeri liderlerini uzaklaştırıp tasfiye etti. Yerel kuvvetler halinde palazlanan ayanları da fırsat buldukça bertaraf ettirdi. Neticede bu durumu gören Yeniçeriler 1826'da son isyanlarına kalkıştılar ve sadece kendileri değil, bütün geçmişleriyle birlikte tarihe gömüldüler.
Hali hazırda 1821'den beri süren Yunan İsyanı vardı. Bunun üzerine 1827'de Navarin'de Osmanlı donanmasına saldırıldı. Hemen ardından hem Rus Savaşı çıktığı gibi hem de Kavalalılar Mısır'da isyan başlattılar. Böyle bir gündemde askerlik süresi tam 12 yıldı!
Yeni orduya alınacaklar bölgelerden kura ile seçiliyordu. Fakat bu bir düzensizliğe sebep olmakta ve yerel nüfusun özelliklerine uygun şekilde asker alımı yapılamamaktaydı. Dolayısıyla genç nüfus azalıyor, bölgelerin demografik ve buna bağlı olarak ekonomik-sosyal yapıları sarsılıyordu.
Bahriyede istihdam edilen az sayıda gayrimüslime rastlansa da genel olarak gayrimüslimler de askere alınmıyordu. Nitekim bu duruma bir düzen arayışı başladı ve Tanzimat ile bu ilan edildi. Abdülmecid döneminde askere alımların düzensizliğinden bahsedilerek bunun bir yoluna koyulması hedefleniyordu. Askerlik süresinin 5 yıla sabitlenmesi ve asker alımlarının da düzenli-adaletli bir şekilde yapılmasına çalışıldı.
Fakat bu durum bütün azınlıklar arasında tartışma konusu oldu. Eskiden beri ödedikleri cizye karşılığında askerlikten muaf sayılan gayrimüslimler bu yeni kanuna karşı çıktılar. Neticede cizye kaldırılmış olsa da ''bedel-i askeri'' adıyla bu usul yine eskisi gibi devam etti.
I. Dünya Savaşı öncesi İttihat Terakki döneminde her vatandaşın askerlik yapması kararlaştırıldı. Kara ve denizde farklılık gösterse de askerlik süresi 5 yılı geçmiyordu. Böylece imparatorluğun son savaşında orduda görev yapan birçok gayrimüslim de mevcuttu.
Sen 12 yıl askerlik yap izini bilmediğin topraklarda can ver sonra savaşın asıl çilesini kadınlar çekiyor desinler kafalar olmuş navarin
Nüfus olarak erriyip gitmiş koca ülke. Başka türlü 12 yıllık askerliğin mantıklı bir açıklaması gelmiyor aklıma.
ilk gün şafak, atarsa 4379..