Bedava Kredi Bitti mi? Merkez Bankası'nın Hafta Sonu Kararının Anlamı ve Uzmanların Yorumları!

Merkez Bankası, bankaların Zorunlu Karşılık oranlarında artışa gitti. Zorunlu Karşılık oranları, kısaca bankaların topladıkları paralar karşılığında Merkez Bankası'nda tutması gerek teminat olurken, kredilerde böyle bir uygulamaya gidilmesi uzmanları dahi şaşırttı. Son dönemde enflasyondaki yükseliş ile kredi oranları karşılaştırıldığında ekonomi yönetiminin de söylemi ile 'bedava dağıtılan' kredilere bir düzenleme gelmiş oldu. 

Uzmanlar bunu köşelerinde ve sosyal medyada nasıl yorumladı?

Ticari kredilerdeki artış yüzde 50’ye yaklaşınca Merkez Bankası (TCMB), ticari krediler için zorunlu karşılık adımı attı.

1 Nisan’dan itibaren dörder haftalık dönemlerde kullandırılan ticari kredilerin yüzde 10’u kadar zorunlu karşılık tesis edilecek. Dünya'dan Şebnem Turhan haberine göre, Merkez Bankası ilk kez ticari kredilere zorunlu karşılık getirdi. Merkez Bankası tebliğinde esnaf, KOBİ, ihracat, yatırım, tarım kredileri, kurumsal kredi kartları, kamu ve mali kesime kullandırılan krediler kapsam dışında tutuldu. Merkez Bankası’nın eylülde ilk faiz indirimi gerekçelerinden olan ticari kredilerdeki büyümeyi sağlama hedefi ardından hem hükümetin hem de Merkez Bankası’nın bankaları ticari krediye yöneltmesi ile devam etmiş yılbaşından bu yana yüzde 22’yi aşan büyüme yaşanmıştı. Ancak Merkez Bankası cumartesi sabah 05:00’te yayımlanan bir karar aldı ve ticari kredilere zorunlu karşılık getirildi. Bankacılık kaynakları bu durumun bir nevi aktif rasyosunun geri getirilmesi olduğunu vurgulayarak bankalara ceza geldiğini ve bunun karların 150-200 baz puanını daha tıraşlayacağını kaydetti. Aynı zamanda bu karar sonrası TL ticari kredi faizlerinde artış olabileceğini söyleyen bankacılık kaynakları kararda yabancı para mevduattan dönüşüm oranına göre getirilen zorunlu karşılık artışının da tüm kredi faizlerinde yükselişe yol açacağını vurguladı. Bankacılık kaynakları ilk kez aktif tarafa zorunlu karşılık uygulandığına da dikkat çekti.

"Normalde zorunlu karşılık mevduat üzerinden olur, kredi üzerinden olmaz."

Birgün'den Havva GÜMÜŞKAYA haberine göre, bu hamlenin bir ölçüde faiz artırımı olduğunu söyleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Başlevent, kredilerde yaşanan artışın önüne geçilmesinin amaçlandığını da ekleyerek şunları söyledi: 

Bankalara daha önce yapılmadık bir şekilde sıra dışı bir yöntemle ek maliyet yaratılıyor. Normalde zorunlu karşılık mevduat üzerinden olur, kredi üzerinden olmaz. Şimdi de bunu icat etmişler. Amaç, maliyeti artırıp bankaları biraz caydırmak ya da kredi vereceksen de daha yüksek faizle ver ki daha az müşteri gelsin demeye çalışıyorlar. Mevduat faizleri suni olarak baskılandığı için, politika faizi çok düşük olduğu için, bankalar, piyasadan düşük maliyetle dolar temin edebiliyorlar. Dolayısıyla, kredi verirken de içinde bulunduğumuz enflasyonist ortama göre çok düşük faizle verebiliyorlar. Bu da birçok kişi ya da kurumun krediye yönelmesine yol açtı. Bütün düzeni, dengeleri bozdular. Bir şekilde sözlerinden geri adım atmaksızın, yan yollara saparak piyasayı düzene koymaya çalışıyorlar.

"Yani şapkadan bir tavşan daha çıkarıldı!"

Dünya'dan Alaattin Aktaş, 'O ilk düğme yok mu ilk düğme, yanlış iliklenen...' başlıklı yazısında, şunları söyledi:

Ben bugüne kadar krediye zorunlu karşılık uygulandığına hiç tanık olmamıştım, konuya çok daha hakim dostlarıma sordum, onlar da böyle bir uygulama görmemişti.

Yani şapkadan bir tavşan daha çıkarıldı!

Bu ifade bana değil değerli meslektaşım Uğur Gürses’e ait. Gürses, Merkez Bankası’nın aldığı bu kararı işte böyle değerlendiriyor:

“Kapıyı açık bırakıp pencerelere demir yaptırmak gibi olmuş sizin makro ihtiyati tedbirler.”

Durumu bundan güzel özetleyen bir ifade herhalde olamazdı.

Ama ne yaparsınız ki kapı bir türlü kapatılamıyor, izin çıkmıyor buna!

Kapıyı kilitlemek bir yana, kapatmaya bile izin alamayanlar da kulağı tersten göstermenin de ötesine geçip böyle türlü türlü icatlarla kredileri pahalı hale getirmeye, kredi hacmini daraltmaya, bunu sağlamak suretiyle de enflasyonla ve cari açıkla mücadele etmeye çalışıyor.

Oysa o ilk düğmeyi doğru ilikleseydik; faizi artırmasak bile gereksiz yere indirmeseydik, yani kapıya şöyle sağlam bir kilit taksaydık, tüm pencerelere demir yaptırmaktan ve evin güzelliğini bozmaktan ve üstelik bunu çok daha maliyetli bir şekilde yapmaktan kurtulurduk.

Ama olmaz! Kapı açık duracak!

"Tüm bu ilave musluklarla ‘havuzu doldurma’ çabasının tek bir soruna dayandığını, havuzu boşaltan kocaman bir delik olduğunu görmezden gelen bir ekonomi yönetiminin çaresizliğini gösteriyor."

T24'te Uğur Gürses, 'Ankara’nın havuz problemi' başlıklı yazısında, Alaattin Aktaş'ın söylediği ifadeleri şu şekilde anlatmıştı:

Bu defa, havuza akan TL musluğu boşaltan döviz musluğuna baskı yapınca, kredi büyümesine ‘makro ihtiyati tedbir’ getiriyoruz diyerek; kredilerde yılbaşından mayıs sonuna kadar, hatta devamında yüzde 20’nin üzerinde büyüme olursa zorunlu karşılık yatırma yükümlülüğü koyuyorsunuz. Fazlası, KKM’ye dönüşümde, döviz hesaplarında azalışla TL ya da KKM’ye geçişte düşük kalan bankalara ilave zorunlu karşılık koyuyorsunuz. Tam bir şaşkınlık hali.

Tüm bu ilave musluklarla ‘havuzu doldurma’ çabasının tek bir soruna dayandığını, havuzu boşaltan kocaman bir delik olduğunu görmezden gelen bir ekonomi yönetiminin çaresizliğini gösteriyor.  Bu yönetimin ‘sınıfta kalırken’, herkesi de havuzda ‘çırılçıplak’ bırakacağı çok açık.

"Havuz problemleri oldukça basittir; matematiksel bir katkı payı hesabıdır aslında. Dolduranın ve boşaltanın katkısı ve hızı."

Havuzdaki koskocaman deliğin aslı, faizlerin olması gerektiğinden çok çok düşük bir yerde duruyor olmasıdır. Buna ilave olarak bu krizi yönetenlere olan güvenin de çok çok düşük bir yerde olmasıdır.

Neydi o son günlerde çokça dile getirilen ‘motto’, “sorunu çözmek için sorunun varlığını kabul etmek gerekiyor”. Bir de şu; “sorunu yaratanlar o sorunu çözemezler”.

 ‘Kırk dereden su getirerek’ inkâr edilen ve bugünlerde yaşanan ‘tüm kötülüklerin anası’ faizi düşük tutma takıntısıdır.

Ankara, ekonomi havuzunda kendi yarattığı koskocaman deliğin hasarını, farklı musluklarla telafi edeceğini sanıp her yeni güne bir kararla giriyor. ‘Olmadı, kes yapıştır’ nafile kararlarla. Dolmuyor; sadece belli bir süre dolu gibi gösteriyor.

Uzmanların 'kredilerde zorunluk karşılık' değerlendirmeleri ise şu yönde oldu👇

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
25.04.2022

koca ülkeyi yobazlara teslim edersiniz sonucunada katlanırsınız...normalde bunlar bir bakkalı bile yönetemeyecek kapasitede.tek bildikleri çalmak çırpmak yetim hakkını pudra şekerine çevirmek ya Allah bismillah

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ