Hiçbir şey bitmedi, hiçbir şey! Öyle bitiremezsiniz! Bu benim savaşım değildi, siz istediniz, ben değil... Kazanmak için gerekeni yaptım, ama birileri yenmemize izin vermedi. Sonra geri dönüyorum, hava alanında beni protesto eden ve tüküren aptallar görüyorum. Bana 'bebek katili' dediler, onlar kim ki beni protesto ediyorlar! Benim yaşadıklarımı yaşayıp görmedikleri sürece neden bağırdıklarından bile anlamayacaklar... Bir gün kasabadaydık. Vietnamlı çocuğun elinde bir ayakkabıcı kutusu vardı. Ayakkabılarımızı boyamak için yalvardı, ısrar etti, ama ben ise hayır dedim. Danford kabul etti ve oturdu. Meğer kutuya bomba koymuşlar, patladığında bütün vücudu paramparça oldu; paramparça halde yatıyordu. Bağırmaya devam ediyordu ve parçaları üzerime yapışmıştı. onu çekmeye çalıştım ama tutamıyordum bile, arkadaşımın parçaları üzerimdeydi. Her şeyi denedim, onları birleştirmeye çalıştım, işe yaramadı, kimse yardım etmedi. Zavallı 'Eve gitmek istiyorum, eve gitmek istiyorum Johnny!' diye bağırıyordu; 'Eve gidip arabamı kullanmak istiyorum!'. 'Bacaklarını bulamıyorum' dedim, bacaklarını bulamıyordum!