Bayrampaşa'nın Altın Çocuğu Barcelona'da: Artık Zirvedesin Arda!

Milletçe çok enteresan bir huyumuz vardır. Ülkemiz adına yurt dışında elde edilen her başarı, mutluluk ve gurur verici hadiselerdir. Fakat hiçbir başarıyı da cezasız bırakmayız ya da o başarı gelene kadar etmediğimiz lafı bırakmayız. Arda Turan da bu süreci en fazla yaşayan, en acımasız en insafsız eleştirilere maruz kalarak bugünlere geldi. Duyunca inanması biraz zor oluyor belki ama Bayrampaşa'dan çıkan, Galatasaray'da kaptan olan, Atletico Madrid ile sayısız başarı kazanan Arda, bugün Barcelona'da. Hem de 41 milyon euro bonservis bedeliyle. Endüstriyel futbol içerisinde her sene onlarca abartılı futbolcuya saçılan paraların yanı başında, sistemli, ağır ağır, sindire sindire Barcelona'da Arda. Tabi ki millet olarak yine sayfalarca Arda eleştirisi yapıyoruz, oynayamaz diyoruz, küfür bile ediyoruz. Ancak her şeyden sıyrılıp 2 dakika düşünelim, birisi adına mutlu olalım ve Arda'yı yürekten alkışlayalım.

Bayrampaşa'nın dahi çocuğu

30 Ocak 1987'de dünyaya geldi Arda. Orta gelirli bir ailenin 2 çocuğundan biriydi. Küçük yaştan itibaren futbola ilgi duydu ve yeteneğinin keşfedilmesi uzun zaman almadı. Babası da bu yeteneği gözardı edemedi ve onu Altıntepsispor'a yazdırdı. Ancak Arda'nın okuluna da devam etmesini istiyorlardı ve istedikleri gibi de oldu. Arda hem sahada hem de okulda hünerlerini gösteriyordu. Bir taraftan bilgi yarışmalarına katılırken bir taraftan Milli Takım kapılarını da aralıyordu.

Arda hayallerini gerçekleştirmeye başlamıştı

13 yaşında, taraftarı olduğu takımın formasını giymişti artık Arda. Hayranı olduğu futbolcularla tanışmış, Hagi frikikten yazdığında kale arkasından sevinmişti. 2005 yılında ise A takım formasını ilk kez sırtına geçirdiğinde, hayranı olduğu takımın kaptanı olacağını belki de biliyordu. Yıllarca izlediği, gollerine sevindiği Hagi, artık onun teknik direktörüydü.

Bu çocuk gidecek ve yıldız adayı olarak geri dönecek

2006 yılında kendini geliştirmesi için belki de en doğru hocaya, Ersun Yanal'a teslim edildi. Deneyim kazanması için gönderilen Vestel Manisaspor'da harika bir ikinci yarı geçirmiş ve Galatasaray'ın dikkatini çekmişti. Bir sene daha Manisa'da kalmak istemesine rağmen yuvasına geri döndü. Hem de ne dönüş!

Yıldız adaylığından yıldızlığa hızlı geçiş

Arda ilk kez bir Şampiyonlar Ligi maçında 11'de başladı. Mlada Boleslav maçında 2 gol 1 asistlik performansı ile taraflı tarafsız herkesi kendine hayran bıraktı. O sezon Galatasaray şampiyon olamadı ancak yeni bir yıldız kazanmıştı.

Arda büyüyor, futbolu büyüyor

Ertesi sezon ise Arda'nın hayatında bir ilk daha gerçekleşecekti. Galatasaray forması altında ilk şampiyonluğunu kazanan 66 numara, o yaz düzenlenen EURO 2008'de yarı final oynayan milli takımın en iyilerinden birisiydi. Ancak bu kadar kısa sürede popüler olan Arda için medya artık daha acımasız, taraftar daha sabırsızdı.

66 Arda'dan 10 numara Arda'ya

2009 yılına gelindiğinde takım kaptanı değişmişti. Yeni kaptan ve yeni 10 numara, Galatasaray'ın çocuğu, Türkiye'nin yıldızı Arda'ydı. Bir hayalini daha gerçekleştirmiş, sarı-kırmızılıların kaptanı olmuştu. Törende heyecandan konuşamayan Turan, efsane oyuncuların içine girmek istediğini söylemiş ve büyüklerine defalarca teşekkür etmişti.

Artık sadece yetenekli değil; sabırlı ve akıllı da olmak zorundaydı

Ancak her sorumluluğun getirdiği sorunlar da vardı. Gerek medyatik ilişkisi, gerek toplum gözünde bir rol model olmasıyla artık yaptığı her hareket, söylediği her söz olay oluyordu Arda'nın. Takım da istikrarsız olunca ilk fatura Arda'ya kesiliyordu. İlk kez 2010 yılında '' Avrupa'da oynamak istiyorum. Herhalde taraftar da artık burada daha fazla faydalı olamayacağımı düşünüyor.'' diyerek ayrılık sinyalleri veriyordu. Yine aynı sezon şanssızlıklar yakasını bırakmadı. Sakatlandı, domuz gribi bile oldu ancak hepsinde de ait olduğu yere, Ali Sami Yen'e geri döndü.

Sonun başlangıcı

2010-2011 sezonu, Galatasaray tarihinin en kötü sezonuydu ve bu sezonun kaptanı da Arda'ydı. Sakatlandı, olmadık hakaretlere uğradı. Taraftar sinirlendi, O ağladı. Sezon sonuna doğru yeni ise bir maç sonrası '' Gelecek sezon bu statta -Arena- oynayacak arkadaşlara Allah kolaylık versin''  sözleri ayrılığın habercisiydi.

Böyle bırakılmaz ki!

Felaket sezonunun ardından Fatih Terim de tekrar yuvasındaydı. Yeni hayaller, yeni planların içinde hep Arda vardı. Ancak Arda gitmeyi tercih etti. Galatasaray taraftarını belki de en fazla üzen de kurulan hayallerin biraz da çöpe atılmasıydı. Ancak söylenecek bir şey yoktu ve Arda artık İspanya'nın en büyük kulüplerinden birinde, Atletico Madrid'deydi. Hem de Türkiye'nin en pahalı oyuncusu ünvanıyla gitmişti.

Madrid ekibinde 4 yıl, sayısız başarı. La Liga, UEFA Avrupa Ligi, Süper Kupa, Şampiyonlar Ligi finali ve daha niceleri. Arda hepsinde baş rolde, hepsinde güleç yüzüyle en öndeydi. Artık kafası rahat, sadece futboluna konsantreydi çünkü. Zaman başarıyı göz ardı edemezdi ve çanlar Arda için çalmaya başlamıştı.

Hayaller- hayatlar

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Herkese inat, böyle devam!

Artık daha iyisi yok!

Ve dün itibariyle Arda, artık Messi'ye ara pası atabilecek, gol sevinci yaşayabilecek, kupalar kaldırabilecek konuma geldi. Çünkü Arda artık Barcelona futbolcusu. Helal olsun koca kafa!

Bir gün çekersen yuva özlemi, kapılar sana hep açık

Göğsümüzü kabartmaya devam et çocuk, ancak olur da bir gün özlersen evini, 66 numara parçalı forma hep asılı olacak duvarlarda.

Ayrıca bakınız: Arda Barcelona'ya Gitti, Sosyal Medya Delirdi! En Güzel Sosyal Medya Tepkileri

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!