X kullanıcıları bayramda maziye daldılar ve anne-babalarının birbirinden ilginç tanışma hikayelerini anlattılar!
X kullanıcıları bayramda maziye daldılar ve anne-babalarının birbirinden ilginç tanışma hikayelerini anlattılar!
'Hemen 'Anne, ben çilek alacağım' diye aşağı koşuyor. Çilek alma bahanesiyle babamla orada tanışıyorlar. Bugün hala babam anneme 'çilek' diye hitap eder. Gizlice sevgili oluyorlar ama bir noktada dedem bir şeylerden şüpheleniyor ve annemin peşine adam taktırıyor. Tehlikeyi fark edince okulda da görüşemez oluyorlar. Kendilerine okulda belirledikleri bir kaloriferin arkasına notlar bırakarak iletişimde kalıyorlar. Yaz tatili gelince dedem iyice işkillenmiş olacak ki annemi alıp yazlık bir beldede ev tutuyor, sırf görüşemesinler diye. Ama babam durur mu, bunları takip ediyor ve orada kendine bir yer tutup bütün yaz gizli gizli görüşmeye devam ediyorlar. Yine okul başlayınca görüşememeye başlıyorlar ama babamın canına tak ediyor. 'Ben babanla konuşacağım' diyerek dedemi arıyor. Dedem babamın profili bu noktada az çok öğrenmiş ve asla onaylamıyor. Telefonda 'Tamam, gel konuşalım' diyerek evin önündeki parka çağırıyor. Babam mutlu mutlu parka giderken annemle babaannem babamı buluyor ve 'Gitme sakın' diyorlar. O sırada dedem parktan elinde bıçakla çıkıyor ve babamı korkutmak için bıçakla kovalıyor.'
'Annem ise yine aşırı muhafazakâr ve Türk ırkçısı bir Kırşehirli'ydi. Babam doğma büyüme Ankara'lı ama annem okumaya gelmiş Ankara'ya, sonra bir özel hastahanede resepsiyonda çalışıyordu. Neyse, bir gün babaannem ve dedeme haber geliyor; 'Şurada şöyle kız var, hanım hanımcık, bir bakın.' diye. Bunlar da bakıyor, babama 'Bir git bak.' diyorlar.
Babam, bir gazeteci olarak oraya gidiyor. Tabii o sırada babamın biraz ülkücü bıyığı da var, ayakkabının da arkasına basıyor ama tipi Cüneyt Arkın gibi. Tabii annem bazı yönlerine ve olaya uyuz oluyor, kızarıyor bozuluyor ama müdürün de ısrarıyla babamla bir görüşmeyi kabul ediyor. Babamla daha sonra bir gün ilk görüşmeye bir pastahaneye gidiyorlar, bugünkü kafe misali. Babam anneme soruyor 'Ne istersin?' diye, annem 'Bir şey istemem.' diyor. Babam 'Bak, emin misin? Doğruyu söyle.' diyor, annem 'Eminim.' diyor. Babam bunun üzerine kendisine bir limonata ve bir de pasta söylüyor. Anneme bir şey yok. Annem hala içerler bu duruma. Babama söyleyince 'Emin misin dedim, zorla mı yedireyim?' diyor...
Neyse, sonra artık babam annemi bir gün 'Ablamla tanıştıracağım.' diye götürüyor ablasının evine. En üst kata gelip zile bastıktan hemen sonra 'Kaçırdım seni, burası ablamın evi değil.' diyor. Annem korkmuş, namusu korumak için apartman boşluğuna bakıyor 'İyi atlarsam ölürüm.' diyor, gözü kesiyor. Tabii halamın kapıyı açması ve içeriden gelen çocuk sesleri ile kadın rahatlıyor. Efendim, bunlar evlenmeye karar veriyorlar biraz. Nişan öncesi babam annemi memleketine götürüyor, yolda 'Ben yiyecek bir şeyler alayım.' diyor dinlenme tesislerinde. Annem kuruyemiş beklerken babam 1 kilo hıyarla çıkıyor. Annem utançtan yerin dibine giriyor. Yol boyu babam hıyar yiyor, hart hurt. Anneme de 'İster misin? Bak, çok taze.' diyor, annem 'Yok.' diyor. Babamsa olayı şöyle anlatıyor: 'Gitmiş bakmış her şeye dinlenme tesisinde, çoğu şey taze değil ama hıyar daha o gün koparılmış. Babam da anlar ve sever böyle kaliteli yiyecekten, onu almış o yüzden.'
Neyse, dedemler nişana giderken dolmuşta dedem parayı çaldırıyor. En son düğünleri de annemin yoğun isteği sebebiyle camide ve müziksiz oluyor. Ben sanırım daha babam usulü bir adamın ama... En son evleniyorlar, ben 2 sene sonra doğuyorum.'
'Tahmin edeceğiniz üzere orada tanışıyorlar ama babam tatil yaptığı süre boyunca hiç annemi görmüyor. Tam tatilin bitmesine bir gece kala Mr. Torba yarışması diye bir yarışmaya katılıyor. Annem babamı sahneye hazırlayanlardan biri. Babam sahneye çıkıyor ve aşırı kötü bir dans ile 2. oluyor. Birinci olan Alman bir adam imiş ama o gece otelden ayrılacağı için ödülü babama devretmiş. Annemin anlatmasına göre; hayatında gördüğü en korkunç dansmış.
Babam birincilik ödülünü annemin elinden alıyor, alırken fark ediyor annemi. Oradan çıkınca da diskoya geçiyor ama annemi arıyor gözler tabii. Annem de mesaisi bitince diskoya geçiyor ve babamın yanına gidiyor. Orada babam kulağına bir şey demiş ama anlamamış gürültüden. En sonunda lokalara geçmişler ve babam Mr. Torba ödülü olan şarap sepetini plajda içmeyi teklif ediyor. Annem de kabul ediyor. Oturuş o oturuş ama ertesi gün tatil bitiyor babam Isparta garnizonuna giriş yapıyor, annem oteldeki hayatına devam ediyor.
Derken babam her hafta annemi bir şekilde görmeye gelmeye başlıyor derken annem de Isparta’ya gidip gelmeye başlıyor. Bu arada annem terfi alıyor ve Le Meridien’de ön büro şefi oluyor. Fakat babam artık ayrı gayrı kalamadığı için anneme evlenme teklifi ediyor. Annem de aşk işte; parlak kariyerini ve okulunu bırakıp 89 senesinde, üç beş senede bir Anadolu’nun farklı köşelerine tayin olacağı o hareketli asker eşi hayatına aşkla başlıyor. Birlikte Isparta’dan Diyarbakır’a, Diyarbakır’dan Balıkesir’e filan derken toplamda 9 şehir, 25 kez taşınma, ülkenin siyasi ve askeri sorunlarına birlikte göğüs germe, ekonomik sıkıntı vb. gibi birçok şeyi birlikte atlattılar. Şimdilerde 35 senelik bu evliliklerinde anneanne ve dede olmanın haklı gururu ve mutluluğunu yaşıyorlar. İkisinin de ömrü sağlıkla ve huzurla uzun olsun.'
'Nişan attıktan sonra babamın kuzeni annemi bir buluşmaya çağırmış arkadaşlarıyla (babam ayarlatmış tabi) annem de gitmiş, buluşma bittikten sonra annem bir durakta otobüs beklerken babam koşup sarılmış…'
'Vermiyorlar o sırada da annemle hiç görüşmüyorlar ama ikisi de konuşup anlaşmadan birbirlerini beklemeye karar veriyorlar babam kocaeliye taşınıp durumunu toparlıyor en son dedem de ikna olup evlenmelerine izin veriyor hala birbirlerine çok aşıklar 😻'
"Oldukça dindar ve ülkücüymüş" cümlesinin bünyede bıraktığı o kekremsi his...
bazıları atmasyon gibi geldi ama neyse yedik 🤣
1 numara sağlam senaryo yazmış. 😂😂