Bayram Harçlıklarıyla Çizgi Roman Alan Nesli Çocukluk Günlerine Götürecek Tek Ciltlik 16 Çizgi Roman

Çizgi roman okumayı sevmeyen var mı?

1. Cenaze Evi Şenlik Evi - Alison Bechdel

Kült haline gelmiş bir çizgi roman sanatçısından, bir ailenin işlettiği cenaze evi, cinsel kaygılar ve önemli kitaplar üzerine, gotik şaşırtmacalarla bezeli, cüretkar ve dahice bir yaşam öyküsü.Alison Bechdel'in büyük bir başarı yakaladığı bu kitap, bir ailenin karanlık ama komik öyküsünü Bechdel'in sevimli gotik çizimleri eşliğinde anlatıyor. Alison'ın babası, tarihi yapıları koruma uzmanı, ailenin Viktorya döneminden kalma evinin restorasyonu konusunda takıntılı bir onarımcı, aile cenaze evinin üçüncü kuşak işletmecisi, lisede edebiyat öğretmeni, soğuk ve mesafeli bir baba ve sonradan anlaşılacağı üzere, erkek öğrencileri ve çocuklarının bakıcısıyla ilişkisi olan, kendini gizlemiş bir eşcinsel. Yer yer yürek burkan, yer yer müthiş komik bu anlatıda, bir kızın babasına duyduğu karmaşık özleme tanıklık ediyoruz. Alison ve kardeşlerinin deyişiyle bu 'şenlik evinde,' tabutların tozunu almak gibi görevlerin dışında, baba ve kızın ilişkisi, en yakın ve özel ifadesini paylaştıkları kitaplar aracılığıyla buluyor. Alison ergenliğinin son döneminde kendi eşcinselliğini ilan ettiğinde, öykünün düğümü bir kefarete doğru hızla ve çarpıcı bir biçimde çözülüyor.

2. Pyogyang - Guy Delisle

Kuzey Kore halen dünyadaki en tanımlanamaz, gizemli ülkelerden biri. Orada neler olup bittiğini kimse tam olarak bilmiyor. 2001’in başlarında bir animasyon şirketinin çalışanı olarak ülkeye girilmesine izin verilen Fransız çizer Guy Delisle, ülkeye sokulan birkaç Batılıdan biri. Başkentte geçirdiği iki ay boyunca Delisle kültürün ve Kuzey Korelilerin yaşantılarından görebildiği kadarını gözlemleyerek Pyongyang’ı yarattı. Pyongyang bize biraz olsun Kuzey Kore’de ne işler döndüğünü anlatıyor.

Ülkeye kaçak bir radyo ve 1984’ün bir kopyasıyla giren Delisle, Pyongyang’i ve kırsalını ancak rehberinin ve çevirmenlerinin eşliğinde keşfedebildi. Ne var ki dünyanın tek komünist hanedanı Kim Il-Sung ve oğlu Kim Jong Il’in heykelleri, portreleri ve propagandaları arasında, Delisle kendisine izin verilenden çok daha fazlasını gözlemleyebildi.

Çizerin, katı bir rejimin kuşatmasındaki hayata dair zekice ve buruk düşünceleri bu olağanüstü çizgi romanın esasını oluşturuyor. Pyongyang, esrarengiz bir ülkeye dair aydınlatıcı, kişisel ve eğlenceli bir bakış sunuyor.

3. Siyah Orkide - Neil Gaiman

Bilinmeyen bir şirketin toplantı odasında bir süper kahraman kafasından vurulur. Bedenini ateşler yutar, katili ise elini kolunu sallayarak uzaklaşır. İşte çizgi roman dünyasının iki yaşayan efsanesi Neil Gaiman ve Dave McKean’i ilk kez bir araya getiren bu devrimci eser böyle başlıyor. Bir türü aynı anda hem yıkan hem de yeni baştan inşa eden Siyah Orkide’de Susan Linden’ın tekinsiz hayatıyla birlikte grafik hikâyecilik de yeni bir olgunluğa erişmekle kalmayıp türde bir devrim gerçekleştiriyor. Mikal Gilmore’un önsözüyle açılan bu edisyon daha önce yayımlanmamış skeçler ve Gaiman’ın ilk taslaklarıyla okur karşısına çıkıyor.

4. Küçük Irmaklar - Pascal Rabate

İki ihtiyar, Edmond ve Emile’in iyi bir dostluğu vardır. Her ikisi de duldur, beyaz şarabı ve balık tutmayı severler ve oldukça yalnızdırlar. Emile, günün birinde ihtiyar Edmond’un bir sevgili bulduğunu ve seviştiğini öğrendiğinde işler değişir. Dostunun ani ölümüyle birlikte hayatını değiştirmeye karar verir...

Pascal Rabaté, kırılgan çizgileri, yalın renk tercihleri, ustaca tasarladığı kareleri ve sakin bir anlatı temposuyla Fransa kırsallarında yaşayan insanların günlük yaşamından özel detaylar yakalıyor.

5. Güngezgini - Gabriel Ba, Fabio Moon

6. Watchmen - Dave Gibbons

Kim Gözleyecek Gözcüleri?

Seksenli yılların ortasında Alan Moore ve Dave Gibbons, çizgi roman tarihini kökten değiştiren ve popüler kültürün çizgi roman algısını yeni baştan yazan eşsiz bir eser yarattılar: WATCHMEN. Sıklıkla çizgi romanların ciddiye alınmasını sağlayan ilk eser olduğu söylenen WATCHMEN, süper kahramanların çok yönlülüğünü, psikolojik karakter derinliğini olabilecek en gerçekçi biçimde yansıtan yegâne eser.

Amerikalı süper kahramanların varlığının bile tarihe farklı bir yön verdiği bir dünyada, Amerika Vietnam Savaşı'nı kazanmıştır, Nixon hâlâ başkandır ve Soğuk Savaş devam etmektedir. WATCHMEN bir cinayet öyküsü olarak başlasa da kısa sürede tüm gezegeni ilgilendiren bir komplonun izleri ortaya çıkar. Nihayetinde, tekrar bir araya gelmiş bu kahramanlar -Rorscach, Gece Kuşu, İpek Hayalet, Dr. Manhattan ve Ozymandias-s inançlarının sınırlarını zorlamak ve iyi ile kötünün çizgisinin nereye çizileceğini kendilerine sormak zorunda kalacaklardır.

7. Varto - Gorune Aprikian

Varto, 1915’te başlayıp günümüze dek süren bir maceranın izini sürüyor. Birinci Dünya Savaşı’nın felaketlerle dolu karanlık günlerinde, Anadolu’nun doğusunda bir köyde, biri kız, biri erkek iki kardeşin, Maryam ve Varto’nun yolu, daha önce hiç tanımadıkları bir gençle, Hasan’la kesişir. İki kardeşin ailesi, adına “tehcir” denen bir ölüm yürüyüşüne çıkarılmıştır ve Hasan’ın son nefesine vermek üzere olan hasta babası, oğlundan, insaniyet namına Maryam ile Varto’yu güvende olabilecekleri bir yere ulaştırmasını ister. Ermenilerin malının mülkünün yağma edildiği, canlarının beş para dahi etmediği günlerde babasının böyle çetin bir talepte bulunmasına hiçbir anlam veremeyen Hasan, istemeye istemeye çıktığı bu tehlikeli yolculukta öfkeyle merhamet duyguları arasında gidip gelecektir. Boylarını aşan büyük gelişmelerin savurduğu hayatlarının dizginlerini Hasan’a teslim etmekten başka çaresi olmayan Maryam ve Varto ise, hem kendilerini hem Hasan‘ı dönüştürecek bu tekinsiz serüven sırasında hem hayatta kalmanın, hem de sevdiklerine kavuşmanın yollarını arayacaktır. Okur, beklenmedik gelişmelerin heyecanı hep yüksek tuttuğu sayfalarda ilerlerken, kaderleri birbirine bağlanmış bu üçlünün hikâyesinin, yaşadığımız zamanlara ulaşan, Türkiye sınırlarını da aşan akışını nefes nefese takip edecek. Çizgi roman dünyasının önde gelen ülkelerinden Fransa’da büyük beğeniyle karşılanan Varto, Anadolu topraklarında binlerce kez tekrarlanan acılı ve kanlı bir sırrın karakutusunu açmaya cüret ediyor.

8. Buzul Çağı - Nicolas de Crecy

Usta bir çizer ve dünyanın en büyük müzelerinden biri, bu eserde bir araya geliyor...

Avrupa çizgi romanının en parlak yeteneklerinden olan Nicolas de Crécy, ortak yayıncısı Louvre Müzesi olan dahiyane bir eser ortaya koyuyor.

İnsanlığın tüm tarihinin unutulduğu, binlerce yıl süren bir buzul çağının ardından, bir grup arkeolog, Louvre Müzesi’ne yolculuk yapıyor; eski dünyayı, yıkıntılar altındaki kültürel mirasla anlamaya çalışıyor.

Nicolas de Crecy, çizgi romanın önemli ödüllerinden Angoulême Ödülü’nü almış, Eisner’a aday olmuş bir sanatçı; yetenekli bir hikâye anlatıcısı. Buzul Çağı’nda tarih, bilim kurgu ve felsefi çıkarımları tatlı bir hikâye içine ustaca sığdırıyor.

9. Fotoğrafçı

Fotoğrafçı, bir fotomuhabirin Sınır Tanımayan Doktorlar’la birlikte Afganistan’da yaptığı zorlu ve tehlikeli yolculuğunun bir kaydı. Hikâye, fotoğrafçı Didier Lefèvre’in, Sovyetler ve Mücahitler arasındaki savaşta parçalanmış olan Afganistan’a giden doktorlara katılmasıyla başlıyor. Böylece hiç bilmediğimiz bir halkı ve coğrafyayı tanırken, savaşın yaralarını tamir etmeye çalışan kadın ve erkeklerin uzun yürüyüşüne eşlik ediyoruz.

Çok sayıda edebiyat ve çizgi roman ödülüne değer görülen kitap, Lefèvre’in fotoğrafları, Guibert’in çizimleri ve Lemercier’nin renkleriyle resmin, fotoğrafın ve edebiyatın nadir bir bileşimi.

10. Persepolis - Marjane Satrapi

İran’daki devrimin ülkeye ve insanlarına yaşattıkları, küçük bir kızın yetişkinliğe giden yolda deneyimledikleriyle iç içe geçiyor. Persepolis, Marjane Satrapi’nin kaleminden hem bir dönemi anlatan hem de zamanın çok ötesine giden bir çizgi roman.

Şah rejiminin düşürülmesi, İslam Devrimi’nin zaferi ve İran-Irak savaşının yıkıcı etkileri altında yaşama tutunmaya çalışan bir halk resmediliyor Persepolis’te. Siyasi baskının, radikal dinciliğin ve savaşın nelere mal olabileceği, sevincin ve gözyaşının birbirine karıştığı hikâyelerle anlatılıyor.

Dünya çapında yankı uyandıran, animasyon filme uyarlanan ve pek çok ödüle layık görülen Persepolis, karanlığa karşı birlik olmanın önemini anlamamızı sağlıyor. Ve hayatın her şeye rağmen devam ettiğini…

11. Maus, Hayatta Kalanın Öyküsü - Art Spiegelman

1948 Stockholm doğumlu ünlü çizer Art Spiegelman, Polonya gettolarından sağ kurtulabilen bir babanın oğlu. Halen New York'ta yaşayan Spiegelman Maus'da, babasının 'Ölüm Kampları'nda, 1939-1945 yılları arasında bir Yahudi olarak yaşadığı kabus dolu günleri, 'kedi'nin (Nazi) 'fare'yi-maus (Yahudi) kovalamasına benzettiği güçlü çizgileriyle bizlere aktarıyor. 'Maus' aynı zamanda başka bir kovalamacanın; babasının anılarını adeta bir kerpetenle sökercesine dinleyen ve kendi belleğini beslemeye yani hatırlama buyruğuna uymaya çalışan oğlun da hikayesi..

12. Muhammed Ali - Sybille Titeux

Sadece bir boksör değil, gelmiş geçmiş en ilham verici ikonlardan biri olan Muhammed Ali’yi dönemin tanıklıklarıyla anlatan bir grafik roman. Dünya boks şampiyonlarından Floyd Patterson, “Ben sadece bir boksördüm, o ise tarih” diye anlatıyordu onu. Vietnam Savaşı’na gitmeyi reddeden bir vicdani retçi, tarih yazan bir barış elçisi, Malcolm X ve Martin Luther King ile birlikte siyahi direnişin sembolü olmuş bir savaşçıydı Muhammed Ali. Muhammed Ali çizgi romanı, bir siyah, bir şampiyon, bir müslüman, bir militan ve bir efsanenin öyküsünü güçlü ve zayıf yönleriyle birlikte özgün bir dille anlatıyor.

13. Karganın Ulusu - Pierre Gibrat

Erteleyiş, Cecile ve Julien’in taşrada geçen hikâyesinde, “Çıkar Savaşları” ile “birlikte olma” nın yüksek karşıtlığını Gibrat’ın ustaca kurguladığı bir romans-aksiyon potasında eritmesiyle ünlüdür. Karganın Uçuşu’nda, aynı zamanlarda, bu kez Paris sokaklarındayız: İşgal altında, polis ve muhbir devletinde, bombardımanlar arasında çatılarda başlayan ve sokaklar, kitapçılar, kanallar ve “Himalayalar”da devam eden hikâyenin kahramanı bu kez Cecile’in kızkardeşi Jeanne. Gibrat tarzı ironinin ve (ç)atışmanın eşlik ettiği, aynı zamanda bir işgal karşısında alınan farklı pozisyonları gözden geçiren soluksuz serüvende, denebilirse, umut da umutsuzluk da aynı hızda yükseliyor; tıpkı hayatlarımızdaki gibi. Direnişçi Jeanne kardeşine ulaşmaya çalışırken ona çenebaz hırsız François eşlik ediyor.

14. Karanlık Güzel - Fabian Vehlmann

Kerascoet Ve Fabien Vehlmann'ın Rahatsız Edici Ve Harikulade Anti-Peri Masalı

İçimizdeki kötülük kapasitesini kesin bir şekilde kınayan bir bildiri. Hayat tecrübesi ve insan içgüdüsü hakkındaki bu karanlık, kasvetli alegoride Prenses Aurora ve arkadaşlarına medeniyetin karanlık kalbine doğru yolculuk ederlerken eşlik edin. Kerascoet'in suluboya çizimlerinin tatlı yüzleri ve parlak renkleri; adilik, açgözlülük ve kıskançlık devreye girmeye başladığında Vehlmann'ın hikayesinin altındaki kötülüğün altını başarı ile çiziyor. Karanlık Güzel, modern toplumun rutin kibarlığı ve anlamsız merhametine rahatsız edici bir bakış.

15. Hollywood - Jean Baptiste Thoret

60’lı yılların sonunda büyük yapım şirketlerine savaş açan, Vietnam Savaşı’ndan etkilenip politize olan genç nesil yönetmenler çağına “Yeni Hollywood” diyoruz. Elinizde tuttuğunuz çizgi roman denemesi, bu altın çağı aydınlatırken Scorsese, Coppola, Peckinpah, Romero ve diğer yönetmenlerin ortak yanlarını da ortaya koyuyor.

16. Horla, Guy de Maupassant'ın Öyküsünden - Guillaume Sorel

Deli değilim ben...

burada yaşayan bir şey var... benimle birlikte...

bu şey insanlara dokunabiliyor...

Su ve sütle besleniyor...

Ama onu göremiyorum...

Maupassant’ın ölümsüz hikâyesi horla, sorel’in ellerinde yine bir çizgiroman başyapıtına dönüşüyor.

Popüler İçerikler

Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Dünya Galatasaray'ı Konuşuyor: Galatasaray'ın Tottenham'ı 3-2 Yenmesi Dış Basında Yankı Uyandırdı!
YORUMLAR
12.08.2019

çizgi romanlar harika sanat eserleri çağımız için çok güçlü mesajlar veren şaheserler olabilirler'' stares at Nightwing's butt all day and says it's a masterpiece*

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ