TV şovları, filmler, kitaplar ve Instagram fotoğraflarıyla diğer ülkeler hakkında yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Ancak bir ülke hakkında yalnızca orada bir süre yaşadığınızda yeterince bilgi sahibi olabilirsiniz. Daha önce de Japonya hakkındaki ilginç bilgileri bir araya getirmiştik. Bir de bir süre orada yaşayan insanların gözünden Japonya'yı görelim.
Japonya'da kadınlar kollarını tıraş ediyor. Çünkü kollardaki kıllar tamamen uygunsuz bir şey olarak kabul ediliyor ve Japonya'ya taşınanlar bu duruma alışmak zorundadır. Buna ek olarak, birçok kadın yanakları ve alnı da dahil olmak üzere tüm yüzlerini tıraş eder. Bazıları bunu ayda bir kez, bazıları ise her gün evde kendileri yapıyor. Yerel mağazalarda satılan özel tıraş makineleri var.
Tüm vücut epilasyon hizmeti (kirpikler, kaşlar ve kafadaki kıllar hariç) oldukça popülerdir. Yaz aylarında, bu tür hizmetler sunan salonlar aktif olarak kendilerini tanıtmaya başlar, indirimler sunar.
Erkekler de tıraş olur. Her sabah tıraş olmaktan kurtulmak için sık sık kuaförlerinde tıraş olurlar. Görünüşlerine çok dikkat ederler, mükemmel görünmek için kaşlarını düzeltirler. Örneğin, Japonya’da bir adamın fondöten sürmesi tamamen normal bir şey olarak kabul edilir.
Ülkede ev fiyatları çok yüksek olduğu için, tüm Japonlar ev kiralayamıyor. Bu yüzden ülkede pek çok evsiz insan var. Birçoğu karton kutular kullanarak kendilerine evler inşa ediyor. Bazıları bu konuda o kadar başarılı ki resimde olduğu gibi kartondan odalar inşa edebiliyorlar. Çok fazla imkan yok, bu yüzden bu insanlar halka açık ücretsiz tuvaletleri kullanıyorlar.
Ev sahiplerinin, bir dairede yaşayabilecek insan sayısı hakkında çok net kuralları vardır. Eğer bir daire sadece 1 kişilikse, bir çift olsanız bile o evde birlikte yaşayamazsınız, kurallar çok katıdır. Bazı durumlarda daireler sadece kadınlara kiralanmaktadır. Üniversiteye yakın kasabalarda kiracıların enstrüman kullanmalarına izin verilmemektedir. Ek olarak, daire sahipleri, bir işi de olsa, birkaç yıldır Japonya'da yaşıyorlarsa da, yabancılara daire kiralamak konusunda isteksizdirler.
Daire sahiplerinin, kiracıların evcil hayvan edinmesine izin vermesi çok nadir görülen bir durumdur. İzin verseler bile, her ay evcil hayvan için neredeyse iki kat daha fazla ödemek zorunda kalırsınız.
Öğrenciler en az birkaç ayını üst düzey projeler yaparak geçirirler. Bu sırada, öz geçmiş göndermek ve iş görüşmelerine devam etmek için zaman ayırmak zorunda değiller. Bunu yapmaya 2. sınıfta başlarlar. 'İş arama dönemi” olarak adlandırılan, mezuniyetten 1 yıl önce Mart ve Nisan aylarında işe alınırlar. 2-3 ay içerisinde büyük şirketlerde iş bulamayanlar şanslarını ortalama veya küçük şirketlerde denerler. İlginçtir ki, büyük şirketler saçları boyalı olan insanları (cinsiyetleri ne olursa olsun) veya sakalı olanları işe almazlar.
Birçok Japon, yalnızca pazar günleri dinlenir ve maaşları, fazla mesai ücretlerini de içerir. Çalışanların yaklaşık 10 günlük tatili vardır (hastalık izni günleri dahil). İş deneyimi ne kadar uzun olursa, tatil o kadar uzun olur, ancak gün sayısı yalnızca 1-2 gün artabilir.
Çalışanlar genellikle fazla mesai yaptıkları ve nadiren tatile çıktıkları için, 1 Nisan itibariyle, Japonya'da insanların daha fazla dinlenmesini sağlayan bir yasa çıkarıldı. Bu tatiller yıl boyunca herhangi bir zamanda kullanılabilir. Ayrıca, kişilerin ayda 45 saatten fazla, fazla mesai yapması yasaktır (aksi takdirde şirket para cezasına çarptırılır). 22: 00'den sonra veya 05: 00'den önce çalışamazlar. Aksi takdirde, işçiler bir yerine iki zorunlu sağlık kontrolü yaptırmak zorunda kalacaklar ve şirket bunun için para ödemek zorunda kalacak.
Belki, Japonya'yı bir çok alanda (kozmetik, giysi ve diğer ürünlerle ilgili olarak) lider yapan işkolik olmalarıdır. Stres ve gerginliği azaltmak için insanlar işten sonra genellikle birkaç bardak bira içerler ve kadınlar mağazalara gidip sevimli şeyler satın almak isterler. Yüksek talepleri nedeniyle satın alınacak çok şirin, çok tuhaf şeyler var. Son zamanlarda birisi 'Shiba Inu' cinsi bir köpekten yiyecek alabileceğiniz bir mağaza açtı. Köpeğin yanında “Köpeğim, bu yüzden para bozamam.” diyen bir not var. Kalan para üstleri köpeğe bahşiş olarak verilir.
Örneğin, neredeyse boş olsalar bile, yanınıza büyük çantalar almak daha iyidir, aksi takdirde insanlar yeterince ciddi olmadığınızı düşüneceklerdir (bu çoğunlukla erkekler için geçerlidir).
Yepyeni de olsalar, tadilat yapıyor da olsanız, evde ayakkabı giymeniz tamamen yasaktır. İnsanlar uzun süredir devam eden bir geleneğin parçası olarak sadece ölülerin evde ayakkabı giymesi gerektiğine inanmaktadır.
Aynı sebepten dolayı, yemek çubuklarını pilavın veya başka herhangi bir yemeğin içine sokmak yasaktır, çünkü bu durum da ölümle bağdaştırılır.
Yabancıların Japon tıbbına alışması zor. Bir kaç örnek verecek olursak;
Hastanelerin çalışma saatleri genellikle çalışanlarınkilerle aynıdır, bu yüzden insanların randevularına gidebilmek için hasta izni almaları gerekir.
Hastaneler hafta sonları ve tatil günlerinde kapalıdır.
Doktorlar genellikle çok fazla ilaç verir, tüm semptomlar için genellikle 5-6 tane.
Tıbbi tesislerde birçok ayrımcılık vakası görülür ve bazı doktorlar yabancı hastaları görmeyi bile reddedecektir. Bunun için yaptıkları tek açıklama, orada yalnızca Japon halkının tedavi edilebilecek olmasıdır (doğru olmasa bile). Bu tür durumlar genellikle, bir insan Japoncayı çok iyi konuşmadığı zaman ortaya çıkar.
Zorunlu sağlık sigortası ayda yaklaşık 200 ila 300 dolar arasındadır ancak doktor ziyaretleri ve ilaçlar için yapılan harcamaların sadece %70'ini kapsamaktadır. Bazı şirketler ücretsiz soğuk ilaç gönderir. İlaçlar tamamen tükendiğinde, yeni bir kutu sipariş edebilirsiniz, ancak bu ücretsiz değildir. Bir ambulans çağırırsanız hızlı bir şekilde gelir ve Japonya'dan olmasanız bile iyi bir iş çıkarır. Ayrıca sigortanız varsa, ücretsizdir.
Belirli günlerde farklı türdeki çöpler toplanır. Örneğin, yemek atıkları haftada sadece 2 kez temizlenir. Bunun için belli bir takvim var. Sokaklarda bunun için özel yerler var ve insanlar çöplerini bu özel yerlerdeki bir ağın altına koyuyor. Hiç çöp kutusu olmamasının sebebi, atılan çöplerden para alınmaya başlanması. Bu yüzden birçok Japon en küçük çöp parçalarını bile toplar ve eve kadar götürür. Uygun zaman geldiğinde de onları uygun yerlere atarlar. Hatta bazı anaokullarında annelere, çocuklarının gün içinde kullandıkları bebek bezleri verilir.
Günümüzde bu maskeler soğuğa karşı korunmaktan daha büyük bir amaca hizmet ediyor. Kore, Japonya gibi ülkelerde bu, kültürel bir şey haline geldi. Hayvan şekillerinde, anime karakterleri şekillerinde değişik maskeler satılıyor. Bazen kızlar, makyaj yapmak için zamanlarını harcamak istemedikleri sabahlar yüzlerini gizlemek için bu maskeleri kullanırlar. Bazı insanlar dış dünyadan saklanmaya çalışırken, bazıları ise gerçekten konuşmak istemedikleri için taktıklarını söylüyorlar. Japonya'da insanlar anonimliğine o kadar değer veriyor ki, Starbucks, bardaklara müşterilerin isimlerini yazma geleneğinden bile vazgeçmek zorunda kaldı.
Otoparkın alt katı yer altındadır ve aracınızı özel bir kontrol cihazı kullanarak yuları çıkarabilirsiniz. Alt kat sudan korunması için özel bir drenaj sistemine sahiptir. Bu çok kullanışlı, küçük garajdan araba çalmak da son derece zordur. Tek dezavantajı, bazı otomobillerin içine sığmayacak kadar büyük olabilmesi.
Bazıları yanlış. Mesela Japonlar daha çok bitkisel tedavileri tavsiye ederler. İlaç içmeyi seven biz Türkler bunu anlayamayız ve ısrarla ilaç isteriz. Doktor da ısrarla bitkisel tedavi önerir.
japon kızları pürüzsüz oluyor. umarım bir gün japon kızı yalama imkanım olur.
onu bunu bilmem de çok çalışkanlar,akıllılar,temizler,geleneksel ve kuralcılar.