Ve 'Kimlik Sızıntısı' ile İlgili Soruşturma

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın  50 milyona yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kimlik bilgilerinin sızdırılmasına ilişkin haberler üzerine bu konuda adli ve idari çalışma yürütüldüğünü kaydetmesinin hemen ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığı açıklandı. 

Alınan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ait kimlik bilgilerinin internette yayınlanmasına ilişkin haberleri ihbar kabul ederek başlattığı soruşturma, Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu tarafından açıldı.

Soruşturma, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme' başlıklı 136. ve 'Bilişim sistemine girme' başlıklı 243. maddeleri kapsamında yürütülecek.

Geçtiğimiz hafta sonu bir internet sitesi, 49 milyon 611 bin 709 Türkiye vatandaşının kimlik bilgilerini internete sızdırmış ve veriler online olarak sorgulamaya açılmıştı.

Associated Press haber ajansı sızan bilgilerin doğruluğunu, 10 TC kimlik numarasını kontrol ederek kısmen teyit edebildiğini duyurmuştu. 

Habere göre, kontrolü yapılan 10 kimlik numarasından 8’i ilgili kişi isimleriyle eşleşti. 

İnternete yüklenen 6.6 GB'lık veride, 49 milyon 611 bin 709 Türk vatandaşının TC kimlik numarası, ad-soyad, anne- baba adı, cinsiyet, doğum tarihi, doğum yeri ve açık adres gibi kimlik bilgileri yer alıyor.

AP tarafından 'Bugüne kadarki en büyük kamuya ait bilgi sızıntısı' olarak nitelenen ve bugün gazete manşetlerine 'Kimleaks' olarak yansıyan skandala ilişkin Ulaştırma ve Habercilik Bakanı Binali Yıldırım 'Bu bildiğimiz bir konudur, geçmişte yaşanmış bir hadisedir' diye konuşmuştu.

Konuyla ilgili bu sabah saatlerinde açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 50 milyona yakın vatandaşın kimlik bilgilerinin bir internet sitesinde yayımlanmasıyla ilgili soruya 'Nereden, nasıl sızdı bilmiyorum ama rakamlara baktığınız zaman 50 milyon civarında. Bu, Türkiye'deki seçmen sayısına yakın. Bildiğiniz gibi YSK, seçmenlere ilişkin bilgileri siyasi partilerle de paylaşıyor. O nereden sızdı, nasıl sızdı bunun araştırılması, tahkik edilmesi, üzerinde durulması lazım. Öyle zannediyorum ki dün bu haberlerin çıkmasından sonra gerekli tahkikat hem adli boyutuyla hem idari boyutuyla başlatılmıştır' dedi.

Hürriyet yazarı İsmet Berkan bugünkü köşesinde, 50 milyon Türkiye vatandaşının kimlik bilgilerinin sızdırılmasına ilişkin bugün yayımlanan yazısında 'Bu bilgilerin ne zaman ve nereden çalındığına dair iki teori var: Birincisi ve daha gerçek gibi duranı, 2010 yılında bu verilerin Yüksek Seçim Kurulu’ndan çalındığı. İkinci teori ise merkezi MERNİS sistemine girildiğine ve bilgilerin oradan alındığına dair' dedi.

Berkan'ın aktardığı bilgiye göre, 2010 yılında İstanbul polisi kişilerin tapu ve üzerlerine kayıtlı araç bilgilerini içeren bir dosyayı avukatlara satan bir şebekeyi yakalamıştı. Avukatlar bu dosyaya 2 bin - 3 bin arasında bir fiyat vererek icra takibi işlemlerini daha kolay yapıyorlardı. Polis şebekenin kazancının 3 milyon civarında olduğunu açıklamıştı.