Cenaze evleri şüphesiz ki en acılı evlerdir. Dostlarımızın ve yakınlarımızın kayıplarında yanlarında olmak için ziyaretlerinde bulunmak, desteğimizi ve varlığımızı göstermek en önemli görevimiz. Çünkü sevdiğin bir insanı kaybetmekle baş etmenin en iyi yolu geride kalan sevdiklerine sarılmaktır. Fakat cenaze evlerinde kimi zaman öyle uygunsuz tavırlar sergileniyor ki insanın bazılarına 'rica ediyoruz siz bir daha cenazeye filan gelmeyin' diyesi geliyor.
Bu durumların bir kısmı maalesef yaşanıyor, rahmetli babacığımın cenazesinde yaşadım bir kısmını, çok destek olan, yardım eden de vardı ki onlar zaten her zaman aynı şekilde olan insanlardı, ama diğer zamanlarda da gereksiz laf eden, eli bir iş tutmayan tipler cenazeniz de daha da bir göze batıyor.Ama en affedemediğim iki kişi vardır ki üstünden 3,5 sene geçti hala sinirlenirim anımsadıkça; ben ağlıyorum, canım gitmiş hayatımdan , acıların en büyüklerinden birini yaşıyorum, ofisten taziye için eve gelen, 40 yaşına gelmiş ama hala kendini bebek zanneden , nerede ne konuştuğunu bilmeyen bir tip ve bana teselli mahiyetinde şu lafı etti babacığımı toprağa verdiğimiz gün, bebek konuşması taklidi ile böyle başını da sağa sola atıp saçları savurarak, kahkahalar eşliğinde "Yaaa ama bak Aysel Gürel de komşusu oldu, artık kakara kikiri , şamata eder eğlenirler mezarda ne güzel " diyen dangalak bunlardan bir tanesi.
dedemin cenazesinde kadın kızını jimnastiğe mi ne gönderiyomuş kalk kızım bi bacak açta görsün teyzenler dedi amk
Denize gider gibi renk cümbüşü kıyafetler giymek.