Başrolünde Bir Yavru Kuzunun Olduğu Gerilim ve Korku Türünde Olan "Lamb" Filmini İnceliyoruz!

2021 yapımı Lamb filmi, Speak No Evil'in akrabası tadında gerilimi ve şaşırtıcılığı bol bir İsveç, İzlanda ve Polonya yapımı bir yapıt. Film kendi türünde yeni bir soluk getiren ve içerdiği mesajlarla seyirciyi oldukça düşündüren bir film. Bu yazıda size filmin anlatımını yaparak incelemede bulundum.

İyi okumalar dilerim. 🐑🐑🐑

Not: Aşırı aşırı spoiler içerir. Filmi izlemeyenlerin okumasını önermiyorum. ⚠⚠⚠

"Lamb" kendine özgü doğa üstü konusuyla sıra dışı bir film.

Yönetmen Valdimar Jóhannsson’un ilk uzun metrajı olan Lamb, İzlanda’nın gözlerden uzak sakin ve kimsenin uğramadığı bir çiftlikte geçiyor. 2021 yılı yapımı ve korku/fantastik türündeki film, doğayla baş başa kalmış ve hayvancılıkla uğraşan Maria ve Ingvar'ın tuhaf hikayesini konu alıyor. Doğa üstü ve drama konulu filmin başrollerinde Maria'yı canlandıran Noomi Rapace ve Ingvar'a hayat veren Hilmir Snær Guðnason var. Film, İzlanda, İsveç ve Polonya ortak yapımı. Film 3 bölümden oluşuyor.

Gelelim filmin karakterlerine ve hayatlarına...

Filmin birinci bölümünde Maria ve Ingvar çifti, yukarıda da dediğim gibi İzlanda'da kimsenin uğramadığı dağ başında bir yerde çiftlik hayatı süren ve çocuklu olmayan bir aile. Hayatlarını çiftlikte besledikleri hayvanlarla ve tarla işleriyle sürdürüyorlar. Filmin ilk sahnelerinde de görüldüğü gibi bir köpekleri, bir kedileri ve ağılda çokça kuzuları var. İkili, genelde kuzuların doğumlarını gerçekleştiriyor.

Çiftin arası gergin gözükse de aslında birbiriyle uyumlular.

Yaşadıkları çiftlik oldukça kasvetli ve soğuk bir yer. Film de bir o kadar az replikli ve durgun bir şekilde ilerliyor. Çiftin ilişkisi de filmde oldukça soğuk gözükse de ikisi arasında bir uyum söz konusu. Hiç kimsenin olmadığı bir bölgede tek başlarına hayatlarını devam ettiriyorlar. Ancak birinci bölümde hissettiren bir duygu var ki o da Maria'nın çocuk özlemi ve anne olma ihtiyacı. Karakterin hareketlerinden ve bakışlarından bu anlaşılabiliyor.

Maria ve Ingvar, yeni doğan bir kuzuya evde bakmaya başlıyor.

Maria ve Ingvar, yine bir koyunu doğurturken her şey yolunda gitmesi gereken yerde bir tuhaflıkla karşılaşıyorlar. Bir kuzu doğuyor ancak Maria, doğurttuğu kuzuyu hep yaptığı gibi annesine bırakmak yerine kuzuyu sahipleniyor ve kendi evinde bakmaya başlıyor. Başlarda Ingvar bunu garipsese de o da karısı gibi bu duruma alışıyor. Bu arada yavru kuzuya 'Ada' adını koyuyorlar.

Ada aslında sadece bir kuzu değil.

Maria her geçen gün kuzuya daha da bağlanıyor, hatta ona annesiymiş gibi muamele ediyor. Ona çocuk kıyafetleri giydiriyor. Filmin bu sahnelerinde seyirci, kuzunun sadece kafasını -yani kuzu kafasını- görebiliyor. Bir gün Maria evde olmadığında  Ada, evden dışarı çıkıyor. Onun evde olmadığını anlayan Maria ve Ingvar, Ada'yı bulduklarında görüyoruz ki Ada, yani kuzunun başı kuzu, ancak gövdesi tıpkı bir insan formunda.

Ancak Ada'nın gerçek annesi bir koyun.

Bu arada kuzunun annesi içgüdüsel olarak yavrusunu arıyor ve evde olduğunu fark ediyor. Günlerce Ada'nın yattığı pencerenin önünde meleyerek insanlardan yavru kuzusunu geri istiyor aslında. Ancak Maria buna çok sert tepki veriyor ve yavru kuzunun annesini bir sabah tüfekle vuruyor ve ona bir mezar açıp gömüyor. Burada Maria'nın daha önce hiç tatmadığı annelik duygusunun ağır bastığını ve sahiplenme dürtüsünün ağır bastığını görebiliyoruz.

Ada ile bir kuzunun nasıl insana dönüştüğünü görüyoruz.

Filmin ikinci bölümünde açıkça görebiliyoruz ki Ada artık ailenin bir üyesi ve onların çocuğu gibi. İnsanlar gibi konuşamasa da onları anlıyor, insanca davranıyor ve ailenin küçük bir çocuğu gibi hareketleri var. Ayrıca oldukça utangaç ve anne-babasına aşırı düşkün bir kuzu.

Ingvar'ın abisi Pétur, Ada ile tanışıyor.

www.themovieguys.net

Bir gün Ingvar'ın abisi Pétur, çiftliğe geliyor ve aileyle yaşamaya başlıyor. Pétur, Ada'yı görünce olağan bir şekilde şaşırıyor tabii. Kuzu-insan formundaki Ada'yı yadırgıyor hatta bu konuda kardeşine söyleniyor. Aslında filmi izlerken Maria ve Ingvar'ın bu olayı kabullenmelerinden çok Pétur'un yadırgaması daha gerçekçi. Hatta tepkileri daha mantıklı geliyor izleyene.

Pétur bu olanlara bir son vermek istiyor.

Pétur, bir gün Ada'yı çiftlikten uzak bir yere götürüp tüfekle vurmak istiyor ama daha sonra bundan vazgeçiyor. Hatta filmde bu sahneden sonra Pétur'un Ada ile birlikte 'koyun koyuna' uyuması da şok edici sahnelerden birisi. O da zamanla Ada'nın durumuna alışıyor anlayacağınız. Hatta onunla Pétur amca ilişkisi kurup gezintilere ve balığa bile çıkıyor.

Maria ile Pétur arasında bir gerginlik var.

Filmin üçüncü bölümünde Maria, Ingvar, Ada ve Pétur arasında taşlar yerine oturmuş gibi. Çiftlikte herkes herkesi kabullenmiş bir şekilde yaşıyorlar. Ama Pétur'un gelişinden bu yana Maria ile Pétur arasında bir gerginlik var. Yönetmen ikisi arasındaki meseleye filmde çok yer vermese de izleyiciye geçmişte ikisinin arasında bir ilişki yaşanmış olabileceğini düşündürüyor.

Maria, Pétur'u çiftlikten uzaklaştırıyor.

Öyle ki bir akşam hep birlikte televizyon izledikleri günün sonunda Maria ile Pétur arasında bir yakınlaşma oluyor. Pétur, Maria'ya Ada'nın annesini öldürdüğünü Ada biliyor mu diye sorduğunda Maria bir karar veriyor. Maria, Pétur ile öpüştükten sonra onu bir odaya kilitliyor ve ertesi sabah bir otobüsle onu çiftlikten uzaklaştırıyor. Filmin bu sahnesine kadar geçen her şey durağan, az şiddetli, çok korkutucu olmayan ancak sarsıcı bir şekilde ilerliyor.

Filmin korkutucu tarafı burada başlıyor.

Maria ile Pétur evde yokken Ingvar, Ada'yı da alıp traktörü tamir etmeye gidiyor. Traktörü tamir edemeyen ikili eve dönüş yolunda bir 'şey' ile karşılaşıyor. Ingvar'ı bu sahnede 'biri' tarafından tüfekle boynundan vurulduğunu görüyoruz. Belki de filmin izleyeni sarsan ve korkutan sahnesi de burada başlıyor.

Ada'nın gerçek babası sahneye çıkıyor.

Ingvar'ı vuran 'şey' kafası koç, gövdesi insan formunda bir yaratık ve muhtemelen de Ada'nın babası. Onu Ingvar'ı öldürmeye iten şey, Ada'nın annesinin öldürülmesi ve çocuğunun çalınması. Bu sahnede yaratık Ingvar'ı öldürüyor ve Ada'yı zorla kaçırıyor.

Maria hayattaki her şeyini kaybetmiştir.

Filmin son sahnesinde Ada, insan babası Ingvar ile kalmak istese de gerçek babası onu kaçırıyor. Maria, tüfek sesini duyup olay yerine geldiğinde kocasını kanlar içinde yerde buluyor. Artık hem kocası ölmüş, hem de çocuğu kaybolmuştur. Kocasına ağlar, olanları merak edip sorar ama artık ondan bir şey öğrenemez.

Filmin dini ve mitolojik yanı da söz konusu.

Bu sarsıcı ve gerilimin giderek arttığı film, doğa-insan çatışması ve annelik, aile olma temasını işliyor. Ayrıca filmde pek çok dini tasvirler ve göndermeler söz konusu. Kuzu ile Hz. İsa tasvir edilirken Maria ile Meryem Ana betimlenmiştir. Mutlu olduklarına inanan çiftin, bir yavru kuzuyu annesinden kopararak kendi çocukları gibi bakma yanlışına düşmeleri çiftin sonunu hazırlamıştır. Burada doğa, insanın sırf daha güçlü olduğu için öldürebilme ve istediğini yapabilme potansiyeline karşılık 'ben, bana ait olanı senden geri alırım' cevabı verilmiştir.

Filmin duygusal tarafına gelince;

Her ne kadar korku ve gerilim türünde olsa da filmde duygusal anlar da yok değil. Ada'nın gerçek ailesi olmayan insanların arasında onlar gibi maç izlemesi, banyo yapması, yemek yemesi ve bunlara verdiği tepkiler oldukça duygusal. Ayrıca evden uzaklaştığı bir sahnede gerçek babasıyla karşılaşması ancak onun peşinden gitmemesi, aynada kendi fiziksel özelliklerini keşfetmesi, baba olarak bildiği Ingvar ile uyuması hatta o vurulduğunda bile onu terk etmemesi oldukça çarpıcı ve duygusal anlardan biri.

Siz filmi nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Bunlar da İlgini Çekebilir

İzleyenlerinin Entelektüel Birikimlerini İkiye Katlayan Seyir Zevki Yüksek Sağlam Film Önerileri
Hiç Beklenmedik Vurucu Sahneleriyle Seyirciyi Şaşırtıp Tüm Zamanların En İyi Finalini Yapan Filmler
Her Dakika Gerilimin Dozunu Artırarak Seyirciyi Rahatsız Eden "Speak No Evil" Filmini İnceliyoruz

Popüler İçerikler

Melih Gökçek, Ankapark’taki Transformers'ları İhtiyaç Sahibi Ailelerin Hakkı Olan Sosyal Yardımlarla Almış!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
28.10.2022

çok güzel bir yazı, filmi izlicem mecbur merak ettim valla :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ