Bu açık davet üzerine yazıyorum. Ama amacım hesap sormak değil, kamuoyunun merak ettiği soruları sormak. Ayrıca toplantının içeriği ile de görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Öncelikle toplantının içeriğinden başlayayım; Başkanın konuşmasının neredeyse tamamı kendisine yöneltilen eleştiri ve hakaretleri cevaplamaya yönelikti. Bu kadar süreyi bu eleştiri ve hakaretlere ayırmasını çok doğru bulmadım. İyi bir iletişim danışmanı, bu hakaret ve eleştirilere verilecek cevabı 5-6 dakika içinde toparlar ve daha yüksek etki yaratabilirdi. Bu konuda daha etkili iletişim danışmanları ile çalışmasını öneririm.
Başkanın konuşmasından benim tespit ettiği öne çıkan başlıklar şunlar:
Konuşmasının merkezlerinden önemli bir tanesi, istifa çağrılarına verdiği cevaptı; “sürem bitene kadar görevimin başındayım” dedi.
Bu konuda haklı; kongre ile gelen kongre ile gider. İstifaya çağıranlar, camianın talebi olduğunu iddia ediyor. O zaman kolaycılığa kaçmayıp, olağanüstü kongre için gerekli imzayı toplasınlar.
TFF ile ilgili sorunlara değindi. Bu sorunların çözümü için verdiği mücadeleyi ekranlara taşımadığı için yanlış anlaşıldığını söyledi. Hiçbir şey yapmıyor algısı oluştuğundan dert yandı.
Bence doğrusunu yapıyor. Kamuoyu önünde kavga etmenin bir faydasını görmedim.
Sponsor konusunda umutlu konuştu, 10-15 gün içinde hallolacak dedi. Hadi inşallah.
Ama bir kaygım var; genel olarak stadyum sponsorlukları forma sponsorluğu ile birlikte pazarlanır. Bizim forma sponsorumuz olduğuna göre stadyum sponsorluğu umulan değeri getirmeyebilir.
Konuşmasının sonlarına doğru transferlere de değindi ve bu transferleri Şenol Güneş’in onayı ile yaptığını söyledi. Bu benim için yeni bir bilgi. Şenol Hocanın transfer işine aktif olarak katıldığını bilmiyordum. Bu sözler ile Şenol Hocanın omuzlarına büyük bir yük yüklemiş oldu.
Beşiktaş’ın kurulları ile ilgili sorunlar aile içi meseledir. Keşke sorulan sorulara bu kadar detaylı cevap vermeseydi. Basın önünde cevap verince çelişkiler daha da zıtlaşır.