Karadeniz'in türkülerine de ilham olan şifa deposu yaylaları, rakımının yüksekliği ve verdiği huzurla ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatıyor. Renk cümbüşü doğası ve pırıl pırıl gökyüzü eşliğinde temiz havaya doyma imkanı da veriyor. Doğayla iç içe bir yaşam sunan Karadeniz yaylalarına hayranlık duymamak elde değil! Buraların gün doğumu da, gecesi de ayrı bir güzel. Ziyaret listenize eğer Karadeniz yaylalarını da eklediyseniz, sizin için sıraladığımız yaylalara uğramadan geçmeyin deriz!
Bulutların adeta birbiriyle dans ettiği bu yayla, Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunuyor. Rize merkeze oranla Çamlıhemşin'e daha uzak olan Gito Yaylası'nda sunulan konaklama hizmetleri, sizi şehrin hengamesinden kurtarıp kendinizle baş başa bırakıyor. 2070 metre rakımda bulunan Gito; eşsiz manzarası, gökyüzünde mavisi ve yeryüzünde yeşiliyle bir renk cümbüşü içerisinde sizi karşılıyor. Bulutların verdiği o saf beyazlığı da es geçmeyelim!
Karadeniz'in orta kuşağı olarak adlandırabileceğimiz Kümbet Yaylası'nda gün içinde birçok hava olayı yaşanabiliyor. Dolayısıyla güneşle başladığınız günü yağmurla bitirebilirsiniz. Karadeniz gibi tahmin edilemez bu yayla, ziyaretçilerine üst düzey bir konaklama imkanı sunuyor. Dereli'de bulunan Kümbet, Giresun merkeze 1 saat uzaklıkta bulunuyor. 1640 metre rakımı da yükseklerden Giresun'u seyretmenize olanak tanıyor.
Bir yayla düşünün, hem çok yüksekte hem de deniz görüyor! İşte o yayla Hıdırnebi Yaylası. 1600 metre rakıma sahip bu yaylaya geldiğinizde kamp yapabilirsiniz. Dilerseniz bungalovlarda da konaklayabilirsiniz. Sarp kayalıklar arasında bulunan Argolos Çimeni'nde her yıl temmuz ayının 20'sinde şenliklerin düzenlendiğini de ekleyelim! Et yemekleriyle meşhur bu yayladan güneşin doğuşunu izlemeden dönmeyin deriz. Zira hem gökyüzü hem de deniz tam göz hizanızda bulunuyor. Hıdırnebi'den ayrılmadan önce meşhur Karadeniz çayını bu manzara karşı yudumlamanızı öneririz.
Dört dağın eteğinde bir yerleşim yeri Maçahel. Bir yayla olmasa da doğal güzellikleri ve bakir alanları onu yayladan farksız hale getiriyor. Maçahel Vadisi, çok çeşitli bitkileri sayesinde Türkiye'nin ilk biyosfer alanı unvanını elde etti. Ama Maçahel'in sahip olduğu tek unvan bu değil! Avrupa'nın en yaşlı yağmur ormanına sahip Maçahel, bu unvanı türleri farklı yağış ağaçlarından alıyor. İnsan elinin çok fazla değmediği bu vadi Karadeniz kıyısına 25 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Perşembe Yaylası adeta bir doğa harikası. Menderesleri ve gölleriyle ziyaretçilerini karşılayan bu yayla 1500 metre rakımda konumlanıyor. Diğer Karadeniz yaylalarından farklı olan Perşembe Yaylası; ziyaretçilerine kamp, safari, yamaç paraşütü gibi ekstrem sporları yapma imkanı da sunuyor. Şehir merkezine 2 saat uzaklıkta bulunan bu yaylaya geldiğinizde orada bulunan pansiyonlarda ya da şehir merkezindeki otellerde konaklayabilirsiniz. Temmuz ayı Karadeniz yaylaları için şenlik ayı anlamına geliyor. Birçok yaylada olduğu gibi Perşembe Yaylası'nda da bu dönemde şenlikler düzenleniyor.
Kiraz Yaylası, hem şenlikleriyle hem de çim kayağı yapılabilmesiyle Karadeniz'in ve Trabzon'un dikkat çeken yaylalarından biri. 1850 metre rakıma sahip Kiraz Yaylası'nda düzenlenen Ayeser Şenlikleri'ne her yıl pek çok ziyaretçi katılıyor. Ziyaretçilerine özel turlar düzenlenen bu yaylanın konaklama imkanları sayesinde ziyaretçiler unutulmaz anlar yaşıyor. Bu yaylanın ismi çok duyulmamış olsa da şenlikleri sayesinde bulunduğu ilçenin de turizmine katkıda bulunuyor.
Festival yaylası Kafkasör! Artvin merkeze 20 dakika uzaklıkta bulunan bu yaylada Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. Festivalde folklor gösterilerinin yanı sıra boğa güreşlerine de yer veriliyor. Yarışma şeklinde yapılan bu boğa güreşlerine şehir dışından da çok sayıda kişi katılıyor. Bu nedenle Kafkasör'e Karadeniz'in İspanya'sı desek abartmış olmayız! Yaylanın şehir merkezine yakın olmasıysa ziyaretçilerine lüks konaklama imkanları sunuyor. Tüm bunlara ek olarak belirtmeliyiz ki, yaylaların en doğal şeyi su kaynağı. Kafkasör Yaylası da bu açıdan birçok şifa deposu su kaynağına sahip. Eğer ziyaret listenize Kafkasör Yaylası'nı da eklerseniz, bu doğal sulardan tatmayı unutmayın.
Yaylalarıyla ünlü ilçe Çamlıhemşin, birçok Rize hatta Karadeniz yaylasına ev sahipliği yaptığı gibi Pokut Yaylası'na da kucak açmış. Dağların eteğinde oluşmuş bir yerleşim yeri olan Pokut Yaylası, sis ve bulutlarla örtülü hali ve ahşap mimarisiyle ziyaretçilerinin epeyce beğenisini topluyor. Ormanlarında bulunan çam ağaçlarıysa konakladığınız süre boyunca size eşsiz bir manzara sunuyor. 2032 metre rakıma sahip Pokut Yaylası'ndan yürüyerek başka yaylalara da geçme imkanınız var. Bu kadar çok yaylası olan Çamlıhemşin için bir yayladan bir yaylaya yürüyerek gitmek çok da imkansız bir şey değil!
İsmiyle müsemma bir yayla, Sis Dağı Yaylası. Bu yaylada günlük yaşamın bir parçası haline gelen sis, bir yorgan misali üzerinizi örtüyor. Giresun'a 2 saat uzaklıkta bulunan bu yayla, 1950 metre rakımda ziyaretçilerini karşılıyor. Karadeniz'de yayla deyince akla yeşillik ve oksijenden başka şeyler de geliyor: Şenlikler! Yaz aylarında yapılan bu şenlikler yaylacıların en büyük eğlence kaynağı. Sis Dağı Yaylası'na gitmeyi düşünüyorsanız şenliklerin yapıldığı temmuz aynı seçmeniz yolcuğunuza ve tatilinize renk katar.
Karadeniz doğusu ve batısıyla ziyaretçilerine eşsiz güzellikler sunuyor. Kastamonu'nun Azdavay ilçesine bağlı Suğla Yaylası da bu eşsiz güzelliklerden biri. Bu yıl Kastamonu'nun adını doğal afetlerle çokça duymuş olsak da, aslında yaylaları ve doğal güzellikleri konuşulmaya değer. Küre Dağları'nın eteğine konumlanmış bu yayla, motor sporcularının da uğrak noktası. 1130 metre rakıma sahip Suğla Yaylası, ilçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Son yıllarda bu yöreyi geliştirmek adına yapılan projelerden nasibini alan Suğla, ziyaretçilerini en iyi şekilde ağırlıyor.
Harika paylaşım , hadi hemen koşup oralara gecekondu gibi villa dikelim.
İzmir'de büyüdüm ama denize girmiyorum bile çoğu yaz, ama yeşile o kadar hasret duyuyorum ki, Karadeniz aşığıyım ölüyorum ya şu yeşil yaylalara dağlara tepelere 🥺