“Başıma Her Şey Geldi.. Oğluma Laf Atmalar, Eşime Taciz Mesajı..."

Ligin son haftasındaki İstanbul Başakşehir maçının ardından F.Bahçe’deki teknik direktörlük görevinden istifa eden İsmail Kartal suskunluğunu şampiy10 için bozdu. Ersun Yanal’ın ardından yardımcı antrenörlükten teknik direktörlüğe terfi eden Kartal 1 sezon boyunca yaşadıklarını, kendisini istifaya götüren olayları, hayâl kırıklıklarını, karşılanmayan transfer beklentilerini ve gelecekle ilgili planlarını Ali Can’a anlattı:

“Devre arası bazı oyuncular istedim. Transferler yapmamız gerektiğini konuştum başkanla, bir rapor da verdim. Bana ‘Ekonomik olarak fazla iyi değiliz. Biraz sıkıntıdayız’ dedi. Bunlar da gerçekleşmedi, olmadı.

Erkan Zengin’in olabileceğini söylediler. Ben de ‘Hiç olmazsa bir Erkan Zengin, sağ ön, sol ön, ileriye dönük bir oyuncumuz olabilir’ dedim. İki kulvarda mücadele ediyoruz. Hem kupada hem ligde. O da olmadı.

Artı takımda 7-8 tane sözleşmesi biten oyuncularım vardı. O oyuncuların beklentileri vardı. Onlarla ilgili görüşme olmadı. Futbolcunun bu tip durumlarda kafası karışık olur. Geleceğini görmek ister. Kafasındaki kaygılarının bir an önce giderilmesini ister. Daha çok sahiplenir, daha huzurlu ve mutlu olur. Bunlar olsa çok daha iyi olabilirdi ama olmadı.

Diego konusunda çok fazla konuşmak istemiyorum. Çünkü transferini ben yapmadım, kulüp yaptı benden önce. Diego bize ne kadar faydalı oldu? Aynı mevkide oynayan G.Saray’ın 10 numarası orada ne kadar faydalı olmuş? Akhisar’dan Bilal Kısa orada ne kadar faydalı olmuş? Beşiktaşlı Sosa, Sivasspor’da Aatif, Trabzonspor’da Mehmet Ekici, insanlar bir buralara baksın, Diego’yu da ona göre kıyaslasınlar. Ben başka bir şey söylemek istemiyorum bu konuda. Ben bu kadar konuşabilirim.”

Rize’deki futbolumuz ve galibiyet rakiplere gövde gösterisi oldu. Tam ritim yakaladık, lige 1 hafta ara verildi. O zorlu süreçte de enerjimiz azalınca 2. sırada bitirdik.”

“Her yerde yuhalandık, ıslıklandık, kendi taraftarımızın önünde oyuna giren yuhalandı, çıkan ıslıklandı. Bazı oyuncular özgüvenlerini kaybettiler. Rize maçındaki futbolumuz ve galibiyet rakiplerimize gövde gösterisi oldu. Ama dönüşte kurşunlanmamız... Çığlıklar, şoförden kan akıyor.. Camlar patlamış. Herkes tabii şok oldu.

Kurşunlanmanın ardından lige ara verilmesinin bizim için avantaj olduğu söylense de dezavantajdı. Çünkü biz tam bir ritim yakalamıştık.

Yabancıların moralleri bozuldu. Hepsi ‘Biz bu ülkede futbol oynamak istemiyoruz, gideceğiz. Ölmeye mi sahaya çıkıyoruz, ölmek için mi buraya geldik?’ diye konuştular. ‘Biz böyle bir şey görmedik. Bir Afrika’da oldu. Avrupa’nın göbeğinde nasıl olabiliyor böyle bir şey?’ diye konuşuluyordu. Bazılarına izin verdim ben. Aradan faydalansın, herkes kafasını dağıtsın diye.

Arada ‘Neden bunlar oluyor?’ gibi başka şeyleri düşünmeye başladılar. Bakış açıları değişti. Öyle olunca da enerjimiz gittikçe azaldı. Durum böyle olunca ligi ancak ikinci bitirebildik.”

“Kurşunlanmamız çok basit bir olaymış gibi geçiştirilse de orada 5 dakika sonra Sayın Cumhurbaşkanımız beni aradı otobüsün içindeyken. Olayı sahiplendi. Arkasında duracağını, takipçisi olacağını, peşini bırakmayacağını söyledi ve büyük moral verdi, güç verdi, enerji verdi.

Ertesi gün bir daha, sonraki gün bir daha aradı. Hep aradı bizi sağ olsun, Allah razı olsun. Onun bize verdiği enerjiyle sezonu tamamlamaya çalıştık. Emre’yi ve başkanı da aramış. Sahiplenmesi, hemen araması çok önemliydi. Ona çok teşekkür ediyorum. buradan. Sonra tekrar lig devam etti, lider olduk.”

“Futbolcu kardeşlerime verdikleri emeklerden dolayı teşekkür ederim. Güzel günlerimiz oldu. Personelimize ve taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Keşke biraz daha fazla destek verselerdi bize.'

“Başıma her şey geldi.. Oğluma laf atmalar, eşime taciz mesajı, bana da araçta sataştılar.”

“Bir sezonda her şey geldi başıma. En şanssız hoca kesinlikle benim. Takım otobüs kurşunlandı, eşim ve çocuklarım kaza yapıp ölümden döndü. Araba paramparça oldu. Son haftalarda oğluma okulda laf atmalar, kavgalar.. Eşime mesajlar, tacizler. Geçen gün 3 kişi bana arabadan hareketler yaptılar. İleride durduk. Kavga etme noktasına geldik. Araya girildi. Arkamızı döndük gittik sonra. Hepsi F.Bahçe için.

Ben F.Bahçeliyim. Her şey uzaktan görüldüğü gibi değildi bu sene F.Bahçe Kulübü’nde. Ben bir F.Bahçeli olarak içime attım, sustum. Kimsenin arkasından da konuşmadım, bize yakışmazdı. Onun için bütün bu olayları kendi dünyamda yaşadım. Kendi mücadelemi kendim verdim. F.Bahçe için mücadelemi de kendi dünyamda verdim. Kimselere bunları anlatıp, gazetelere televizyonlara çıkıp kendimi küçük düşürmek istemezdim.”

“Biz ön tarafta yani 3. bölgede geçen seneye göre birazcık daha becerikli ve kaliteli olabilseydik bu kadar girilen gol pozisyonlarının yüzde 1’ini yüzde 2’sini daha gole dönüştürebilecek anlamda sonlandırabilseydik, daha farklı olabilirdi. Olmadı. Buraya kadarmış, bu kadar yapabildik.”

“Başkan Erciyes maçında kulübeyi aradı. ‘Hakeme tepki koyun, sizi katlediyor. Bütün antrenörler sahaya girecek siz hâlâ oturuyorsunuz’ demiş Hasan’a. (Çetinkaya) O da ‘Hocam bir şey yapalım’ dedi. Ama benim tarzım değil o.

Benim İsmail Kartal olarak bir kimliğim, kişiliğim var. Biz aile terbiyesi olan bir insanız.”

“Sezon başından beri hiç iyi futbol oynamadılar. Bir-iki yöneticinin bu işleri sahiplenmesi, birazcık sevgi ortamı yarattılar... Bazı oyuncuların bireysel performanslarının öne çıkmasıyla farklı motivasyon metotlarıyla şampiyon oldular.”

Ama bize baktığın zaman bir Volkan’ın, bir Diego’nun, bir Emenike’nin, bir Sow’un daha fazla şeyler vermesini beklerdim. Olabilirdi. Yani olması gerekirdi. Ama söylediğim gibi bu kurşunlanma olayı, bir de bazı oyuncuların aşırı tedirginliği, biraz özgüvensizlikleri bu noktaya getirdi bizi.

“Birkaç kulüpten teklif var. Resmi net bir teklif almadım ama aracılar, menajerler vasıtasıyla haberler ilettiler. Başarılı olacağıma inandığım, rahat çalışabileceğim, istediklerimi yaptırabileceğim, sistemlerini kurabileceğim, orta ve uzun vadeli çalışabileceğim bir kulüp olursa tabii ki düşünüyorum çalışmayı.

Akhisar, Bursa, Rize ile adım geçiyor ama resmi teklif almadım henüz. Haberlerde geçse de bir kulübün yöneticisiyle görüşmedim şu ana kadar.”

Beşiktaş maçı öncesi Gökhan sakatlandı, maç içinde de Raul’la Kuyt. Sonra Emenike olayı patladı. O anda oyundan alsam onu kaybederdim, ‘Devreyi bitir’ dedim. O sürede gol atabilirdi. Eğer bunu yapabilseydi hem taraftarla bağ kuracaktı hem de bu kenetlenme bizi şampiyon yapacaktı.”

“Bursa ile oynadığımız kupa rövanşında 5 oyuncumuz sakattı. 2. yarı tam Raul’u çıkartıp Sow’u alacakken Kadlec atıldı. Hasan’ı soktuğum için antrenör arkadaşlarım beni tebrik etti. Eleştiren Chelsea’yi izlesinler. Mourinho şampiyon olmuş, 1-0 öndeler ama 6-7 stoperle oynuyor. Önce defansı sağlama alacaksın. Bu yüzden onu tercih ettim. İnsanların ne dedikleri önemsiz.”

“Elimde var da ben mi oynatmıyordum, yoksa mecburiyetten mi? En iyisi Selçuk olduğu için mi oynatıyordum? Futbolu bilenler kadroya baksınlar. Selçuk’un ne günahı var? 12 sene kulübe hizmet etmiş. Milli olmuş. Böyle mi saygı, böyle mi F.Bahçelilik? Böyle midir dostluk, böyle midir ahde vefa? Böyle midir sahiplenmek? Kitabımda böyle bir şey yok!”

“Sow, Emenike, Webo, Kuyt. Kuyt 2. yarıyı sakat tamamladı. Sow bu sene düşüşteydi. Webo’yu çeşitli sakatlıklarından dolayı (biz kimseyle bunu anlatmadığımız, paylaşmadığımız için, yaşlı olduğu için) sürekli iğneyle hazırladık. Onu saklayarak, 45 dakika, 30 dakika kullandığımız zaman daha fazla verim aldık. Emenike’de de problemler yaşadık. Özgüvenini kaybetti. Bun yüzden yeterince faydalanamadık.”

Şampiy10

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!