2011 yılından beri başbakanın her mal varlığı beyanında 500 bin liralık bir alacağı olduğu hepinizin dikkatini çekmiştir. Peki 3 yıldır başbakandan aldığı bu 500 bin lirayı ödemeyen kim? Kim bu paranın üzerine yattı? İşte Onedio olarak sizler için bu kişinin kim olabileceğine dair bir araştırma yaptık.
Kimliği meçhul ancak başbakandan borç alıp sonra geri ödememiş olması büyük olasılık. Başbakanın 3 yıldır alacağını istemesinden dolayı da böyle davranıyor olabilir. Belki aralarında 'Ya tamam sıkıştırma ödeyeceğim, bak valla böyle devam edersen bütün bildiklerimi anlatırım!' türünden bir konuşma bile geçmiş olabilir. Ancak başbakan bunu bilmiyor sanırım. Kim bilir belki bu alacağından feragat etse, Fuat Avni tehlikesinden de kurtulmuş olabilir. İlerleyen günlerde, borcun ödenmesi durumuna göre Fuat Avni'nin tutumundaki değişiklikleri yakından takip ediyor olacağız.
Her şey çok güzel giderken, Türkçe Olimpiyatlarında 'Dön artık, özledik seni' diye çağrılar yapılıyorken, ne olduysa oldu 17 Aralık'tan sonra film koptu. Bizim tahminimize göre Başbakan 3 yıllık alacağını Aralık başında istedi, Fethullah gülen durumum yok şimdi dedi, Gana'dan para bekliyordum gelmedi falan gibi bir şeyler de demiş olabilir. Ancak başbakan, 20 Aralık'a kadar süre sana, o gün para geldi geldi yoksa karışmam dedi... ve 17 Aralık'ta bildiğimiz gelişmeler yaşandı. Yani 17 Aralık operasyonu, Fethullah Gü,len'in aldığı 500 bin dolar borcu geri vermemek için başvurduğu bir yöntem olabilir.
Doğan medya'da çalışırken hükümete demediğini bırakmayan Yİğit Bulut'u biliyorsunuz. Hani hükümeti sürekli eleştiren, politikalarının yanlışlığını vurgulayan, Tayyip Erdoğan'ın basiretsizliklerinden bahseden... Peki ne oldu da bir anda başbakan için ölümü göze alan bir profile dönüştü? Aklına telekinezi ile suikast fikirleri nereden gelir oldu? Nasıl TRT'nin bütün kanallarını o doldurdu? Tahminimizce paraya çok sıkışan Yiğit, Aydın Doğan'dan borç istedi, fakat Aydın Doğan buna 'sende varsa bana ver' deyip, kafasını kaldırarak boğazına tık tık tık diye vurdu. Çaresiz kalan Yiğit'in imdadına o zamana kadar kıyasıya eleştirdiği başbakan yetişti ve canlı 500 bini önüne koydu. İşte o gün her şey değişti, hükümet politikalarını eleştiren Yİğit gitti, telekinezici Yiğit geldi. Sanırız borcunu TRT'de konuşarak ödüyor. Yoksa nakite hala sıkışık gibi.
Biz işi çok yüzeysel olarak biliyoruz. Bir başbakanın kendisine 'istifa' diye bağıran birisini tokatlaması hepimize tuhaf geldi. Aslında olay bizce başka; başbakan Soma'da halkın arasında gezerken 3 yıl önce borç verdiği bu kişiyi görüyor... ve olaylar.
Ergenekon, Balyoz, Kafes zamanlarında başbakanın bir numaralı adamıyken, kendisine özel zırhlı araçlar tahsis edilirken bir anda gözden düşenlerden ve Twitter'da kinayeli kinayeli konuşanlardan biri de Zekeriya Öz. Bizim tahminimize göre borç takan kişi Savcı Öz de olabilir. başbakanın gözdesiyken, buna sığınarak aldığı borcun üzerine yatmak istemiş, olmayınca da bugün geldiğimiz noktaya gelmiş olabiliriz.
Ya Hak! diyerek aldığı parayı kaybetmiş olduğunu düşünüyoruz. Yoksa üzerine yatacak bir durumu yok. Hoş, ödemek istese bile sıkıntı çekecepği hepimizin malumu, zira Ablasının izni olmadan o miktarda bir parayı kullanması olası değil. Ama babasının üç yıldır ses çıkarmamasından anlıyoruz ki Bilal babasından gemi almak için 500 bin lira almış ve parayı düşürmüştür.
Başbakanın ve avanesinin her olayın altında Almanya'nın olduğunu iddia etmesinin tek mantıklı açıklaması, Almanya Şansölyesi Merkel'in başbakandan 500 bin lira alıp üzerine yatmış olmasıdır. Yoksa Sivas katliamını bile Alman gizli servisine yıkmaya çalışmanın başka açıklamasını bulamadık biz.
MHP, CHP derken şimdi de AKP'nin yılmaz bekçisi olan Uğur Işılak'ın bu tavrını da ancak başbakandan borç almış olmasıyla izah edebiliyoruz. Geri ödemesine ancak bu yıl, Dombra şarkısıyla başlamıştır. Seneye başbakanın alacağı 490 bin liraya düşerse borç alan kesinlikle Uğur'dur, takipte kalın.
Habertürk'ü komple size bağlayacağım diye 500 bin lira alıp bunu başaramayan, sonra başbakan parayı geri isteyince de veremeyen, bu yüzden Habertürk üzerinde baskı oluşturmaya çalışan Alo Fatih de adaylarımız arasında yerini alıyor.
Borç alıp geri ödemeyen nkişi olması en yüksek ihtimal olan kişi tabii ki Esad, yani borç taktıktan sonraki adıyla Esed'dir. Bir zamanlar ailece sıkı fıkı olan, beraber tatil yapan bu liderler, Esad'ın Suriye'deki işler için 500 bin lira borç almasıyla sarsılmış, Esad'ın 'ne borcu ya? hatırlamıyorum ben' demesiyle kopmuştur. O günden beri gerek başbakan, gerek Davutoğlu bu parayı alabilmek için her şeyi yapmış, ancak bugüne kadar bunda başarılı olamamışlardır. Esad 500 bin lirayı ödeseydi, bugün ortadoğu bu kadar karışık olmayabilirdi.
Çok eski iki arkadaşın arasında paranın lafı olmaz. Bugün Abdullah Gül borç alır, yarın Tayyip Erdoğan. Ancak köşkün tadilatı sırasında başbakandan 500 lira alan Abdullah Gül sonrasında bu parayı vermemiş, Tayyip Erdoğan da bunun lafının etmemiştir. Ta ki cumhurbaşkanlığı seçim sürecine kadar. İkilinin aralarının bozulmasındaki asıl etmen, adaylık değil, Abdullah Gül'ün hem parayı vermeyip hem de aday olma yönünde niyet belli etmesidir.
Bu zamana kadar aldığı 500 bini ödememek için başbakanı 'şu aralar nakite sıkışığım' diye oyalayan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun açıkladığı mal varlığında nakit 3.5 milyon doları olduğunu gören başbakanın çok sinirlendiği kulislerde konuşulan iddialar arasında.