İnsanoğlu ilginçtir ama ortalamasında zayıf ve kolaycı olmanın senfonisidir. Âciz olmaya dair ürkütücü bir arzusu vardır. Denetim gördü mü kendisini “ussal” olandan uzaklaştırma eğilimindedir.
Her birimizin beyninde milyarlarca nöronların birleşik eylemleri, her biri mini bir biyolojik makine olarak bilinç deneyimi yaratır. Bilinçsiz bir dünya yok, benlik yok, hiçbir şey yok. İnsan yok. Acı çektiğimizde, bilinçli olarak acı çekiyoruz; zihinsel hastalık veya acı dolayısıyla. Eğer bizler neşeyi ve acıyı deneyimleyebiliyorsak, peki ya diğer hayvanlar? Onlar da bilinçli olabilir mi? Onlarda da benlik algısı var mıdır? Bilgisayarlar hızlandıkça ve daha akıllı hâle geldikçe, belki de çok da uzakta olmayan öyle bir noktaya geleceğiz ki, akıllı telefonum kendi varlığının algısına kavuşacak.
Bilinçli yapay zekâ fikrinin oldukça uzak bir ihtimale dayandığını düşünüyorum. Bu şekilde düşünüyorum çünkü araştırmalarıma göre bilinçlilik saf zekâdansa, daha çok bizlerin doğamızdaki yaşayan ve nefes alan organizmalar olmamızla alakalı bir durum. Bilinç ile zekâ çok ayrı konular. Acı çekmek için zeki olmanıza gerek yok, fakat canlı olmanız gerekir.
İnsan farkındalık halinde değişimin gerekliliğinden haberdardır. Bu sayede başka bir şeye, nesneye, düşünceye ya da arzuya odaklanır. Bilinç bunu fark ettiği an farkındalık olur. Farkındalık nesneyi fark ettiği anda, bilinç oluşur. Bilincin derinleşmesi de bilincin değişimi olarak tanımlanır.
Sizlerle paylaşacağım hikâyede, bizleri sarmalayan bu dünyanın ve içerisindeki bizlerin bilinç deneyimleri, canlı bedenlerimiz ile birlikte ve onun dolayısıyla gerçekleşen bir nevi kontrollü halüsinasyonlardır.
O zaman size bazı notlar vermek isterim. Madde madde:
1. Sonuçta homosapiens travmalara alışık ve bunları kolayca görmezden gelebilmesi ile ünlenmiştir
2. Ama yaşanan acıların bir daha yaşanmaması için, dikkat edilmesi gereken şeyler var.
3. En önemlisi kişisel dönüşümlerimiz. Herkes sürekli olarak topu başkasına atıyor. Kimse kendisini bu işte sorumlu ya da etkili görmüyor.
4. Ben dün söz verdiğim gibi bugün hiçbir şekilde kimseye şiddet göstermedim. Şiddet orucu gibi bir şey sayılır bu. Çok sinirlendiğim anlar oldu. Ama büyük bir farkındalık ile bunu engelledim.
5. Kendimin bu halini çok daha sevdiğimi fark ettim bu arada. Kendimize ve etrafımıza şiddet göstermeyi çok kanıksadığımızı düşünüyorum.
Twitter
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio