Baş Ucunda 10 Kurşun

12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ı ‘terörist’ diyerek 13 kurşunla katleden devletin benzer bir vahşeti daha açığa çıktı. Fatma Erkan, 14 Ekim 1995’te Midyad’da daha 13 yaşındayken ‘terörist’ denilerek infaz edildi. Fatma’nın baş ucunda 10 kurşun bulundu

TIPKI UĞUR KAYMAZ GİBİ

Devletin Kürdistan’da yürüttüğü kirli savaşın en büyük mağduru çocuklar oluyor. Enes, Ceylan ve Uğur’la simgeleşen devletin çocukları infaz etme siciline şimdi de Fatma eklendi. Fatma da tıpkı Uğur gibi 13 yaşında ‘terörist’ denilerek katledildi.

TERLİKLERİ YANINDAYDI

İnfaz, 14 Ekim 1995’te Mêrdîn Midyad’da yaşandı. Sîte köyüne baskın yapan askerler, 13 yaşındaki Fatma Erkan’ı, iki gerilla ile birlikte infaz etti. Dönemin Savcısı Cengiz, infazı “13-14 yaşlarında çıplak ayaklı örgüt mensubu” diyerek kayıtlara geçirdi.

Baş ucunda 10 kurşun

Mêrdîn’in (Mardin) Midyad ilçesine bağlı Sîte (Çalpınar) köyüne 14 Ekim 1995 tarihinde askerler tarafından düzenlenen baskında, 2’si PKK’li 3 kişinin infaz edildiği ortaya çıktı. Baskı ve tehdit nedeniyle bugüne kadar kamuoyundan sır gibi saklanan olayda infaz edilen 3 kişi arasında kayıtlara “PKK’li” olarak geçen 13 yaşındaki Fatma Erkan da bulunuyor. Görgü tanıklarının beyanına göre, akşam saatlerinde köyü çembere alan asker ve korucular, hiçbir ikazda bulunmadan PKK’lileri yaylım ateşine tuttu. Açılan ateşe karşılık bile veremeyen 2 PKK’li olay yerinde yaşamını yitirirken, Erkan da kurşunların hedefi oldu. İddialara göre, çatışma olmamasına rağmen bir askerin de yaşamını yitirdiği belirtilen çatışmadan ancak bir gün sonra dönemin Midyat Cumhuriyet Savcısı Atilla Cengiz olay yerine gitti.

Çıplak ayaklı bir infaz!

Hazırladığı “Olay yeri tespit ve otopsi tutanağı”nda köyün tam ortasında açık bir şekilde meydana gelen infazı “çatışma” olarak niteleyen savcı Cengiz, hazırladığı tutanağın devamında, “Örgüt mensubu” olarak tanımladığı Erkan’ın bir 30 santim metre boylarında 45 kilo ağırlığında 13-14 yaşlarında kumral saçlı buğday tenli, kahverengi gözlü “Bir kız çocuk cesedi” olduğunu ifade ederken, giydiği kıyafetleri ise şu dikkat çekici cümleler ile tanımlıyor: “Üst kısmında açık kahverengi gömlek olduğu alt kısmında karışık renkli etek, pembe eşofman olduğu, ayaklarının çıplak olduğu, her iki ayağının yanında da terlik olduğu. Bizzat savcının altına imza attığı ve zorlama bir “Örgüt mensubu”nun yaratılmak istendiği açıkça anlaşılan tutanakta en dikkat çeken kısım ise, Erkan’a ait cenazenin yanında bulunan 10 adet G-3 piyade tüfeğine ait boş kovan oldu.

İsmi yok, sıfatı var!

Olay tarihinden birkaç ay önce korucu olmadıkları için köylerinden zorla göç ettirildiklerini belirten baba Hasan Erkan, yıllardır suskun kalmalarına neden olan “korku” nedeniyle çocuğunun cenazesinin dahi kaldıramadığını İHD Amed Şubesi üzerinden yargıya taşıma kararı aldıklarını belirtti. Çocuğuna ait bir kimliğin bulunmadığını, bu nedenle resmi kayıtlara “Kimliği belirsiz kadın terörist...” olarak geçtiğini dile getiren Erkan, “Bu kabul edilemez bir durumdur. Hazırlanan olay yeri tutanağına bakıldığı zaman bile bunun bir infaz olduğu apaçık anlaşılabilir. DNA sonucunda kızım olduğunu kanıtlayabildim” diye belirtti.

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Ali Atay'dan Türkiye'deki Linç Kültürüne Tepki: "Bu Ülkenin Seliyle, Yangınıyla Ben Niye Mücadele Ediyorum"