TBB ile İstanbul Barosu Başkanlığı ayrı ayrı hazırladıkları ilanla İç Güvenlik Paketi’nin geri çekilmesini sitedi. TBB paketin yasalaşmasının sonucunda insani, toplumsal, siyasi ve ekonomik bedellerinin çok yüksek olacağını söylerken İstanbul barosu bu yasayı tanımayacaklarını açıkladı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile İstanbul Barosu Başkanlığı ayrı ayrı hazırladıkları ilanla İç Güvenlik Paketi’ne tepki gösterdi.
TBB Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet ve Sözcü’ye verdiği yarım sayfalık ilanda “İç güvenliği sağlamanın yolu, demokrasiyi ve insan haklarını kısıtlamaktan değil, geliştirmekten geçer” dedi.
TBB: Bedeli ağır olur
İç Güvenlik Paketi’nin polis ve jandarmaya verilen yetkiler, toplumsal huzuru bozacak şekilde orantısız ve denetimsiz biçimde arttırıldığını ifade eden TBB şöyle devam etti:
“Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı yasalaştığı takdirde, insan hak ve özgürlüklerini, Anayasamıza ve Avrupa İnsan HJakları Sözleşmesi’ne aykırı biçimde kısıtlayan vahim sonuçlar doğuracaktır.
“Bu paketler varılacak yer, demokrasi değil, siyasi iktidara muhalif duruş sergileyen, hatta öneri getirmeye teşebbüs eden vatandaşların bastırıldığı, hapsedildiği farklı bir rejimdir.”
Paketin insani, toplumsal, siyasi ve ekonomik bedellerinin çok yüksek olacağının ifade edildiği bildiride paketin geri çekilmesi istendi.
İstanbul Barosu: Paket rejim değişikliğidir
İstanbul Baro Başkanlığı da Hürriyet ve Sözcü gazetelerine verdiği tam sayfa ilanda İç Güvenlik Paketi’nin “rejim değişikliği” olduğu vurgulandı.
“TBMM’de görüşülmeye başlanan iç güvenlik yasa paketi, sıradan bir yasa teklifi olmayıp, demokratik rejimi, hukuk devletini ortadan kaldırarak faşist ve baskıcı bir düzenin yasallaştırılma çabasıdır”
Dokuz maddede yasanın getirdiği kısıtlamalarının sıralandığı bildiride “Sonuçta ‘iç güvenlik’ adı altında gelinecek nokta, iktidarın kendi siyasi amaçları çerçevesinde yargının devre dışı kaldığı ve yürütmeye teslim olduğu, kimsenin kişi ve hukuk güvenliğinin kalmayacağı bir ‘hiç güvenlik’ ortamını sonuçlayacak kalıcı ve sürekli bir sıkıyönetim olacaktır” dendi.
Böyle bir rejimin “kimsenin nefes alamayacağı bir korku düzeni, koyu bir faşizm ve diktatörlük” olacağının ifade edildiği bildiride bu çerçevede yapılabilecek düzenlemelerin sınırının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve orantılık olması gerektiği vurgulandı.
Bildiride “İstanbul Barosu olarak bu yöndeki bir düzenlemeyi tanımayacağımızı, yurttaşların hak ve özgürlüklerini koruma adına Anayasal-demokratik yöntemlerle sonuna kadar bununla mücadele edeceğimizi ve direneceğimizi ilan ediyoruz” dendi.
Barolar tepki gösterdi
Görüşmeleri bugün ertelenen İç Güvenlik paketine Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzincan, Gaziantep, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Urfa, Van, Tunceli Baroları ile Kars-Ardahan Bölge Barosu da tepki göstermişti.
Bianet