Vatan gazetesinden Çağdaş Ulus'un haberine göre, Barış Yazgı, İstanbul Fatih’te müzisyen ağabeyi Cengiz Yazgı ile yaşıyordu. Yedi ay önce bir süreliğine Belçika’ya büyük ağabeyinin yanına gitmiş, vizesi bitince Türkiye’ye geri dönmüştü. İşsiz ve sigortasız olan Barış, ikinci kez vize başvurusunda bulunmuş, ancak reddedilince bu zorlu yolculuğu seçmişti.
Çalışıp biriktirdiği paraları insan kaçakçılarına verip Suriyeli ve Afgan mültecilerin arasında ilk olarak Midilli adasına gitmeyi planlayan Barış, hayatta kalabilseydi oradan Belçika’ya geçecekti. Genç adamın arkadaşları, onun tek hayalinin Belçika’da müzik eğitimi alarak iyi bir keman virtüözü olmak olduğunu söyledi.
Kemanına sarılı şekilde can vermek ne söylenebilir ki bunun üstüne ve ne konuşulsa çok az kalacaktır.Bu ülkede ne yazık ki sanata ve sanatçıya değer verilmiyor.Çok üzülüyorum.Tiyatrolar ve diğer sanat evleri bir çoğu harabe gibi aslında bunda bizlerinde payı ver destek olmadığımız gibi sesimizi çıkarmıyoruz.Hoş sesimizi çıkarsak da ya duyan olmuyor ya da kesiveriyorlar sesimizi tıpkı Barış Yazgının bir daha hiç duyamayacağımız kemanının sesi gibi...
Lan olm Ali İsmail Korkmaz'a ne kadar çok benziyor. :(
Ah yavrum ne vardı bekleseydin, kaçıyor muydu Belçika... Ah kıyamam! Resmen yalan dünya... Boş dünya... Her şey ne kadar da inanılmaz, anlık, lanet!