Bankalar ve Üretim Arasında Kredi Sorunu Sürüyor: Banka Genel Müdürü Açıklamaları Soğuk Duş Etkisi Yarattı

Dün düzenlenen finans zirvesinde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, uzun zamandır tartışılan bankaların kredi vermemesi konusuna değindi. Faiz indirimleriyle Türkiye Ekonomi Modeli'nin üretim, yatırım ve istihdam sacayaklarına dayanması ancak piyasa faizlerinin aynı yönde hareket etmemesi sonrası bankaların yapılan düzenlemelerle kredi verme iştahının azalması zinciri uzun zamandır iş dünyasını isyan ettiriyor. Bu kez isyan eden taraf bankacılık olunca ilgi çekti. 'Bankaların bu kadar kar ettiği' ortamda diye başlayan cümleleriyse sistemik risk ve enflasyon tartışmaları bölüyor. Tüm bunların toplamındaysa buzdağının suyun altındaki kısmına gözler çevriliyor.

Konuya direkt İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran'ın konuşmasıyla girelim ki geçmiş tartışmalar ve bugünkü verileri yerini bulsun. İşte o konuşma👇

Hakan Aran, bugün de katıldığı yayında açıklamalarına devam etti.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran Bloomberg HT’ye yaptığı açıklamada serbest piyasa koşullarına geri dönmenin önemini vurguladı. Aran, dün yaptığı konuşmanın yansımalarına ilişkin olarak da “Yeni ekonomi politikasını desteklemek adına bankalara da destek olunması gerektiği ve bu desteğin de Merkez Bankası tarafından verilmesi gerektiğini ifade ettim. Söylediğim teknik bir konu” dedi.

Aran'ın konuşmasından yola çıkarak önce temel bir konuya bakıyoruz.

Eski banka hazinecisi Akın Rota, geçen günlerde ParaAnaliz'de son dönemde çokça tartışılan bir konuya değindi. 

Konu bankaların para yaratımı yani; kredi mi mevduattan mevduat mı krediden doğar? Bu sorunun cevabı esinlenildiği yumurta-tavuk tartışması gibi. Rota, kısaca kredilerin tam anlamıyla mevduattan yaratılmadığını bankacılık sistemini basitleştirerek diğer mekanizmaları da basamaklı bir şekilde ekleyerek anlatıyor. 

O kadar dolu ve uzun bir değerlendirmeyi bu cümleyle özetledik ancak okumak isteyenler için kaynak burada.

Geçen günlerde TÜSİAD Başkanı Orhan Erdem de kredi konusuna değinmişti👇

TÜSİAD Başkanı: Bankaların Kredi Vermesi Zorlaşıyor

Ana tartışma aslında temmuz ayında Merkez Bankası ve sanayiciler arasında çıkmıştı.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun sosyal medya paylaşımıyla sakince başlayan isyan, İSO toplantısına katılan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun reel sektör temsilcileriyle, iş hayatına has üsluplarla bir gerilim yaşandığı kameralara da yansımıştı. Sonrasında TOBB'da yapılan toplantı bu nedenler de basına kapanmış, akabinde de bankalarla iş dünyası temsilcileri bir toplantı yapmıştı.

İSO'daki gergin toplantının detayları burada👇

Merkez Bankası Başkanı'yla Sanayicilerin Sert Tartışması: Kredi Faizleri ve Döviz İhtiyacı Sorunu Büyüyor

Yaklaşık 2-3 ay içinde cılız seslerin duyulmasına karşın muhtemelen bu grafik nedeniyle konu bir miktar yatışmıştı.

Bu grafik ne mi? Merkez Bankası veri sistemi EVDS'den an itibarıyla gördüğümüz bu grafikte mavi çizgi TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti, siyah çizgi TL Üzerinden Açılan Ticari kredi faiz oranı ve yeşil olan da Tüzel Kişi Kredili Mevduat Hesabı (ek hesap) ve Kurumsal Kredi Kartları Hariç TL Üzerinden Açılan Ticari Krediler olarak görülüyor. Zirvenin görüldüğü yerler tartışmaların yaşandığı Temmuz 2022 sonları sonrasında kredi faiz oranları bir şekilde düşüyor. 

Bu düşüşte bu detayın da etkisi büyük tabi! Ne mi bu detay? Bir gece yarısı gelen düzenlemeyle ticari kredi faizlerine bir nevi üst sınır getirilmişti. O da yukarıdaki grafikteki etkiyi yaramıştı.

Merkez Bankası'ndan Kredi Düzenlemesi

Bankacılık sektörünün net karı geçen yıla göre yüzde 400 arttı.

Dün açıklanan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Eylül ayı verilerine göre, sektörün net karı eylülde 33 milyar 962 milyon TL oldu. Buna göre, ilk 9 aylık dönemde sektörün dönem net kârı 286 milyar 170 milyon TL'ye ulaştı. Böylece geçen yılın aynı dönemindeki 56 milyar 941 milyon TL'ye göre yüzde 402,6 artış görülmüş oldu.

Eylül döneminde en büyük aktif kalemi olan krediler yüzde 39,5 oranında, toplam aktif yüzde 42,2, ve menkul değerler toplamı da yüzde 44,2 oranında arttı. Bu dönemde kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 2,28 oldu.

Bankaların kaynakları içinde, en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat 2021 yılsonuna göre yüzde 51,8 artışla 8 trilyon 52 milyar 541 milyon TL oldu.

Peki, madem faizler düştü, kredi faizleri de düştü, düzenlemeler var, mevduatta KKM var, e bu bankalar da çılgın kar ediyor? Sorun nerede?

Bu düzenlemelerin tek ayağı yok, birçok alandan bankalara düzenlemelerle sınırlama getirilirken, kredilerde de sınırlamalar bulunuyor. Bu da bankaların kredi verme iştahını sınırlıyor ve sanayi de krediye ulaşamadıkça artan enflasyonla iş döndürmenin derdine düşüyor.

Bu da haliyle bir çok veriye yansıyor. Mesela TCMB Reel Kesim Güven Endeksi👇

Geçen aydan daha iyi olacak diyenler yüzde 5,4, daha kötü olacak diyenler yüzde 22,5, aynı olacak diyenlerse yüzde 72,1 oluyor.

Bu da bu sabah açıklanan verilerden biri!

İSO Türkiye İmalat PMI Gerilemeye Devam Etti: 8 Aydır Sanayi Alarm Verirken, İstihdam da Sorun Var!

Bir de uzmanlar ne diyor bakalım👇TOBB Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay durumu şu şekilde özetliyor

pbs.twimg.com

Eylül 2021-Ekim 2022: Politika faizi 8,5 puan düşürüldü. Bu süreçte kredi piyasasına yönelik bir dizi karar alındı. Üç amaç: 1. Kredi faizi enflasyonun çok altında belirlensin. 2. Krediler tercih edilen sektörlere açılsın. 3. Kredi alanlar dövize yönelmesin.

Bu süreçte makro dengeler giderek bozuldu ve makro göstergeler birbirleriyle son derece tutarsız bir hal aldı. Peki, kredi hacmi nasıl etkilendi?

Reel kredi hacmi baş aşağıya gitti. Özellikle tüketici kredileri dışında kalan kredilerde eğilim çok keskin. Krediye erişim sorunu olduğu açık. Alınan zorlayıcı kararlara rağmen (ya da tam da o nedenle) bankalar kredi açmakta nazlanıyorlar. Kaynak: Kredi arzı baş aşağıya gidiyor

"Bu durum sürdürülebilir değil; ne Hazine açısından, ne bankalar açısından."

Alaattin Aktaş da 'Bankaları hırpalamayın efendiler!' başlıklı yazısında konuya şu şekilde değiniyor: 

Bankaların bu yıl şimdiye kadar görülmedik ölçüde kar ediyor olmaları içinde bulunulan tuhaf durumun bir sonucu. Hazine’nin ağırlıklı olarak TÜFE’ye ve dövize endeksli iç borçlanmaya gitmesi, enflasyonun yüksek seyretmesi ve dövizdeki hızlı artış önemli bir kar olanağı sağladı. Ayrıca KKM sayesinde çok ucuz kaynak kullanan bankalar, ortalama maliyetlerini aşağı çekti ve krediden iyi kazandı. __Ama bu durum sürdürülebilir değil; ne Hazine açısından, ne bankalar açısından.

Bankaların düzenlemeler sonrası büyük şirketlere kredi vermeyi sürdürdüğü belirtilirken, yüzde 200 risk ağırlığıyla 288 milyar TL kredi verdiği belirtildi.

BloombergHT'de Mehmet Filoğlu haberine göre, bankalar büyük şirketlere krediyi kesmedi. 

BDDK verilerine göre toplam ticari kredilerde 1 trilyon TL artış olurken, risk ağırlığı yüzde 200 olan kredi büyüklüğü sıfırdan 288 milyar TL’ye ulaştı.

BDDK, doğrudan kredi sınıflaması yapmadan büyük şirketlerin krediye erişimini kısıtlayıcı başka adımlar da atarken, haziran sonunda alınan kararda döviz pozisyonuna göre şirketlerin kredi kullanımı düzenlenmişti. 

22 Ekim’den itibaren düzenleme gelen kararda 1 Kasım’dan itibaren geçerli olmak üzere 10 milyon TL Döviz pozisyonu olan ya da döviz pozisyonu, aktif toplamı ya da 1 yıllık net satış hasılatının büyüklüğü yüzde 5’e indirilmişti.

Gazeteci Erdal Sağlam da Enflasyon Raporu sunumundaki, bankaların sistemik risk tartışmalarını yorumladı.

Verilerin güvenirliğini ve sendikasyon kredilerindeki azalışa da yorumla yapan deneyimli gazeteci, TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun '20 yıllık tahvil' açıklamasını da bankalara 'savaş ilanı' olarak değerlendirdi. Sağlam, seçimin bankalar üzerinden finanse edileceğini söylerken, KKM maliyetlerine ve veri güvenirliğine de değindi. Kaynak: Mesele Ekonomi

Gazeteci Barış Soydan da Erdal Sağlam'ın da değindiği bankaların karşı karşıya olduğu 'batık kredi' sorununu anlattı.

Sorunun mevcut durumunu anlatan Soyan, çözümün seçim sonrasına kaldığını iletiyor. Kaynak: Mesele Ekonomi

Özetle: Bankacılık sistemi ekonominin önemli bileşenlerinden biridir. Üretim de olmazsa olmazdır.

2000'li yılların başında yaşananlardan ders çıkarılarak güçlendirilen sistem, gücünü korumaya devam ediyor. Diğer yandan üretim olmadan bir ekonominin yaşaması da mümkün değildir. Yapılan tüm düzenlemeler de bu bileşenlerle sistemin sağlıklı yaşamasını sağlamak için olmalıdır. Bankaların karlılığının enflasyon kaynaklı olduğu tüm uzmanlar tarafından anlatılırken, reel sektörün artan finansman ihtiyacının da yine enflasyona çıktığı biliniyor. Sistemdeki sıkıntıların dile getiriliyor olmasıyla ekonomi yönetiminin sonraki hamleleri merakla bekleniyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇

TCMB Düzenlemelerinin Krediye Ulaşımda Etkisi: Kredi Faizleri Düştü mü? Bankalar Kredi Veriyor mu?
Kredilerde Sıkıntı Büyürken, Ekonomi Modelinde Sorunlar Artıyor! İhracat, Sanayi Kimse Memnun Görünmüyor

Popüler İçerikler

Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti
A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan