Borsa İstanbul'da son dönemde dikkat çeken yükseliş trendi, bankacılık hisselerindeki hareketle taçlanırken, oynaklık da dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. uzmanlara sorduk, grafikleri açtık, haberlere baktık tek bir neden yok ancak piyasada hem yüksek sesle söylenen hem de açık açık söylenmeyen nedenler bulduk.
Not: Grafikler Foreks tabanlıdır.
Borsa'ya olan yabancı ilgisini son dönemdeki tüm konuşmalarında hatta sosyal medya paylaşımlarında da vurgulayan Bakan, getiri bazında da BİST'e yatırımı desteklediği anlaşıyor.
Hatta geçen günlerde para giriş konusunda 300 milyar dolar gibi bir miktar telaffuz eden Nureddin Nebati'nin toplamda BİST'teki tüm şirketlerin piyasa değerinin 25 Ağustos 2022 gün ortası itibarıyla (3 trilyon 224 milyar 838 milyon 645 bin 803 TL) 177 milyar 993 milyon 83 bin 518 dolar olduğunu kendisi ve danışmanları bizden iyi bildiklerinden canlı yayın kazasına uğradığı da görüldü.
Mor çizgi bankacılık endeksi olurken, grafikte 2014 yılı sonralarından itibaren günümüze olan endekslerin seyri görülüyor. 2000'li yılların başından bu yana endeksin üzerinde seyreden bankacılık 2021 başında BİST 100 ile eşitlenirken, kısa sürede geriye düşüyor. O günden bu yana endeks geçen yılın sonralarındaki gerileyince görülen yakınlaşma 8 ay sonra yeniden mesafeyi kapatıyor gibi görünüyor. Dolar bazında da grafik aynı seyri veriyor.
Sermaye piyasaları uzmanı Yunus Kaya'nın hazırladığı raporda, Borsa'da işlem gören şirketlerin sektörlerine göre ayrımında bakıldığında 2021 yılı aynı dönemine göre, en çok kar arttıran sektör yüzde 1.682 ile gayrimenkul yatırım ortaklıkları oldu. Ardından pandemi ve enerji fiyatlarına rağmen ulaştırma ve depolama alanında karlar, yüzde 931 oranında arttı. holdinglerde artış yüzde 508 olurken, bankalar bunun ardından gelerek yüzde 499 oranında karlarını yükseltti. Karını azaltan sektörse yüzde 308 oranında gayrimenkul ve inşaat oldu.
Toplama bakıldığında Borsa'daki şirketlerin 2022 yılı 2. çeyrek karları 2021'in 2. çeyreğine göre, yüzde 286 oranında arttı.
Habertürk'te Gökhan Şen'in kaleme aldığı yazıda iki söylenti belirtilirken, ülke riski ile bağlantısı olup olmayacağı incelendi. Söylentiler bazında yabancı girişi ve seçim fiyatlaması vardı ki bunlara birazdan değineceğiz. Şen, ülke riskinin gerilemesine değinerek bir de son düzenlemelerin bankalara etkisini incelerken, gelişen ülkelere bakıldığında ülke riskinin aslen arttığını belirtti.
Dünya'da Şebnem Turhan, bankaların son oynaklığında yabancı girişlerine yönelik bu grafikleri yayımladı.
Temmuz ayı sonundan bu yana yükselişin yaklaşık yüzde 45'e olduğuna ve yıl başından bu yanaysa neredeyse ikiye katlandığına dikkat çekerken, son üç haftadır yabancı yatırımcı girişi hatırlatılarak temkinli olunması gerektiğine dikkat çekildi.
Dünya'da Ufuk Korcan'ın analizine göre de, bankacılıkta son haftalardaki sert fiyat hareketlerinin yüzde 60 endeksin üzerinde getiri sağlamasıyla sanayi hisselerindeki yüzde 40'lık getirinin endeksin gerisinde kaldığını hatırlatıyor.
Ancak son 3 yıla bakıldığında sanayinin bankalara büyük fark attığı da biliniyor. Geride kalan bankacılık hisselerinin bilançolarla aradaki farkı kapatması olarak da görülüyor.
Bu konuda çok uzmanla görüştük. Yaşanan hareketliliğin normal bir dönemde olmayacağından yola çıkarak, bir seçim fiyatlaması olabileceği görüşü öne çıkarken, yabancı girişinde bankacılık ağırlığı da tartışmalı bir konu olarak önümüze çıktı. Enflasyon, faiz, KKM gibi hamlelerin kârlılıkla birlikte bu hareketleri gecikmeli getirdiği görüşünün yanı sıra en çok söylenen de vadeli işlemler tarafında düşüş yönünde pozisyon alan yatırımcıların tabiri caizse 'döküldükleri' yönünde oldu.
Oynaklıklara karşı temkinli olmak gerekirken, yasal uyarı olarak 'yatırım tavsiye değildir' deriz.