Belgesellerde balinaların başından çıkan o buhar bulutunu mutlaka görmüşsünüzdür. Hatta çoğu zaman izlerken “Acaba ne yapıyorlar?” diye düşünmeden edemeyiz. Balinalar bu özellikleri sayesinde hem nefes alabiliyor hem de iletişim kurabiliyor. İyi de nasıl diyorsanız gelin, işin perde arkasına birlikte bakalım!
Hatta bu delik için onların burnu diyebiliriz. Tek fark, bu burun içten akciğerlerine bağlıdır ve suya daldıklarında tamamen kapanarak akciğerlere su girmesini önler. Yüzeye çıktıklarında ise bu delik açılır ve balina hızlıca nefes alır ya da verir.
Nefes verme sırasında dışarı çıkan kuvvetli hava, deliğin çevresindeki suyu ve mukusu havaya savurur, işte o yüzden bir su bulutu görürüz! Yani aslında balina su püskürtmüyor, burnundan gelen hava ve nem birleşerek bu görüntüyü yaratıyor.
Özellikle yunuslar ve balinalar, bu deliklerin etrafındaki hava keseciklerini sıkıştırarak ses çıkarır. Bu sesler, hem av bulmak hem de yollarını bulmak için kullandıkları ekolokasyon sisteminin bir parçasıdır.
Üstelik yunuslar, deliklerinin şeklini ve boyutunu değiştirerek farklı sesler üretebilir ve bu seslerle birbirlerine ne hissettiklerini ya da ne yapmaları gerektiğini anlatabilirler. Yani kafalarının üstündeki o küçük delik, aslında onların hem dili hem burnu.
Dişli balinalar ve yunuslar genellikle tek delik taşırken, örneğin kambur balinalar gibi dişsiz olanlar iki delikle gezer. Bu deliklerin yeri ve şekli türden türe değişse de hepsi hayatta kalmak için aynı temel işlevi görür.
Hava deliği sayesinde balinalar uzun süre suyun altında kalabilir, yemek arayabilir ve yüzeye çıkınca sadece birkaç saniyede oksijen depolayabilir. Eşsiz sistemleri, balinaları dünyanın en etkileyici deniz canlılarından biri haline getiriyor ve onları izlemek için insanlar kilometrelerce yol kat ediyor.
İçlerinde tutup dert olacağına….
Ne güzel, reis bağırıp birilerini hapsetmediğinde, yani ortalarda yokken derdimiz balina neden su püskürtüyor, zebraların siyah üstü beyaz çizgi mi yoksa tersi mi falan yani … takılıyoruz, miss