Milli tatlımız baklava ile alkol yasakları arasında enteresan bir bağ olduğunu söylesek ne düşünürdünüz? The Economist'ten Josie Delap yazmış, biz de sizler için derledik! Bakalım siz ne düşüneceksiniz... Detaylar içerikte...👇
Her ülkenin kendine has birbirinden lezzetli tatlıları var biliyorsunuz ki. Örneğin Fransa’ya gittiğinizde sizleri lezzetli mi lezzetli bir crème brûlée karşılar.
İtalya’nın gelatosu, İspanya’nın churrosu derken tatlı ihtiyacını her ülke farklı bir şekilde giderir.
Bizim de tartışmasız en büyük gurur kaynağımız baklava. Pek çok Orta Doğu ülkesi şerbetli ve şeker oranı oldukça yüksek tatlıları seviyor. Peki bunun nedenini hiç düşündünüz mü?
The Economist düşünmüş, oldukça önemli bir makale yayınlamış konuya dair. Biz de sizler için bu makaleyi şöylece bir derleyip toplayalım dedik.
Şimdi öncelikle şekerin vücudumuza girdiği anda neler olduğunu ele alarak başlayalım konuya. Şekerli yiyecekler hızlı ve kolay enerji kaynakları biliyorsunuz ki.
Ünlü Lübnanlı yazar Anissa Helou, kişi başına en fazla şeker tüketilen ilk yirmi ülkeden beşinin Orta Doğu’da olduğunu ve bu nedenle de aslında bizlerin şekeri epey sevdiğini söylüyor.
Bu arada kendisinin soyadı ‘tatlı’ anlamına geliyor, bu bilgiyi de vermiş olalım.😅
Şimdi yalan yok epey seviyoruz şekerli gıdaları. Peki ama tatlıyı neden bu kadar seviyoruz hiç düşündünüz mü?
Orta Doğu’da şekerin Batı’dan çok daha eski bir tarihi olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak asıl meseleye gelecek olursak, Helou bunun alkolün İslam’daki yeri olduğunu düşünüyor.
Zamanında pek çok alkol yasağı olmuş coğrafyamızda. Tabii alkolün yerine de tatlı geçmiş aslında. Sonrası tamamen kültüre yerleşmiş.
Örneğin Dubai’de shot atamayabilirsiniz ancak bir milkshake bara gidip çikolatalı dondurma eşliğinde göbek atabilirsiniz.
Ya da özel günlerimizde sevincimizi alkolden ziyade tatlıyla şahlandırıyoruz. Misafirliğe giderken elimizde mutlaka bir tatlı oluyor. Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım diyoruz.
Şam tatlısı, revani, künefe, fıstık sarma… Hepsi birbirinden güzel değil mi? Ancak tartışmasız dünyada da en bilinen tatlımız baklava.
Baklavanın tarihi aslında Asurlar’a kadar dayanıyor ancak tatlının en iyi halini aldığı dönem Osmanlı’ya tekabül ediyor.
Topkapı sarayının mutfaklarından 15. yüzyılda tepsiler dolusu baklava çıktığı söyleniyor.
Daha da önemlisi padişahların hırka-i şerif’i ziyaret edeceği Ramazan’ın 15. gününde yeniçerilere baklava dağıttığını biliyor muydunuz?
Hatta Ramazan Bayramı’nın bir diğer adı da Şeker Bayramı biliyorsunuz ki.🍭
Padişahlar artık olmasa bile baklava hala bir bayram duygusu uyandırıyor bizlerde. Dini olsun olmasın, dirinin de ölünün de kutlandığı kutlama günleri baklavanın bizler için birer vesilesi aslında.
Çevremizdeki pek çok ülke baklavanın kendilerine ait olduğunu iddia ediyor olabilir ancak 2013 yılında AB Komisyonu’ndan Antep Baklavası’nın tescilini aldık.
Bu arada ufak bir bilgi verelim; Yunanlar baklavayı 33 kat yapıyorlarmış, Hz. İsa’nın öldüğü yaşa referans etmesi için.
Ne diyelim, bol baklavalı günlerimiz olsun! Tatlı yiyip, tatlı tatlı buluşalım yorumlarda!
Benim kanaatime göre, alkol yasağından kaynaklanan kafa bulma merakı kendinin kenevir ve afyon kullanılmasıyla giderilmiştir. Afyonu, otu çekenin kan şekeri aniden dip yapar ve ani açlık hissine eğilir. Bir deyimle "munchies'e düşer" Bol şekerli tatlıların meşhur olduğu yerlere bir göz attığınızda bunun cevabını da bulursunuz. İstanbul'da macun, antepte baklava, balkanlarda tulumba vs. Bunun da göz önüne alınması gerek bence :D
Nargile hesabı yani
Benim kanaatime göre, alkol yasağından kaynaklanan kafa bulma merakı kendinin kenevir ve afyon kullanılmasıyla giderilmiştir. Afyonu, otu çekenin kan şekeri aniden dip yapar ve ani açlık hissine eğilir. Bir deyimle "munchies'e düşer" Bol şekerli tatlıların meşhur olduğu yerlere bir göz attığınızda bunun cevabını da bulursunuz. İstanbul'da macun, antepte baklava, balkanlarda tulumba vs. Bunun da göz önüne alınması gerek bence :D
Baklavayı neden sevdiğimiz sorusunun tek bir yanıtı var: Çünkü baklava..