Bakarken Ürkmek ile Dalıp Gitmek Arasında Kalacağınız Terk Edilmiş Mekanlar

Terk edilmişlik... Hüzünlü öyle değil mi? Ancak dostlar, sanki mekanlar tek başınalıklarıyla birlikte daha estetikler.

Aslında bir otel olan Büyükada'daki Rum Yetimhanesi, binayı satın alan Zarifi Hanım ve Sultan Abdülmecit'in girişimleriyle 1903'te yetimhane olarak açılsa da 1964 yılında kaderine terk edilir.

Japonya'daki Hashima Adası bir zamanlar dünyanın en yoğun nüfuslu adasıdır; çünkü altında kömür yatar; tabii ki kömür biter ve insanlar gider. Ada'ya da okyanusun ortasında öylece durmak kalır...

1911 yılında Köstence'de inşa edilen eski bir sinagog... Bu görüntüsüne rağmen hala küçük de olsa bir Yahudi cemaati ibadet edermiş burada.

1914 yılında Belçika, Charleroi'de açılan Le Varia 1500 kişi kapasiteli bir tiyatro ve sinema salonudur. 1989'da ise kapatılır.

Dünya'nın en büyük tatlı su gölü olan Superior'dan bir gümüş madeni olan Silver Islet... 1870'de kurulan maden, gölün hırçınlığına dayanamaz ve 1884'te tamamen sular altında kalır.

Amerika'nın ünlü hapishane adası Alcatraz, 1861 ve 1963 yılları arasında hizmet verir ve sahile 2,5 kilometre uzaklıktaki adadan hangi akla hizmet bilinmez, 14 kaçma denemesi yapılır.

1972'de hurdaya çıkan 105 yaşındaki SS Ayrfield adlı gemi şimdilerde Avustralya'da küçük bir orman... Bir zamanlar asker ve mühimmat taşıyan gemi, sanırım en güzel halini şimdi almış.

Estonya'dan Rummu Hapishanesi, 1991 yılından beri böyle ve merak etmeyin hapishane olarak kullanılırken bu şekilde sular altında değilmiş.

Bolivya'nın Uyuni şehrindeki eski bir maden bölgesinde 80 yıldır hiç hareket etmeyen trenler...

Hayır, bir Dali tablosu değil! Namibya'nın Kolmanskop bölgesinden 100 yıllık tek başınalık yaşayan ve bazı filmlerde de boy gösteren eski bir elmas madeninden çöl ev...

Şimdilerde terk edilmiş bir kaleye benzeyen ve aslında hiç tamamlanamamış bu kırk yıllık yapı Polonya'nın Lapalice bölgesinden...

Bulgar Komünist Partisi'nin 1981 yılında inşasını bitirdiği Kazanlık'taki Buzludzha yalnızca 8 yıl hizmet verir ve 89 yılında Sovyetler'in kendisine de olduğu gibi terk edilir...

Sıkı durun! Tam 7 yüzyıldır ayakta duran bu çan kulesi 80 yıl önce İtalya'nın Güney Tirol bölgesinde yapılan Reschen baraj gölünün ortasında kalmış. Kışın göl donduğunda kuleye yürüyerek gitmenin ise keyfi bambaşkaymış.

74'teki Barış Harekatı'mızdan beri iki bölge arasında tampon görevi gören Lefkoşa Uluslararası Havalimanı...

Tam 14 denizaltıyı aynı anda gizleyebilecek büyüklükteki Kırım'daki Balaklava Denizaltı Üssü, Sovyetlerin başka bir kalesi... 1963'te yapılan kompleks 30 yıl sonra terk edilir.

Bundan yetmiş yıl önce Barrera isimli Meksika, Xochimilcolu bir adam, yaşadığı adada boğulmuş bir kız çocuğu bulur. Ardından kötü ruhları kovması amacıyla bütün adayı oyuncaklarla donatır. Barrera, 2001 yılında ölür; ancak adanın korkunçluğu baki kalır.

Bir masal kalesini anımsatan Château de la Mothe-Chandeniers 14. yy. Fransa'sından bizi selamlamakta... Başına birçok şey gelse de 1932'ye kadar insanlarla yaşatılan kale o tarihteki yangından beri tek başına.

50 yıllık bir çöl köy Al Madam, Birleşik Arap Emirlikleri'nden...

1939 yılında Japonlar tarafından Sovyetler'i gözetlemek amacıyla inşa edilen Aniva Deniz Feneri, 2. Dünya Savaşı sonucu Rusların eline geçer ve nükleer güçle çalışır hale gelir. Rivayet o ki fener hala radyoaktiftir...

1921'de inşa edilen IM enerji santrali Belçika'nın en büyük kömür santrallerinden biri olur. Ancak 2 binli yıllara gelindiğinde yarattığı kirlilik nedeniyle protesto edilir ve 2007'de kapatılır.

Doğa, önünde sonunda kendi olanı geri alıyor dostlar! 19. yy.da terk edilen Tayvan'ın Tainan şehrindeki bu ticaret deposu günümüzde Anping Ağaç Evi olarak anılmakta.

İçeriğin en korkunç ve garibini sona sakladım. 14. yy.dan kalma Aziz George Kilisesi, Lukova, Çekya'dan...

6 yüzyıl boyunca yaşadığı yangın vesaire gibi felaketler yetmezmiş gibi 1968'de bir cenaze töreni sırasında kilisenin çatısı çöker ve cemaat kilisenin hayaletli olduğuna ikna olarak bir daha gelmemek üzere kiliseyi tamamen terk eder. Ancak 2012'de bir sanat öğrencisi kiliseye 30 tane hayalet heykel koyar ve bir klasik olarak üstlerine çarşaf örter.

Hazır hayaletlerden bahsetmişken Ghost Palace Oteli'ne buyurmaz mıydınız?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Her Şey İçin Savaşabilen İnsanın Kuş Gübresi İçin de Kılıç Kuşandığı İlginç Yer: Chincha Adaları
Yurt Dışında Gezerken Görüp "Neden Buradalar?" Diyeceğiniz Anadolu'dan Göçen Arkeolojik Eserler
İlginç İddia: Müslümanların Kutsal Şehri Mekke Değil de Hiç Tahmin Etmediğimiz Bir Yer Olabilir mi?

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt