Çehreli’ye göre bu sorunun cevabı hayır. Çünkü kanal geçiş ücretlerinin fiyatlandırılırken kanalın yapım maliyetinden ziyade oradan geçiş yapan gemilere kazandırdığı süre ve maliyet avantajının esas alındığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
'Süveyş’ten geçen gemiler 20 gün kazanıyor. Panama’dan geçen gemiler ise 15 gün kazanıyor. Fazladan o kadar süre gitse; gemi kirası, yakıt, personel gideriyle daha fazla ödeyecekler ve her iki kanalın alternatifi yok. Oysa Kanal İstanbul’un alternatifi, hemen yanındaki İstanbul Boğazı... Dolayısıyla Kanal İstanbul’un fiyatlandırmasını neye göre yapacaksınız'
“Montrö’ye göre geçiş hakkı sınırlandırılamaz”
Çehreli, Montrö’nün birinci maddesinin imzacı devletlerin Boğazlar’dan geliş gidiş özgürlüğünü kabul ettiğini, yine 28. maddenin ise anlaşma kalksa dahi bu geçiş özgürlüğü ilkesini sonsuz bir süreyle güvenceye aldığını hatırlatarak, “Bu madde varken kimseye zorla Kanal’dan geçeceksin diyemezsin. Hal böyle iken Kanal İstanbul’un geçiş ücretlerinin çok cazip olması gerekir” dedi.
Bu bilincsiz ve zeka ozurlu kanal taraftarlari, devletin basini tutanlar olarak daha fazla para yiyebilmek adina olmadik yerde ulkenin basina is acacaklar. Yapim maliyeti, bakim maliyeti, getirdigi riskler, dunya eko sisteminin dengesine verecegi geri donusu imkansiz zararlar, derken torunlarimizin torunlarinin torunlari borclu dogacak!!! Yaziklar olsun ve utanin!
Oldu olacak üsküdara gitmek için kanal istabuldan dolaştırıp vapur ücretlerini de yükseltsinler.
Bu kanal yapılmayacak. Buraya yazıyorum. En fazla başlıyoruz diyecekler, göstermelik bi iki yıkım, bi iki kazı yapacaklar öyle kalacak. Olay tamamen gündem değiştirmek, seçim yatırımı ve millete arsaları peşkeş çekip cep doldurmak üzerine.