Bakan İtiraf mı Etti? Enerjide Sorunların Sebebi Ne?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in 21 elektrik dağıtım bölgesi yöneticileri ile yaptığı ‘Enerji Zirvesi' Elektrik Mühendisleri Odası'nı (EMO) tatmin etmedi.

Bakanın açıklaması itirafı mı?

Sözcü'den Selami Aydın haberine göre ,EMO Başkanı Bülent Pala, hükümetin zirveden sonra attığı adımları geçici olarak nitelendirdi ve sorunların kökenine inilmesi gerektiğini belirtti.

Toplantıdan vatandaşı rahatlatacak bir karar çıkmadığının altını çizen Pala, “Hükümetin 12 Şubat’ta açıkladığı yeni enflasyon tedbirleri sorunun kökenine inmeyen geçici çözümler içermektedir” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yeni tedbirleri açıkladığı sırada enerji sübvansiyonu uygulandığı yönündeki açıklamaları ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in zirve sonrası ‘100 liralık elektrik maliyetinin 50 lirasını devlet ödüyor' şeklindeki sözleri ‘itiraf' olarak değerlendirildi.

Pala, “Bu açıklamalar vahim bir itiraf. Devlet ödemese vatandaşlara, esnafa gelen faturaların aslında daha fazla olacağı anlamına mı geliyor” dedi.

“Ayrıca özelleştirilen bir hizmete ait maliyetin yarısının devlet tarafından ödenmesi, elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin kamu kaynaklarıyla sübvanse edilmesi değil midir” diyen Pala, “Şirketlerin desteklenmesi için böyle bir kaynak ayrılabiliyorsa neden vatandaş, esnaf ve sanayiciler değil de, bir avuç sermayedar bundan yararlanmaktadır” diye konuştu.

Enerji özelleştirmesinde yaşanan sorunlar neler?

Türkiye’de enerji konusunda yaşanan sıkıntının özelleştirmeden kaynaklandığını ifade eden Pala, Elektrik üretim şirketlerinin özelleştirilmesi ile varlıkların verimli işletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi iddiası tam bir kabusa dönüşmüştür. Enerji fiyatlarındaki olağanüstü artışlar nedeniyle çok sayıda vatandaş faturasını ödeyemez hale gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Üretim altyapısının büyük oranda ithal kaynaklara dayalı olmasının, dövize bağımlı tarifelerin oluşmasına sebep olduğuna dikkat çeken Pala, “Elektrik enerjisinin arz güvenliği ve kalitesi sağlanamamış, vatandaşlar kışın ortasında soğuk ve karanlığa mahkûm edilmiştir. Dağıtım şirketlerinin özelleştirmesi ile kayıp-kaçak oranları azaltılamamıştır. Yenileme, genişleme ve kapasite artırımına ilişkin yatırımların özel sektöre bırakılması sonucunda en son Isparta`da yaşanıldığı gibi kent günlerce karanlığa gömülmüş, arz güvenliği sorunu yaşamış ve enerji yoksunluğu oluşmuştur” diye konuştu.

Zamlar özelleştirmenin sonucu mu?

Elektrikteki zamların özelleştirmenin bir sonucu olduğunu belirten Pala, şöyle devam etti:

Özelleştirmelerin sonuçları zamdır, pahalılıktır, karanlıktır. İktidarın tasarruf, verimlilik ve dar gelirli vatandaşlara yönelik iyileştirme iddiaları tamamen göstermeliktir. Konut abonelerinin ardından binlerce liraya çıkan faturalarla karşılaşan işyeri sahipleri de faturalarını ödeyemeyenler kervanına  eklenecektir. Bu gerçekler doğrultusunda iktidar çaresiz kalmıştır. Enerji bakanının dağıtım şirketleri ile yapmış olduğu toplantıdan da bir sonuç alınamamış, alınması da mümkün olamamıştır. Konutlarda elektrik, doğalgaz ve su faturalarında KDV oranı düşürülmelidir.  Özelleştirme politikalarının oluşturduğu bu vahşi piyasa yapısı ve dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinin ivedilikle kamusal alana çekilmesi gerekmektedir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir...

Elektrikte Zincirleme Etki: Enerjide Yeni Kriz Yolda mı?
Petrolde Rusya'ya Karşı İran Umudu: Fiyatlar Düşer mi?
Esnaf Dolapların Fişini Çekiyor, Tabelaları Söndürüyor: Elektrik Faturaları Zorluyor!
Putin'in Derdi Savaş Değil Kazanç: Petrol 100 Dolar Olursa Türkiye Ne Yapar?

Popüler İçerikler

Tarih Verildi: 500 TL'lik Banknotlar Yolda
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
15.02.2022

EMO, bakanı kendi sözleriyle mat etmiş.... .... 😠🤪😡

Özelleştirmeler, af yasaları, imtiyaz sözleşmeleri vb. İktidarların halk için değil de kendi yararına kullandıkları bu şeyler kanunla değil anayasayla düzenlenmeli. Yani bunlarla ilgili bir değişiklik yapılacaksa bunu 600 milletvekilinin 200 300 oyuyla yapılmamalı gerekirse halk yılda 2 3 kez anayasanın değişmesi için seçime gitmeli bence. Anca bu şekilde iktidar suistimal edemez.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ