Bakan Fikri Işık, 'Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında' dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2013 yılında Türkiye'nin yurtdışına 3,5 milyar dolar yardım yaptığını belirterek, 'Bugün Kobani sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlere sesleniyorum. Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında. Ama BM, Avrupa ve diğer tüm yardım kuruluşlarının Türkiye'ye gönderdiği yardımın toplamı 200 milyon dolar değil' dedi.
Işık, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) Almanya'nın Hanau kentinde düzlediği programda, Türk toplumunun Almanya'da hak ettiği noktaya gelmesi için birlikte hareket etmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Bu yılın ''Türk-Alman Bilim Yılı'' olması sebebiyle oldukça önemli olduğunu anlatan Işık, 'Bu yıl da Türkiye ile Almanya’nın bilim ve teknoloji alanında işbirliğinin daha da artırılmasının yollarını arıyoruz. Bununla ilgili önemli çalışmaları yürütüyoruz. 250 adet etkinlik planladık şu anda 120’den fazlasını gerçekleştirdik. Dünkü zirve de bu etkinliğin bir parçasıydı. Yıl sonuna kadar da 250 etkinliği tamamlamak istiyoruz' ifadelerini kullandı.
Işık, bu konuya çok önem verdiklerini belirterek, Türkiye'nin artık gündemini kendi iç meselelerinden daha fazla bilim ve teknolojiye kaydırdığını ve 2002’nin tartışmalı alanlarını bir tarafa bırakıp 2023 hedeflerini gerçekleştirecek alanları gündeme aldığını dile getirdi.
'Bugünün Türkiye'sinde ne Cottarelli var ne IMF ne de başörtüsü meselesi var'
Türkiye’nin 2002 yılında yaşadığı toplumsal ve ekonomik sıkıntıların bir çoğundan kurtulduğunun altını çizen Işık, şöyle devam etti:
'2002 Türkiye’sinin tartışma alanlarını hatırlatmama gerek yok. ‘Bu enflasyon ne zaman düşecek? Bu IMF’den ne zaman kurtulacağız? Acaba IMF 1 milyar dolar vermezse bu memleketin hali ne olacak? Şu başörtüsü zulüm ne zaman bitecek? Şu kızlarımız üniversite kapılarından ne zaman dönmeyecek?' Bunları tartışıyorduk hatırlayın. Böyle bir Türkiye vardı 2002 yılında. O dönemin en meşhur ismi Cottarelli idi. IMF’nin sıradan bir memuruydu.
Ancak artık bugünün Türkiye’sinde ne Cottarelli var ne IMF var ne de başörtüsü meselesi var. Türkiye artık IMF’e muhtaç değil. Aksine IMF’e şöyle bir taahhüt verdik; 'eğer ihtiyacınız olursa size 5 milyar dolar kredi açacağız' dedik. Türkiye o noktadan bu noktaya geldi.'
Işık, 2013 yılında Türkiye'nin yurtdışına 3,5 milyar dolar yardım yaptığını belirterek, 'Bugün Kobani sebebiyle Türkiye'yi eleştirenlere sesleniyorum. Şu anda Suriye’den, Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'ye maliyeti 4 milyar dolar civarında. Ama BM, Avrupa ve diğer tüm yardım kuruluşlarının Türkiye’ye gönderdiği yardımın toplamı 200 milyon dolar değil' diye konuştu.
Bu yıl Alman üniversiteleri ile Türk üniversiteleri arasında daha güçlü bir işbirliği sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Işık, aynı zamanda ''kritik teknolojilerde de işbirliğini artırmak ve göç'' gibi sosyal sorunlara birlikte çözümler üretebilmek konusunda yoğun çalışmalar yapıldığını kaydetti.
'Güney Kore teknoloji devi haline geldi''
Işık, Almanya’da yaşayan vatandaşların Türkiye ile Almanya arasında köprü vazifesi gördüğünü dile getirerek, Türkiye’nin dünyanın en güçlü ülkeleri arasına girmesi noktasında kararlı olduğunu anlattı.
Türkiye’yi ekonomik ve teknolojik gelişmeler açısından Güney Kore ile kıyaslayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bugün Güney Kore bir teknoloji devi haline gelmişken biz Türkiye olarak daha almamız gereken epey bir mesafe olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi Türkiye kendi enerjisini kendi içinde tüketirken, Güney Kore tüm enerjisini kalkınmaya ayırdı. Bütün gücünü kalkınmak için kullandı.
Allah gani gani rahmet eylesin. O dönemde Erbakan Hocamız, 'Türkiye sanayileşmeli' dediği zaman birileri bunun takke, tespih, takunya gibi şeyleriyle uğraştı. Ama bugün Erbakan Hocamızın o günkü fikirleri ne kadar doğru deme noktasına geldiler o gün adeta Erbakan Hoca ile alay eden insanlar.'
'Türkiye, kendi ayakları üzerinde durunca birileri çok rahatsız oldu'
Işık, Türkiye’nin ekonomik ve politik istikrarını bozmak için birtakım operasyonların yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi:
'Türkiye, kendi ayakları üzerinde durmaya başlayınca birileri çok rahatsız oldu ve Türkiye’de bazı operasyonları gerçekleştirmeye kalktılar. Bir Gezi olayları süreci yaşadık. İlk 2 gün gençlerin ağaç hassasiyetini anlarız. Ama ondan sonra ortaya çıkan tablolar hiçbirimizin kabul edeceği tablolar değil. Ama Cumhurbaşkanımızın o dik duruşu, dirayetli duruşu sayesinde Gezi olayları ülkenin demokrasisine ve ekonomisine zarar vermeden atlatıldı. Toplum da bu işin gerçek niyetini görünce de tamamen bu olayları çıkaranlara karşı tavrını koydu.
Daha sonra her şey duruldu derken bir baktık 17-25 Aralık operasyonları yapıldı. Memlekette yolsuzluk var diye bir anda her şey içine karıştırılmış Aşure çorbasına benzer bir operasyon yapıldı. 2008 yılında dosya tutmaya başlamışlar. Peki 2008 yılında tuttuğun dosyayı niye 2014’e kadar beklettin? Bir bakan yolsuzluk yaptıysa onu niye diğer bakanla ilişkilendiriyorsun, bekletiyorsun dosyayı? Eğer vatanını, milletini seviyorsan varsa yolsuzluk derhal üzerine git. Mesele yolsuzluk meselesi değildi. Mesele Türkiye’nin ilerlemesini durdurmak için hükümete yapılan bir operasyondu.'
'En çok Müslümanlar IŞİD'e karşı çıkmalı'
Bakan Işık, Türkiye’de IŞİD’in Kobani’ye saldırılarını bahane ederek çıkarılan olaylara da değindi. Kobani’de yaşananların bahane edilerek Türkiye’nin karıştırılmak istendiğini bildiren Işık, en çok Müslümanların IŞİD’e karşı çıkması gerektiğini, IŞİD’in İslamiyet’in imajına zarar verdiğini vurguladı.
Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin Kobani’ye asker göndermesi tartışmalarına da değinen Işık, şöyle devam etti:
'Türkiye’nin nereye girip girmeyeceğine Avrupa Parlamentosu karar vermez. Türkiye’nin ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa Türkiye onu yapar. Biz o bölgenin insanıyız. Biz bölgede hangi problemin hangi sonucu doğurduğunu en iyi bilen ülkeyiz.
IŞİD'e karşıyız ve IŞİD’i doğuran sebeplerin de ne olduğunu çok iyi biliyoruz. 'Bunları görmemezlikten geleceksiniz, sonra da gidin IŞİD’le mücadele edin, askerinizi gönderin' diyeceksiniz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Biz bölgede kesinlikle hiçbir terör örgütünü istemiyoruz. Ne IŞİD'e müsamaha gösteririz ne PKK'ya ne de El Kaide'ye.'
UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik de yaptığı konuşmada UETD'nin çalışma alanları ve hedefleri konusunda bilgiler aktardı. Çelik, Türkiye'yi yurtdışında temsil edebilecek ve Avrupalı Türkler'in sorunlarını giderebilecek çalışmaları gerçekleştirmeyi hedeflediklerini aktardı.
Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Ufuk Ekici ise düzenlenen etkinliğin önemine işaret ederek, etkinliğe ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Öte yandan Bakan Işık, Almanya temasları kapsamında gün içerisinde bir dizi ziyaretlerde bulundu. Frankfurt’ta bulunan biyoteknoloji inovasyon merkezini ziyaret eden Işık, çalışmalara ilişkin yetkililerden bilgi aldı ve burada yemeğe katıldı.
Işık, daha sonra berberindeki heyetle, Darmstadt Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) merkezini ziyaret etti. Işık, burada bir süre vatandaşlarla sohbet etti.
Işık, temaslarının ardından incelemelerde bulunmak üzere Helmholtz Ağır İyon Araştırma Merkezi'ne hareket etti. Bakan Işık, burada düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı ve ikili görüşmelerde bulundu.
AA