6284 sayılı Kanun’un önemli bir hukuki zemin sunduğunu ve bu kanunla mücadelelerini kararlılıkla sürdürdüklerini vurguladı. Kadına yönelik şiddetle mücadelede medya temsilcilerinin katkısının önemli olduğunu ifade eden Göktaş, geleneksel ve yeni medyanın bu mücadelede destekleyici bir rol oynamasını hedeflediklerini söyledi. Farkındalık çalışmaları ve ödüllendirme programları ile medya üzerinden bu mücadeleye katkıda bulunduklarını dile getirdi. Ayrıca, kadın hakları ve toplumsal katılımı artırmaya yönelik stratejiler geliştirdiklerini, aileyi destekleyen dijitalleşme hedefleri belirlediklerini ve medyada kadınların ayrımcı temsillerine karşı etik ilkeler yayımladıklarını açıkladı.
Her şiddet vakasının kabul edilemez olduğunu belirterek, risklerin erken tespiti ve koruyucu mekanizmaların devreye girmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye genelindeki sosyal risk haritalarını çıkararak, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve bağımlılık gibi sorunları bütüncül bir şekilde ele alacaklarını açıkladı. Bu haritalarla her bölgeye özgü koruyucu faaliyetler geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Sosyal medyanın bireyler ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerinin arttığını vurgulayarak, ailelerin dijital riskler konusunda endişeli olduğunu ifade etti. Bu nedenle çocukları dijital tehlikelerden korumak için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi. 1 Ekim'de düzenlenen 'Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı'nda dijital bağımlılığın nedenleri ve sonuçları ele alındığını aktardı. Ayrıca, gündüz kuşağı programlarındaki şiddet içeren içeriklerin reyting kaygısıyla normalleştirildiğini ve bu tür yayınların kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Kadına yönelik şiddete karşı duyarlı bir dil geliştirilmesi gerektiğini belirtti ve karşıt konumlandırmanın şiddeti normalleştirdiğini söyledi. Bu durumun ailede ve toplumda şefkat yerine şiddeti yaydığını ifade etti. Ayrıca, cinayet haberlerinin detaylı verilmesinin hem ölenlerin ailelerine hem de toplumun ruh sağlığına zarar verdiğini ekledi.
omurgasızsınız, hepiniz! özellikle kadın olarak sıcak koltukları riske girmesin diye şu açıklamaları yapanlardan hepten tiksiniyorum.
kafası da almıyor
İlk defa haklı. Kedi olalı bir fare tutup sorunu tespit edebilmişler, eleştirmeyelim.