Hükümetin, 'onlar konuşur biz yaparız' diye sloganlarının olduğunu dile getiren MHP Lideri Bahçeli, 'Saray güdümlü Davutoğlu isabet buyurmuştur. Çünkü bizim konuşmaktan bile yüzümüzün kızardığı ne kadar ayıp ve edepsizlik varsa onlar heyecanla yapmaktadır. Biz rüşvetin kötülüğünü konuşuruz, onlar yaparlar. Biz hırsızlık dehşetinden konuşuruz, onlar yaparlar. Biz hıyanetin, işbirlikçiliğinin, yalancılığın ve ikiyüzlülüğün iğrençliğinden konuşuruz, onlar heves ve iştahla yaparlar. Dahası başkalarının konuştuklarını aynen de tatbik ederler. PKK konuşur, AKP yapar. İmralı canisi konuşur, AKP yapar. BOP konuşur, AKP yapar. Müslüman katilleri konuşur, AKP yapar. Türk düşmanları konuşur, AKP özene özene yapar. AKP, yeni Türkiye yolunda ikinci yarı için yola çıkıyormuş. Bunlar Cumhuriyet'e 'reklam arası' diyecek kadar milli duygudan uzaktır. Şehide 'kelle' diyecek kadar milli değer ve manevi emanetlerden kopuklardır. Vatan topraklarını bırakıp kaçacak kadar da korkak ve vatansızlardır. Eğer, AKP yangını, AKP felaketi durdurulamazsa; Türkiye aşama aşama tükenecek, kül olacaktır. Bu gidişe hiçbir vicdan sahibinin göz yumması mümkün değildir. Bu vahim tablonun farkına varmış milliyetçiler müdahale etmeye hazırdır ve kararlıdır. Bu ateşi söndürme günü gelmiştir.' ifadelerini kullandı.
'PKK'YLA BAŞKANLIK PAZARLIĞI YAPTILAR'
'2002'de sıfır düzeyinde teslim alınan terör, AKP ile yeniden artmıştır. Bölücülük zemin ve taban bulmuştur. Çözülme süreci Türkiye'yi temellerinden sarsmıştır.' diyen Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:
'PKK'yla yürütülen pazarlıklar bölünme heveslerini cesaretlendirmiştir. 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' adı altında PKK ile müzakere yaptılar. Yıllardır terör örgütüyle Türkiye'yi masaya yatırdılar. Bunlarda milli iffet ve haysiyet kalmamıştır. Erdoğan, ihanet sürecine hayatını koyduğunu defalarca söyledi. PKK'nın siyasi şubesi HDP'yi saraylarda ağırladı, İmralı canisinin mesajlarını okuttu. Sıkıyı görünce dönüp, 'devlet terör örgütüyle masaya oturmaz, oturursa çöker' dedi. PKK'yla başkanlık pazarlığı yaptılar. Al-ver sürecinde başkanlığa karşılık federasyon ve özerkliği vaat ettiler. Bölünme temalı yeni Anayasa konusunda fikren ve ilkesel bazda uzlaşmaya vardılar. Kobani'ye Barzani'nin geçişini sağladılar. Teröristleri alkışladılar, PYD-PKK'ya alan açtılar. Erdoğan'a Tokat'tan sesleniyorum; Başbakan iken hani Meclis kürsüsünden esip gürlüyordun? Botan çayında serinleyecektin, Zap suyu gibi coşacaktın, Dicle gibi barışa akacaktın? Ne oldu söylediklerin? Nerede kaldı sözlerin? Hani Cudi'de yediverenler, Ağrı'da çiğdemler, Munzur'da kardelenler toplayacaktın? O devirde otuz bin insanımızın katiliyle kucaklaşırken öyle diyorlardı. Caniye müzakere konağı hazırlarken, İmralı'ya özel sekreterli ihanet bürosu açarken, Habur'da katilleri karşılarken utanmadan sıkılmadan bizleri suçluyorlardı. Kandan beslendiğimizi söylüyorlardı. Oysa biz diyorduk ki, bu yaptığınız tepeden tırnağa yanlıştır. Bunun sonunda bölücülüğü azdırırsınız. Ayrılma tehlikesini coşturursunuz. Milleti birbirine düşürürsünüz. Terörist namlusu milletimizin ensesinde durursa sonuç alınmaz. Kandil'i ortadan kaldırmadan, teröriste merhamet olmaz. Ya kendiliklerinden bütün silahlarını tümüyle teslim ederler. Bütün militanlarıyla beraber Türk ordusuna teslim olurlar.'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yapılan mitingin ardından sevgi gösterileri arasında Tokat'tan ayrıldı.