Malum bahar mevsimi aşkı doya doya yaşama mevsimidir. Aşkı yaşamak güzel, peki ya okumak? Bizce bu en güzel olan şeylerden biri. Bu baharda size son zamanlarda herkesin elinde göremeyeceğiniz, popüler olmayan ama okuyanların da çok sevdiği kitap önerileriyle geldik. İşte karşınızda okuduğunuzda oldukça seveceğiniz 9 farklı aşk kitabı önerisi...
Bu kitap, içinde aşkı barındırırken, aynı zamanda yaşanmış bir içsel yolculuğu da gösteriyor bizlere... Amerikalı sanat tarihçisi Jonathan Gartner, uzun zamandır Rus bir ressam olan Vladimir Radskin'in yapıtlarına büyük bir hayranlık duymaktadır. Ressamın uzun süredir kayıp olan bir tablosunun bulunduğu haberini alınca, nişanlısı Anna'yı düğün hazırlıkları yaparken bırakıp Londra'ya gider. Bundan sonrası ise kendi içsel yolculuğuna kapı araladığı andır.
Şairin de dediğin gibi ''Her şey birdenbire oldu.'' Kız yalnızdı, adam da öyle. Kız, adamı gördüğünde ne hissettiğini bilemedi. Adamsa, kızı gördüğüne emin bile değildi. Belki üst kattaki bir hayaldi. Belki de kentteki kaybolmuş yüz binlerce insandan biri... Adam ve kız, saklandıkları köşeden birbirlerine dokunurken bir şarkı çalmaya başladı. Başlarını kaldırdılar, herkes onları izliyordu.
Sevdiğiniz bir insandan en fazla kaç kere ayrılabilirsiniz? Onu kaç kere kaybedebilirsiniz? Katherine ve Matthew'in kaderinde asırlar boyunca tekrar doğmak ve ölmek vardı. Her seferinde birbirlerine aşık oluyorlar ve çok üzücü bir şekilde ayrılığı tadıyorlardı. Kim bilir, belki de bir sonraki hayatlarında her şey daha farklı olacaktı.
Kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmasın öncelikle bunu söylemeliyim. Bir kitapta hem aşk hem de savaşın getirdiği yıkımları deneyimliyorsunuz. Tatyana ve Alexander, II.Dünya Savaşı'nın olduğu bir dönemde tanışıyorlar. Birbirlerine büyük bir aşkla bağlanıyorlar. Ama arada o kadar şey yaşanıyor ki, üzülmekten kendinizi alamıyorsunuz. Fakat kesinlikle okurken çok seviyorsunuz. Beğenenler için, ikinci bir kitabın da piyasada satışta olduğunu hatırlatalım.
Abertillery Dükü'ne ait bir evde ailesiyle birlikte yaşayan Jane Hammond'un kendine ait bir hayal dünyası ve kimseye anlatmadığı hayalleri vardı. Ona göre hiçbir Abertillery Dükü sevecen ve anlayışlı insanlar değildi. Onların varlığını unutarak hayatına devam etmek, kendisi için en doğru olandı. Ta ki, son Abertillery Dükü olan, Alexander ile tanışana kadar. Kaderin onları bir şekilde bir araya getirmesiyle, bizim için eğlenceli dakikalar başlıyor! Tarihi aşk romanları okumak isteyenlere önerimizdir!
Sene 1945. Eski bir savaş hemşiresi olan Clarie Randall, savaş sonrasında eşiyle ikinci bir balayına çıkar. Gittiği tarihi alanlardan bir taşa dokunduğu anda kendini 1743 yılında bir yabancı olarak bulur. Hayatı için büyük tehdit altında olduğu anda James Fraser adlı bir savaşçıyla tanışır. Bu adamın kendisine sunduğu büyük aşktan çok etkilenir ama eşine duyduğu sadakat arasında da sıkışıp kalır.
29 yaşında genç bir kadın olan Adalet, hayata ve insanlara dokunmadan hayatını sürdürmektedir. Ne mutlu ne de mutsuz... Ta ki, ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğreninceye kadar. Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, tüm hayatını masaya yatırır. Bu aşamada kendiyle ve yaşadığı ülkeyle yeniden tanışır. Hatta aşkla bile...
''Bir salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler, hayatımda en çok sevdiğim kadının cinayet işlediğini yazıyordu.Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm.İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormadı. Onu mahkum etmişlerdi. Kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve
kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım.''
Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk'taki evinden apar topar alınıp,
askere götürülür. Ona göre bu bir kabustur. Arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığını düşünürler. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden
götürüldüğünü anlatmaktadır.
Bu kitap, Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'un aşk temalı sayılı kitaplarından biri... 1975 yılından günümüze bir aşk hikayesini anlatıyor bizlere bu eser. Kahramanlar, Kemal ve onun yoksul akrabası Füsun... Bu kitap yalnızca aşk hakkında değil; evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile gibi birçok kavram hakkında fikir verecek bizlere.
Kolera Günlerinde Aşk kitabı, Marquez'in en sevilen romanlarından biri... 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında Fermina Daza, Florentino Ariza ve Doktor Juvenal Urbino arasındaki aşk üçgenini konu alan kitap, acı çekmenin bir erdem olduğundan bizlere bahseder. Bu da bizlere Florentino Ariza üzerinden anlatılır. Çünkü kendisi sevdiği kadına ulaşmak için 53 yıl, 7 ay, 11 gün beklemiştir.
Halide Edip Adıvar'a ününü kazandıran kitaplardan biridir Handan. Aşk ve evlilik ilişkileri yoğun bir şekilde bu kitapta işlenmiştir. II.Abdülhamit rejimine tepki gösteren Nazım'la evlenmeyi reddeden Handan, Hüsnü Paşa ile evlenir. Fakat bu evlilikte mutsuz olur ve istediğini bulamaz.
Kırmızı ve Siyah, gittikçe büyüyen tutkulu bir aşkın hikayesidir. Duygularının bize geçişindeki kusursuzluk, kitabın bir ustanın elinden çıktığını bize kanıtlar. Kitabın konusu gazetede çıkan bir tutuklama haberinden alınmıştır. Karakterler ise: Julien Sorel ile Madame de Renal'dir.
İlk psikolojik romanımız olarak bilinen Eylül, içinde aynı zamanda bir aşk hikayesi barındırır. Tıpkı Aşk-ı Memnu'da olduğu gibi bir yasak aşk incelemesi söz konusudur.
Garip akımı temsilcilerinden Oktay Rıfat, bu kez pek de beklemediğimiz türde bir eserle karşımıza çıkıyor. Soluk soluğa okuyabileceğinizi düşündüğümüz bu romanda, 12 Mart sonrası bir kadın ile devrimcinin aşkı anlatılıyor.
Rüzgar Gibi Geçti romanı, ABD'de geniş yaralar açan bir iç savaşın öyküsünü yansıtır bizlere. Savaşın yol açtığı felaketler, bir fotoğraf kadar net bir şekilde bizlere gösterilir. Aşk, gurur, hayal kırıklığı, hayatta kalma mücadelesi... Kısacası tüm insana dair duygular gösterilir bize. Zaten bu kitabı kült kitap yapan özelliği de aslında budur.
aşk,romantizm konulu kitapları sevmem ancak illa okuyacaksam da klasiklerden okurum. bu listede dünya klasiklerinden aşk kitapları olmaması çok tuhaf.